Sevgili Çetin Mermertaş dünkü köşesinde “Yozgat Kime Emanet” diye başlık atmış. Ben de doğrusu bu yazıyı zevkle okudum. Kendisine tebrik ve takdirlerimi sunuyorum, kalemine sağlık. Gerçekten güzel bir yazı olmuş.
Ne diyor Mermertaş; “Yozgat’ı siyasal yaşamdan kurtarmadığımız sürece, öteye götürülemeyeceği artık anlaşılmalı. Siyasetçinin sergilediği profile bakarsanız, Yozgat’ın geldiği noktayı, gideceği yeri de bilirsiniz.”
Yetmişli yıllardan bugüne Yozgat kime emanet? 40 yıl bir devlet büyüğümüze, etkin olarak son 7 yıldır da bir başka devlet büyüğümüze Yozgat’ın siyaseti, ticareti, iktisadı emanet edildi. Her iki ismin de faydalı hizmetleri olmuştur. Bunun yanında tek adam olarak belirleyici de olmuşlardır bugüne kadar.
İşte sıkıntı buradan doğuyor. Bu iki Yozgat büyüğü hep başrolde oynadılar, gerisi figüran… Başrolde oynadılar, kimseleri de adam yurduna koymadılar. Başında bulunduğu partilerde birinci adam olmanın getirdiği avantajı tepe tepe kullandılar da Belediye Başkanını, İl Başkanını, ilçe, belde, hanım komisyonlarını, gençlik teşkilatlarını, hatta Köy, Kasaba, Belde Başkanlarını, İl Genel Meclisi, Belediye Meclis Üyelerini, parti organlarının yetkililerini önceleri Ankara’dan telefonla arayıp, daha sonraki yıllarda fakslarla, şimdi de elektronik postayla tespit ve tayin ediyorlar.
Ellerine kollarına yüreklerine sağlık. Bir şey daha yapıyorlar. Yozgat’ a tayin edilecek Bürokratları, Valileri, Emniyet Müdürlerini, Kaymakamları, Kurum Müdürlerini vs yine bu büyüklerimiz belirliyorlar.
Anavatan Partisi iktidarında, bir dönem Yozgat İl Başkanı aranıyor. O gün, bu partide siyaset yapanlar bir tarafa bırakılarak, devlet büyüğümüzün elinin tersiyle bir kenara itiliyorlar. Milli Eğitim’den emekli memur Doğan Akyıldız getiriliyor apar topar. Aynı zat iki dönem il genel meclis başkanı seçiliyor. Bir başka seçimde yine Anavatan Partisi’nde Aydıncık ilçemizden Zülfikar Karakurt İl Başkanlığı koltuğuna oturtuluyor.
Kimsenin şahsına diyeceğimiz bir şey yok ama şimdi Yozgat’ta bu zevatları tanıyan var mıdır? Diye sorsak alınacak cevap bellidir. Bu gibi kişilerin ve daha başkalarının isimlerini bilen, hatırlayan kaç kişi çıkar? Bu kişilerin gayretiyle yapılmış ciddi manada bir iş de gözükmüyor. O günden bugüne köprülerin altından çok su geçti. Bugün değişen var mı? Maalesef aynı tas, aynı hamam.
Tek adam olarak bugüne kadar hiç kimseye danışmadan, istişare etmeden, tabanı yok sayarak hep atadınız, tayin ettiniz de Yozgat güzelleşti mi sayenizde? Bugün Yozgat kurtuldu mu bu anlayıştan? Hayır hayır. Bugün ben iddia ediyorum aksini ispatlayanlar gelsin bu köşede beni yalanlasınlar 30 Mart seçimlerinde oluşan İl Genel Meclislerinde bürokrat yardımı almadan bütçe yapacak bir üye var mıdır? Yine soruyorum; yapılan bütçeyi kaleme alıp bilançoyu Türkçe metin olarak hatasız okuyacak üye var mıdır? İşte onun için vatandaş sizi sorguluyor, siz siyasetçilere mevcut siyasi yapıyı neden değiştirmiyorsunuz diye?
İşte değiştirmediğinizdendir ki, bu sıkıntılar baş gösteriyor. 30 Mart günü Boğazlıyan’da yapılan yerel seçimlerde ömründe ilk defa sağ, milliyetçi ve muhafazakâr bir parti olan AK Parti, Belediye Başkanlığı seçimini kazandı. Sebebi Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki oraya geldi, Boğazlıyan’ı kalkındıracağım, geliştireceğim, sorunlarınızı çözeceğim, sizi kardeş şehir ilan ediyorum diyerek seçimleri kazandırdı.
1 Haziran tarihinde de Eymir kasabamızda seçim yenilenecek. Görünen o ki, AK Parti ile MHP arasında kıran kırana bir seçim olacak. Bu kez de AK Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçeği getirip, Eymir’i kardeş şehir ilan ettirecekler. O da muhtemelen burayı imar edecek, inşa edecek, sıkıntılarını giderecek vaatlerde bulunacak.
Ne var bunda? Ne yok ki bunda? Eymir dediğimiz kasaba, neticede bir köy görüntüsünde. Bırakın milleti kendi haline. Hangi partiye kime oy verecekse kendine hizmet edecek şahsiyeti ortaya çıkarsın. Tıpkı köydeki muhtarlık seçimi gibi ama bu böyle olmuyor. Güç kimdeyse, “He-Man benim” diyor.
Çetin Mermertaş’ın dediği gibi: “Yozgat’ın anahtarını Kayseri’ye, Ankara’ya verin, birileri gelsin, yönetsin”. “Hiç değilse emanet sağlam ellere gitmiş olur” diyen gazeteci dostumuza selam olsun.
Ahir kelam… Yozgat’ta siyaset önderliği yapan büyüklerimiz, lütfen eğri oturup doğru düşünsünler. Karar verirken ince eleyip sık dokusunlar. Bilsinler ki her şeyin bir sonu vardır. Mahkeme kadıya hiç bir zaman mülk olmamıştır diyorum vesselam… 29 MAYIS 2014 PERŞEMBE
