YOZGAT’I ANKARA’DA TANITTIK 2

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz gün Ankara’da Yozgat’ı Tanıtma Günlerini kısmen anlatmıştım. Her organizasyonda olduğu gibi, iyi ve güzelliklerin yanında eksiklerinde olduğunu gözlemledim.
Ülke bizim, Yozgat bizim, toprak bizim, toprağında yatan bizim. Seninleyiz Yozgatlım. Demek geliyor içimden.
Bana kalsa günler öncesinden tertip heyetini kurar, Ankara’nın varoşlarına kadar bu birlikteliğe hemşehrilerimizi, tün Ankara halkının duyacağı şekilde bir baştan bir başa afişlerle donatırdım.
Sonunda giriş kapısına X-ray cihazı koyarak oraya gelen Yozgatlıların sayısını bilmekte isterdim.
Hani diyoruz ya Yozgat’ın bir o kadar nüfusu da Ankara’da yaşıyor. Yüz binler değil milyonlarca olduğunu biliyoruz.
Yozgat’ta kazanıp, ticaretten zengin olup Ankara’da büyük işler yapan nice insanımızı göremediğimiz gibi siyasette yıllarca Yozgat’ın her meselesinde irade koyan doğrusuyla yanlışıyla karar veren kişileri de maalesef göremedik.
Bunlardan eski milletvekillerinden Osman Coşkun, Bakanlardan sadece Lütfullah Kayalar vardı. Onun dışında kimseyi göremedik.
Herhalde bir çoğu Yozgat’a küsmüşler veya duymamışlar bu etkinliğin yapılacağını. Keşke uzun süre siyaset yapan Cemil Çiçek, Mehmet Çiçek, Mahmut Orhan, Mehmet Erdemir, Yaşar Erbaz, Ahmet Erol Ersoy, Mesut Türker, Şuayip Üşenmez, Mehmet Ekici gibi değerlerimiz de bizzat gelerek organizasyona katkı sunabilselerdi.
Hadi gelemediler. Bir çiçek, bir başarı telgrafı da mı çekemezlerdi ? Anlamak mümkün değil.
4 gün boyunca vilayet protokolü ve Yozgat Federasyon Başkanlarının bulunduğu stantta birçok Yozgatlı hemşehrimizi dinledim.
Bunlardan birçoğu bürokrattı. Kendilerini tanıtırlarken vay anasını ! Bizim bürokrasinin üst kademelerinde bu tür hemşehrilerimiz varmışta bizim neden haberimiz yokmuş diyesi geliyor insanın içinden.
Bunlardan bazıları memleket sevdalısı adına mangalda kül bırakmazlarken 40 yıldan beri Yozgat’a gelmeyenleri duydum.
Bir çoğuna da söyledim; Neden Yozgat’ta bir dikili ağaçları olmadığını, doğup büyüdükleri baba ocaklarında tütünlerinin niye tütmediğini sorduğumda farklı cevaplar da aldım.
Hani Yozgat tabiriyle onlara cevaben ‘’Kuru kuru gadanı alayım, takır takır gönünü sürükleyim’’ demek geliyor içimden.
Haydi imkanı olan bir takım hemşehrilerimiz iline yatırım yapmadıklarını biliyoruz. Bunun yanında imkanı olmayanlarda iline, ilçesine, beldesine, köyüne geldiklerinde bir çam fidanı da mı dikemezlerdi ?
Sıla-i Rahim adına ilini ziyaret edip babalarının, dedelerinin mezarına bir Fatiha da mı okuyamazlardı ? Gezdiğim bütün stantlarda bir çoğu ürettikleri malları dolgun fiyatlarda satsalar da bu işi 4 gün boyunca parasız olarak gelenlerin eline hediye paketi tutuşturanları da gördüm.
Eksik olmasınlar. Örneklik adına söylüyorum; Yozgat Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nevzat Yıldırım, muhtereme eşiyle birlikte ne fedakarlıklar yapmadı ki.
Yengemizin büyük kazanlarla her gün pişirdiği bulgur pilavını köy sinisi üzerine koyduğu kuru ekmek, yanına doğradığı kuru soğanla dökülen pilavı tatmak için sıraya giren yüzlerce insanı gördüm.
Stanta uğrayan her kim varsa yufka ekmekle birer sokum, birer banak yediler afiyetle.
Bunun yanında; ücretsiz olarak sunulan tereyağı, peynir, pekmez, elma, armut, parmak çörek ikramı da çok büyük rağbet gördü. Yiyenlerin ağzına layık herkes bu ağalığı yapamadı maalesef.
Ahir kelam; Eksiğiyle, fazlasıyla, müspet ve menfisiyle güzel bir organizasyon sonunda yapılan bu tür etkinliklerin devamını diliyorum.
Emeği geçen her kim varsa kendilerine bu köşemden tebrik ve takdirlerimi de iletiyorum.
Tekraren diyorum ki Yozgat’ın tanınmaya ve tanıtılmaya ciddi manada ihtiyacının olduğunu gördüm ve gözlemledim.
Önümüzde ki yıllarda bu tür etkinliklerin devamını diliyorum Vesselam.

YOZGAT’I ANKARA’DA TANITTIK 2

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!