YOZGAT’TA İL BAŞKANI OLMAK

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir dönem kapatılan Fazilet Partisi Yozgat İl Başkanıydım. İl Başkanı olmak öyle sanıldığı gibi kolay bir şey değil.

Eğer delege bazında seçim yapılacaksa ilçelerinin egemen olduğu bir Yozgat’ta 3-4 ilçe bir araya gelir adına da saat kulesi politikası der ili devre dışı bırakırlar.

Bu dünde böyleydi, bu günde böyle.

Diyelim ki zoru yendiniz, seçildiniz İl Başkanı. Seçildikten sonra bu görevi layıkıyla yapmak daha da çok zor.

Bu görevi yapanlar bu işin zorluğunu bilirler.

Ne uyku ne tünek… Yolda kalan, yol parası isteyen, başı, dişi ağrıyan, çoluk çocuğuna iş bulmak için günün 24 saatinde arayanlar teyakkuz halinde olmanız gerekir.

Gecenin bir yarısında, Çekerek’ten, Kadışehri’nde, Saraykent’ten, Aydıncık’tan bir vatandaşınız, bir parti mensubunuz, belde, ilçe başkanınız sizi arar, “filancanın dişi ağrıyormuş hastaneye geliyoruz, sizi de bekliyoruz başkanım”, derse yok mu diyeceksiniz?

Hayır, yok diyemezsiniz. Gidersiniz oraya. O saatte doktor yok, beklersiniz saatlerce. Belki sabaha kadar…

Bunları gördük, geçirdik. Ne fedakârlıklar, birde bakarsınız ki emeğiniz sağdıç emeğine dönmüş.

Tez elden de unutulur gidersiniz.

Bir gün kendi köyümde bahçemde otururken, tanıdık bir bayan geldi. “Sana fındık halamın selamı var, oğlu askerden yeni geldi. Nişan yüzüğünü de parmağına taktılar. Ahmet Efendi’ye benim selamımı söyle, ne olur oğlanı bir işe koysun” deyiverdi.

Bir akşam Boğazlıyan’dan partili dört arkadaşımız geldi.

Yol boyu lokantada oturuyoruz.

Sohbete koyulduk. İndirdik kaldırdık, vakit bir hayli geç olmuştu.

Bir genç delikanlı içeri girdi, orda bulunanları bir süzdü, dışarı çıktı.

Biraz sonra tekrar içeri girdi.

Yürüyüşünden belli ki sarhoştu, kafayı da bulmuş, masalar arasında gitti geldi, hiçbir şey söylemedi.

Bir müddet sonra yanımıza yaklaştı, özellikle benim çenemden tuttu ve sallamaya başladı.

“Bana bak, Ahmet Büyüksoy; Fındık Halamın oğlunun işi ne oldu?” Yanımdakiler müdahale etmek istediler.

Arkadaşlarımdan birisinin elinin sopalı olduğunu da biliyordum. İşaret ettim, bir şey yapmayın diye.

Hangi Fındık Halan dedim.

Bilmezlikten gelme, benim Fındık Halamı bilmiyor musun?” dedi.

Hatırladım olayı.

Bunu soran delikanlının kayınpederi dostumuzdu. Benim sabretmem gerekiyordu, öylede yaptım. Bu kez yüksek sesle kendi kendine konuşmaya başladı.

“Ahmet Büyüksoy! Fındık Halamın oğlunu işe koyamayacaktın da neden İl Başkanı oldun?” diyordu.

Lokanta personeli müdahale etti ve dışarı atıverdiler o sarhoş delikanlıyı.

Bu kişi daha sonra bana yaptığından dolayı hep utandı. Ne zaman karşılaşacak olsak yolunu değiştirdi. Benden hep kaçtı, utandı da utandı.

Daha sonraki yıllarda işini kaybetti, Yozgat’tan da göçüp gitti.

Bu tür olaylar her İl Başkanının başına gelebilir. İl Başkanlığının zor bir görev olduğunu, herkes tarafından yorulduğunu ve yerildiğini de biliyorum.

Mevcut İl Başkanlarına kolaylıklar diliyorum. Vesselam… 18 ARALIK 2020 CUMA

YOZGAT’TA İL BAŞKANI OLMAK
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!