YUMURTACI MURAT HAKKA YÜRÜDÜ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ocak ayı sonlarıydı. Murat Kocaoğlu’yla  ilgili  iki ayrı köşe yazdım. Bir seferinde hastanede olduğunu yetmiş gündür yattığını söyledi.  Uzun  uzun anlattı hasbihal ettik. Arkadaşlarımla ziyaretine gittik.

Odasına girdiğimizde kolunda serum  bağlı uyuyordu, sesimize uyandı, bizi görünce nasıl sevindi görmeye değerdi.
Ne yapacağını şaşırdı, bir eline kolonya alıyor, onu bırakıp çikolata ikramı, kolilerle su, kasalarla maden suyu ve değişik meşrubatlar ne dilersem.

Hal hatır sorduk, dertleştik, beyaz gömlek üzerine kırmızı kravatı takmış, yedekleri de serum askısının üstünde rengârenk pırıl pırıl sallanıyordu.

Kendisine dua ettik, şifa diledik, oğlu Nuh Bey bizi yolcu ederken rahatsızlığını sorduğumuzda:
“Abi haberi yok, durumu iyi değil, kanser diyor doktoru, Allah bilir ama 3 ay yaşar yaşamaz dedi.”

Öylede oldu, Ramazan orucuna başladık, üçüncü gününde hakka yürüdü. İçinde bulunduğumuz ramazan ayında vefat etti. Korona virüsünden dolayı cenazesine katılamadık üzüldük. Kalabalık cemaatle cenazesini kılamadık.
Üç aylar içinde ölen kişiden kabir azabı sorulmaz olarak biliyoruz, bir mübarek ramazan gününde en iyisini Rabbim bilir.

Hey gidi koca yumurtacı Murat hey!
Bir şeyi kafasına koydu mu  onu birileriyle  muhakkak paylaşacaktır. Onlardan biriside bu fakirdi. Gelir ofisimize bir bir duyduklarını bildiklerini anlatır çayımızı içer ve giderdi.
Yolda yürürken hızlı adımlarla yürür acelesi var gibi. Birden hızlanır, koşar, geri döner, bakar, her şeye vakıf olmak isterdi.

Böyle bir ramazan günüydü evimde birkaç sofralık iftar veriyorum, genelde fakirleri davet etmiştim.
Top patlayacak vakit gelmişti ki kapımız çalındı. Baktık ki Yumurtacı Murat hep birlikte iftar ettik. Onunda çorbada nasibi varmış herkes dağıldı,  birkaç arkadaş kaldık camiye gideceğiz, samimi  ortamı bulunca  kalkıp kucakladı bizi.
Bana bakın beni dinleyin hanımı da yeni vefat etmişti bayağı dertliydi dinlerken, yatsı ezanları okundu.

Hazır cevaplı Murat bana bakın efendiler misafir müezzin, ev sahibi imam, bende cemaat olurum, kılarız  teravihimizi, öylede oldu.

Herkes gibi diş kirasını hak edenlerdendi, Ramazan bereketi bununki kat kat fazla oldu. Misafirimiz de  ona infakta bulundu Helal-i hoş olsun.
Gerçekten bir gönül dostu idi. İslâm için çarpan bir kalbe sahipti. Dost bildiği kişiyi görünce, yukarıdan aşağı bir güzel süzer, İstanbul’a gideceğim sana 44 numara gömlek, kravat, kazak, getireyim der, en kısa zamanda getirir poşetler içinde toz kondurmaz teslim ederdi.

Beni her gördüğü yerde söylediği bir sözü vardı, kapıdan girerken “Sen imanlı bir adamsın.  Bir yerde yiğitliğinizi gözümle gördüm. Allah razı olsun onu senden başkası yapamazdı” Diye taltif ederdi sağ olsun.

Eskileri hiç unutmaz, fırsat buldukça tekrar ederdi. Kıymet bilir, kalbinde kin, nefret olmazdı. Kendi halinde, hiç kimseyi incitmez bir yapıya sahipti.

Çapanoğlu Camiinde 15 dk içinde mevlit şekerini tek elden dağıtan yumurtacı Murat aramızdan ayrıldı. Rabbim mekânını âli etsin. Onu cennetine koysun inşallah!

Ölüm yok olmak değildir, ruhun bedene olan bağlılığının sona ermesidir. Az yaşa, çok yaşa, nasıl olsa gelecek  başa.
İyi insanlar, iyi atlara binip gidiyorlar bir bir.
Herkesin varacağı son durak burasıdır. Rabbim onu cennetine koysun diyorum. Vesselam… 4 MAYIS 2020 PAZARTESİ

YUMURTACI MURAT HAKKA YÜRÜDÜ
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!