Doktorlar tarafından hastalarına tavsiye edilenler arasında diyet başta gelir.
Diyet nasihat şeklinde yapıldığı gibi önceden hazırlanmış matbu yazılı metinlerle de yapılabiliyor günümüzde.
Ben çocukken rahmetli babam Yozgat’a her geldiğinde lise caddesinde bulunan Dr. Azmi Gürkan’a sık sık uğrar, tansiyonunu ölçtürürdü.
Tıpkı bu günkü aile doktoru gibi idi.
Ankara’ya gittiğinde de uzman Doktor Müzeyyen Çok değerli Hoca’ya giderdi.
Her iki doktoru da babama öncelikle: “Soğan, sarımsak, turşu, yumurta, hayvansal yağlar, tereyağı, tuz yemeyeceksin” derlerdi.
Bizim rahmetli de sağlığına çok dikkat eder doktorların bir dediğini iki etmezdi.
Yapılan tavsiyelere dinler gereğini yapardı.
Zaman içerisinde kalp hastası oldu. 54 yaşında vefat etti merhum.
Yumurta, tereyağı, tuz hiç mi hiç yemedi.
Kendi ifadesi ile sigara içtiğini hiç hatırlamaz, asla ağzıma sigara koymadım derdi.
Bir diğeri de kayınpederim Topçu’lu Çavuş Ağa’dır.
50 yıldır yakinen tanıyorum.
Hiçbir şeye acı, ekşi, tatlı, tuzlu demedi. Ne bulduysa yedi.
Hala da yemeye devam ediyor.
Yaşı da 92 oldu.
Hala tansiyon sorununun olmadığını biliyorum. Başka da bir hastalığının olmadığını yine doktorları söylüyorlar.
Bugün bile tereyağlı sahanda yumurtayı çok rahatlıkla zevkle yiyebiliyor.
Hamur işi hakeza hayvansal yağları evinden hiç eksik etmedi.
Sıhhati de maşallah yerinde. Turp gibi Allah esirgesin.
Şimdi durduk yerde bunu niye anlatıyorsun diyeceksiniz.
Bu zamana kadar bütün doktorlar 3 beyazın insan sağlığına ciddi manada zararından bahsederler. Un, şeker, tuz.
Daha da ileri giderek yumurtayı, tereyağını hayvansal ürünlerin birçoğunu da hastalarına yasaklarlar.
Son yıllarda bazı Profesör Doktorlar tereyağından özür bile dilediler.
Bugüne kadar tereyağın insana zararlı olmadığını da zaman zaman açıkladılar.
İnsanlar arasında ortak kanaat hayvansal yağların insan vücuduna belli bir yaştan sonra zararlı olduğu yönündedir.
Yukarıda arz ettiğim üzere takdir-i ilahidir, iki yakınımdan birisi hiç yağ, yumurta yemedi, sigara içmedi genç sayılabilecek bir yaşta kalp krizinden gidiverdi.
Bir diğeri de alabildiğine hiçbir şeye aldırış etmeden bir ömür boyu hep yedi, hala da yemeye devam ediyor. Sağlığı da yerinde.
Şimdi esas söylemek istediğimi şudur ki; bir tarihte internette gezinirken İstanbul Memorial Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmezin yaptığı bilimsel araştırma, yumurtanın kalp ve damar hastalıkları açısından hiçbir zararının olmadığını ortaya koydu. Yazısı gözüme ilişti. Manidar buldum doğrusu.
Köşemde bu konuyu sizlerle paylaşmak istedim.
Sağlıklı kişiler tarafından gün aşırı veya her gün yenen bir yumurtanın, kalp ve damar hastalıkları yönünden hiçbir zararı olmadığını belirten Prof. Dr. Sönmez, “Herkes hatta kalp hastaları bile tereddütsüz gün aşırı bir yumurta yiyebilir.” Ve ilave ediyor, “Gün aşırı ve günde bir yumurta yiyenlerde kan yağları ve damar sertliği risk faktörlerinde yükselme olmadığını, kötü huylu kolesterolde ise düşme meydana geldiğini saptadık.” ifadelerini kullanıyor.
Prof. Dr. Canan Karatay hocada aynı görüşte.
O halde yumurtayı yiyelim mi?
Yemeyelim mi?
Ne yapalım diyorum. Vesselam… 9 EYLÜL 2020 ÇARŞAMBA
