29 Mart Yerel Seçimlerine yaklaştığımız bu günlerde, aday belirleme sürecinde çalışmalar olağanca hızıyla sürerken, Yüksek Seçim Kurulu beklenilmeyen yönde karar alarak; Öngörülen belde ve belediyelerinden nüfus sayımının iptali için öngörülen süre içinde dava açan belediyelerin 29 Mart yerel seçimlerine katılabileceklerine ilişkin açıklamalarda bulunarak bir anda olayı gündeme taşımış oldu.
Türkiye genelinde kapatılan 862 belediyenin bu kararla seçime belde olarak girebilecek olmaları gündemde büyük bir yer oluşturacağa benziyor. Katılım için dava açan beldelerin Yüksek Seçim Kuruluna belgeleri vermeleri gerekliliği şart koşuluyor. Fakat yapılan açıklamaların gündemde yer almasına rağmen ortaya net bir tavır konulamamış durumda.
Bazı açıklamalarda itiraz süresinin 15 Ocak’a kadar devam ettiği yönünde bilgiler veriliyor. Gelişmelerin bu şekilde cereyan etmesi halinde kapatılan tüm belediyelere seçime girebilme şansı doğmuş olacak. Büyük bir hareketlilik içerisinde seçime girebilme şansı doğan belediyeler şimdiden gelişmelere kesin gözüyle bakıyorlar.
Kararın kesinleşmesiyle birlikte, tüm siyasi partiler kapatılan beldelerde süratli bir çalışma gayreti içerisine girerek aday belirleme çalışmaları yaparak hazırlıklarını kısa süre içerisinde tamamlayacaklar. Böylelikle Belediye Başkanlıkları ve Belediye Meclis Üyelikleri için adaylık müracaatı yapacak olan, tüm siyasi partilerin yönetim kurulunda yer alan başkan ve üyelerinin en geç 31 Aralık tarihine kadar istifa dilekçelerini vermeleri gerekiyor.
Ak parti çatısı altında, verilen bu karara ilişkin, Türkiye Büyük Millet Meclisinden böyle bir kararın geçmiş olmasına rağmen, Yüksek Seçim Kurulunun kararı akıllarda bir takım sorular doğurmaya başladı. Başbakan Tayyip Erdoğan’da bir basın toplantısı düzenleyerek, beklenilmeyen bu karar hakkında, gazetecilere yapmış olduğu açıklamalarda, Yüksek Seçim Kuruluna sert tepkilerle görüşlerini ifade ediyor.
Meclisten, yasama organından çıkan bir kararın aksine bir tavır sergilenmesi Ak Parti çatısı altında adeta şok etkisi oluşturmuş oldu. Ak Partiden, ikinci bir Anayasa Mahkemesi olmaması sebebiyle, Yüksek Seçim Kurulundan çıkan karar mantıksız olarak değerlendiriliyor. Daha önce bilindiği üzere, Yasama organından çıkan karara yönelik, Anayasa Mahkemesine itirazda bulunulmuştu.
Anayasa Mahkemesi de karar üzerinde bir takım düzenlemeler eşliğinde kapatılma kararına onay vermişti. Bu gelişmelere rağmen Yüksek Seçim Kurulunun vermiş olduğu karar ciddi anlamda tartışılmaya devam edeceğe benziyor. Yüksek Seçim Kurulunun almış olduğu bu karar, gündemde seçim iptaline kadar varacak çeşitli söylentiler ve itirazlar doğurdu.
Seçim iptalinin de gündeme çıkarak uzun bir süre tartışılması ve bu yönde çeşitli açıklamaların yapılması beklenecek. Karara yapılan itirazlar olağanca hızıyla devam ediyor. Çelişkili ifadeler taşıyan bu ifadeler ve açıklamalar eşliğinde ilimizde kapatılan beldelerin seçime girip, giremeyecekleri hakkında net bir açıklama yapmak mümkün görünmüyor.