DEPREM İHMALE GELMİYOR

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz gün deprem konusunda “Geçmiş Olsun Türkiye’m” başlıklı bir yazı kaleme aldım. Bugünde bu önemli konuya devam etmek istiyorum. Ülkemiz 10 vilayette meydana gelen Yozgat’ta dâhil pek çok ilde de hissedilen büyük bir depremle sarsıldı. Binlerce göçük evin olduğu, on binlerce yaralı, binlerce de ölümün olduğu son yüzyılın en büyük felaketlerinden biridir bu deprem.
1999 yılında 7,4 şiddetinde meydana gelen Marmara Depreminde de binlerce ev yıkılmış, resmi rakamlara göre 17-18 bin civarında insanımızı kaybetmiştik. Depremin ardından neler söylenmedi ki. Ülkemizi idare eden siyasiler başta olmak üzere Belediyelerimiz, ilgili kurum ve kuruluşlar, müteahhitlerimiz, mimar ve mühendislerimizin ortak bir kanaatleri vardı. “Meydana gelen depremler değil, içinde yaşadığımız evler binalar öldürüyor insanlarımızı” dediler.
Yanlış hatırlamıyorsam o günden sonra ince eleyip sık dokuyarak yeni bir deprem yönetmeliği hazırlanmıştı. Bundan böyle yapılan binalar bu yönetmeliğe göre yapılacak mimar ve mühendislerin kurdukları yapı denetim kurumlarınca tavizsiz bir şekilde denetlenecek, kaliteli inşaat malzemeleri kullanılacak, en az sekiz ve üzeri depremlere bile dayanıklı binalar inşa edilecekti.
Gerçekten o günden sonra gerek TOKİ kanalıyla yapılan gerek özel sektör gerek kamu binaları olsun mimar ve mühendislerimizce yapılan binaların sağlam yapıldığına inanıyor ve güveniyorduk. Bugün bile bu inancımı yitirmiş değilim.
Ne acı ki geçtiğimiz gün meydana gelen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde gördük ki kamu binaları başta olmak üzere gürül gürül yıkılmaya devam ediyor. Hatta üç beş yıl önce yapılmış kırk elli dairelik binalarında gümbür gümbür yıkıldığına yine bu depremde şahit olduk.
Çıkartılan yönetmelik gereğince yapılan binaların bu şiddette bir depremde yıkılmamaları gerekmiyor muydu?
50 yıl önce yapılan İskenderun devlet hastanesinin yoğun bakım ünitesi, fizik tedavi, poliklinik hizmetleri ve bazı idari birimlerinin bulunduğu 6 katlı blok depremde yıkıldı.
Antakya’da bulunan Özel Akademi Hastanesi yıkıldı. 2011 yılında açılan hastane binası yan yattı. Hatay Valisi Rahmi Doğan kentteki polis evinin yıkıldığını açıkladı.
Ayrıca büyük reklamlarla yapılan Şehir hastanelerinden Mersin Şehir Hastanesinin de depremde ciddi manada hasar aldığını Sağlık Bakanından duyduk.
Bu örnekler gösteriyor ki millet olarak hepimizin kusuru kabahati ihmali söz konusudur. Kimse ben iyiyim sen kötüsün dememeli. Bu hususta her seferinde sınıfta kalıyoruz.
Dünya var oldukça depremler olacaktır. Yapılacak ne var derseniz. Kaliteli inşaat yapımı kaliteli malzeme kullanılması en az bunlar kadar önemli çürük zeminlere tarlalara tarım arazilerine fay hatlarına büyük büyük tesisler, binalar, hastaneler, postaneler, okullar, yurt ve yuvaların yapılmaması gerekmez mi?
Hiçbir kurum ve kuruluş ince eleyip sık dokuyarak bu konulara parmak basmıyorlar. Basıyorlarsa da ihmal ediyorlar.
Deprem devlet seçmiyor. Zengin fakir hatırlı hatırsız demiyor. Her ülke de her kıtada oluyor. O devletler depreme karşı önlemlerini alıyorlar ve uyguluyorlar. Bizde ise birkaç gün gözyaşı döküp ağlıyor sızlıyoruz belirli bir süre sonra unutup gidiyoruz.
Her şehrin kendine has özellikleri vardır. Yerleşim yerlerinde sıkıntılar söz konusudur. Yeni yerleşim yerleri oluşturmamız bir de üzerimize düşen görevleri tavizsiz yerine getirmemiz gerekir diyorum vesselam.

DEPREM İHMALE GELMİYOR
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!