KUTSAL TOPRAKLAR -1-

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

19 Haziran Cumartesi günü çıktığımız Kutsal yolculuğu İl Müftü Yardımcısı Metin Arcaklıoğlu’nun kafile başkanlığını yaptığı 4 bayan 2 bay görevlinin bulunduğu kafilemizde toplam 146 kişi, 6 otobüsle Ankara’ya hareket ettik.

Esenboğa havalimanında 6 saat bekledikten sonra nihayet 23.30’da Suudi Hava yolları Airbus uçağı ile Ankara, Çorum, Amasya, Yozgat ve Aksaray’dan oluşan 290 kişilik grupla Medine-i Münevvere ’ye hareket ettik. Kafilemizin yüzde 80’ni kadın, geri kalanı erkekti.

Kafilemizde kimler yoktu ki; Ailecek gelenler, kundağındaki bebeğini sırtlayan anneler, bizi bölüp parçalamak isteyenlere inat, birlik beraberlik içerisinde kardeşçe kucaklaşan, görüşüp konuşan tanıdığımız, tanımadığımız görüşlerini farklı olarak bildiğimiz onlarca insan abi-kardeş olarak bir ideal uğruna aynı şeyleri düşünerek yolculuğa çıktık.   

 Uçakta en küçük Umrecimiz Çorumlu 3,5 aylık anne kucağındaki Aysima isimli çocuktu. Kafilenin maskotu olmuştu. En yaşlı Umrecilerimizde Gedikhasanlı kasabamızdan 85 yaşındaki Bahri Suntay ile birlikte Çorumlu Ulu Camii emekli müezzini Kürt Hafız lakabı ile anılan Hüseyin Yenilmezer idi.

Uçağımız 2 saat 20 dakika sonra Medine havalimanına indi. Uçaktan yapılan açıklamada Medine’de o saatte hava sıcaklığının 39 derece olduğu açıklandı. Gümrük işlemlerimizden sonra doğruca kalacağımız Senabell Oteline yerleştik. Sabah saat 03.00’de Namaz için doğruca Peygamberimizin Mescidine gittik. Kadınlar ve erkekler ayrı bölmelerde namaz kılıyorlar. Öğle  namazından sonrası mescidi baştan sona gezdim. Efendimizin kabri saadetlerini ziyaret ettim.

 Türkiye’den getirdiğim üzerimde olan emanet selamları Efendimize tek tek isim isim zikrederek ilettim. 7 gün boyunca Medine’de dolu dolu ibâdet yapma, gezi ve gözlem yapma imkânı buldum. Medine sokaklarını adım adım dolaştım.

Medine çok sıcak yanıyor, sorduğumda hurma sıcaklarının başladığını söylüyorlardı. Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında zaman zaman sıcakların aşırı derecede yükseldiğini söylüyorlardı. Ravza’nın  etrafını oteller sarmış. Nereye baksan çok katlı 3 yıldızlı, 5 yıldızlı oteller yapılmış, hepsi de dolu sanki kendimizi hac mevsiminde zannediyoruz. Hac kalabalığı gibi iğne atsan yere düşmeyecek derecede kalabalık.

 Rengârenk beyazlı sarılı mavili giyilmiş elbiseler. Endonezya, Malezya, Gana,  Nijerya, Bangladeş, Fas, Tunus, Cezayir, Pakistan, Afganistan en çokta İran ve Türk umrecileri başı çekiyor. Siyahıyla, beyazıyla…

Ziyaretlerimize önce Gamame Mescidinden başladık. Salı günü sabah namazıyla  dört halifenin dört güzel izlerini aramaya koyulduk. Mescid-i Nebevi’nin yanında dört halifenin de isimlerini taşıyan dört ayrı mescit var. Bu Mescitlerin burada bulunma sebepleri de bir hayli enteresan. Bu dört mescidin yanlarında bulunan ve adına “bulut” yani “Gamame Mescidi” denilen yapı Efendimizin bayram namazlarını kıldırdığı yermiş. Kendisini devamlı gölgeleyen bulut.  Efendimiz Mescid-i Nebevi’ye girdiğinde bulut burada beklediği için buraya “Bulut Mevkii” ve buraya yapılan mescide de “Bulut mescidi” demişler.

Efendimizin vefatı sonrasında Hz. Ebubekir, bayram namazlarını Efendimizin kıldırdığı yerin 40 metre kadar arkasında kıldırmış. Hz. Ömer, biraz ilerisinde Hz. Osman tam zıt istikamette bir mevkide Hz. Ali’de, Hz. Ebubekir’in kıldırdığı yerin arka mevkiinde kıldırmış. Sahabe bu yerleri muhafaza ederek bu mübarek kişiler ile birlikte anmışlar. Sonrasında da buralara bu büyük sahabeleri hatırlatan mescitler inşa etmişler. Gamame, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer mescitleri günümüzde hala Osmanlı Mescidi olma özelliğini korumaya devam ediyorlar.

Hz. Osman ve Hz. Ali mescitleri ise bir hayli değişikliğe uğramış. Bu tarihi mescitlerden sadece Hz. Ebubekir mescidinde bir Osmanlı kitabesi görülüyor. Bu kitabeyi okuyunca anlaşılıyor ki, mescidi son kez Sultan Abdulaziz Han tamir ettirmiş. Bunların bir kısmını da Medine müdafaasını yiğitçe yapan Fahrettin Paşa’nın yaptırdığı söyleniyor. 

Bugün bu eserlerin hepsini de restore etmişler ama kapılarında kilit vardı. İçine giremedik, sadece bakınmakla yetindik. Hamidiye camii ve tren istasyonumuzu gezdik. Ecdat yadigârı Medine tren istasyonu amberiye mevkiinde bulunuyor. Yıllar öncesinde gittiğimde harabe halinde bulunan istasyon restore edilmiş, etrafı temizlenmiş, tel örgü içine alınmış. Yapıldığı yıllarda şehrin giriş mahalli olan bu yer şimdi şehrin ortasında kalmış.

Bu seneden başlamak üzere trenin yolcu taşımaya hizmet vermeye başlayacağını öğrendim. Yaklaşık 1,8 milyar dolar yatırım yapılıyormuş. Bu yıl hizmete girecek olan tren 130 bin yolcu taşıyacak, gelecek sene 500 bin, 2012  yılında ise 2 milyon insanı hacca taşıyacağı ifade ediliyor.

Tren, Mekke’deki kutsal mekânlardan geçecek ve yolculuk yaklaşık 7 dakika sürecek. Tren, hacıların toplandığı mekânlara uğrayacak, fakat çadırların olduğu bölgelerden geçmeyecek.

El Riyad gazetesindeki habere göre, bilet fiyatının 24 dolar olacağı belirtiliyor. Kanaatimizce yapılan büyük bir proje. Her ne kadar gecikmiş olursa olsun başlaması bile insanın iştahını kabartıyor. Yaklaşık 100 yıl önce götürdüğümüz tren nihayet hızlanarak tarihimize ışık tutmaya devam edeceğe benziyor. VESSELAM…

  7 TEM 2010 ÇRŞ

KUTSAL TOPRAKLAR -1-
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!