“YOZGAT HAKETTİĞİ DEĞERİ BULACAK”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP Yozgat İl Başkanı Abdullah Yaşar geçtiğimiz gün Merhaba Yozgat Gazetesi çalışanları ile bir görüşme gerçekleştirdi. CHP teşkilatının Yozgat’taki durumu, yapılanması, gelecekteki hedefleri, Yozgat’ın ana problemleri ve bu problemlere yönelik çözüm önerileri vb. konularda konuşuldu. Abdullah Yaşar’ın cevapları doğrultusunda görüşmenin ana başlıkları şu şekilde:

“BİRİNCİ HEDEFİMİZ SANDIK GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK”
Seçimlere yönelik Yozgat’ta birinci hedefimiz sandıklarda sandık güvenliğini sağlamaktır. Sandık güvenliği bizim en önemli gördüğümüz, genel merkezimizin de üzerinde titizlikle durduğu bir konudur. Onun için her sandıkta mutlaka CHP’nin temsilcisi olacak. Sandıklarda en ufak bir ihmale en ufak boşluğa fırsat vermeyeceğiz.
İkinci hedefimizde Yozgatlı hemşerilerimize yaşadıkları sorunların, yaşanan ekonomik buhranın sebeplerini dilimizin döndüğü kadar anlatmaktır.
“CHP OLARAK YOZGATTA BİR İLK YAPACAĞIZ”
Yakında kızlı erkekli kırk elli tane gençle birlikte Yozgat’ta kapısını çalmadığımız hane, kapısını çalmadığımız esnaf bırakmayacağız. Yozgat’ta özellikle bu ekonomik buhrandan en çok etkilenen kadınlardır. Mutfakta yangın var. Kadınlarımız bu yangını iliklerine kadar hissediyorlar. Maalesef bizlerin her eve her kadına ulaşma şansımız yok ancak o boşluğu doldurmak adına aile destek sigortamızı devreye sokacağız. Hazırlıklarımız bitti.
“AİLE DESTEK SİGORTASI NEDİR?”
Sayın Genel Başkanımızın her fırsatta anlattığı aile destek sigortamız ile asgari ücret kadar evine maaş girmeyen aileye biz asgari ücret miktarında maaş bağlayacağız. İnsanların yokluğu artık istismar edilmeyecek. İnsanlarımız fonun kapısında kömüre, makarnaya sıraya girmeyecek. Herkesin bir maaş kartı olacak. Bu maaş kartıyla her ay bankaya gidip anasının ak sütü gibi helal maaşını alıp çoluğunun çocuğunun, evinin ihtiyaçlarını alacak. Geçimini birilerinin tercihine bırakmayacak. Sen bunu alacaksın, yanmayan kömürü alacaksın, çürümeye yüz tutmuş makarnayı alacaksın demeyeceğiz.
Bu insanları devletin kapısında sıraya dizerek, itip kakarak, ötekileştirerek, zaten sosyal devlet anlayışının görevi olan faaliyetleri sanki bir lütuf dağıtıyormuş gibi göstererek yapılmasına dur diyeceğiz. Vatandaşlarımızı bu çileden kurtaracağız.
Ne zamanki insanımız işini buldu, işe girdi, bir evde asgari ücret kadar gelir elde edildi o zaman bu maaş kesilecek. Bu çalışmayı anlatan broşürü bütün insanımıza ileteceğiz. Bu çalışma aynı zamanda bir senettir.
“BEN DEĞİL BİZ DİYECEĞİZ”
Siyasi çalışmalarımızı her türlü zorluğa, iktidarın her türlü engellemesine, her türlü ayak oyunlarına rağmen devam ettireceğiz. Ortak aklı egemen kılacağız. Ben değil biz diyeceğiz. Toplumu barıştırıp kucaklaştıracağız.
Toplumumuz yeterinden fazla ötekileştirildi. Bir tarafta ekonomik buhran, bir tarafta ötekileştirme sürdürülebilir bir olay değil. İnşallah bunları bizler CHP ve bileşenleri altılı masa olarak başaracağız.
“YURTTAŞLARIMIZ YA TEK ADAM YA SİSTEM DİYECEK”
Milletimiz yaptığı seçimle Türkiye’nin kaderini ya bir adamın dudağıyla dilinin arasında devam ettirecek ya da ortak akıl sisteminden yana olacak. Geldiğimiz tek adam süreci özellikle son dört yıldır “Sayın Cumhurbaşkanına yetkiyi verin ve görün nasıl mücadele ediliyor” Dediler bizlerde gördük. Cumhuriyet tarihinin görülmemiş buhranını, görülmemiş sıkıntılarını yaşadık. Bir adam her şeyi ben bilirim derse işler içinden çıkılmaz hale gelir. Dolayısıyla böyle bir ülkede ne huzur ne güven ne de kalkınma olur.
Adaletin olmadığı, demokrasinin olmadığı, insanların birbiriyle konuşamadığı, tartışamadığı bir ülkede yatırımdan, güvenden, kalkınmadan söz edilemez. Biz CHP olarak bütün bu sağlanamayanları sağlayacağız.
“ALTI SİYASİ PARTİNİN DÜŞÜNCESİ, İDEOLOJİSİ FARKLI AMA ÜLKENİN SORUNLARI AYNI”
Altı siyasi partinin düşüncesi farklı, ideolojisi farklı ama ülkenin sorunları aynı… Bu altı sayın genel başkan altı lider Türkiye’nin içinde bulunduğu sistemin vatandaşlara ne kadar zarar verdiğinin, yurttaşlarımızı ne kadar etkilediğinin çok iyi farkındalar. Bunun için o altı benzemez bir araya gelerek, ben değil biz diyerek, sen çok oy aldın ben az oy aldım demeden birlikteliklerini devam ettiriyorlar. Seçimden sonra da güçlenerek devam ettirecekler.
“BİZİM İTTİFAKIMIZ ÇIKAR İTTİFAKI DEĞİL”
Altı benzemez birbirinin aynı zamanda da otokontrol sistemi. Cumhur ittifakı bu ittifakı dağıtmak bozmak için her şeyi deniyor ama kesinlikle bozulmayacak. Eğer bu altı liderin kafasında farklı bir düşünce, farklı bir proje yoksa dağılmalarının hiç mi hiç gereği yok. Bizim ittifakımız çıkar ittifakı değil, ortak amacımız Türkiye olduğu sürece( ki öyle) bir sorunumuz yok.
“ALTILI MASA HEP BİRLİKTE TÜRKİYEYİ DÜZE ÇIKARACAKTIR”
Şimdi Türkiye yanlış yöne çekiliyor. Türkiye soyuluyor. Türkiye’nin tüketilen kaynakları, Türkiye’nin satılan değerleri var. Bu paralar Türkiye’de kalsaydı en azından ekonominin çarkı dönecekti. Türkiye bu israfa, bu bozuk düzene, bu saltanata, bu yandaş kayırmacılığa son verirse, liyakati öncelerse tercihini yandaştan yana değil de vatandaştan yana kullanırsa, Türkiye’nin aşılmayacak hiçbir sorunu yok. Altılı masanın da böyle hiçbir çıkar sorunu olmadığı için çok rahatlıkla Türkiye’yi hep birlikte düze çıkaracaklardır.
“SÖZ KONUSU VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR”
Milletvekilliğine aday olmayı tabiki her siyasetçi düşünür. Ama geldiğimiz noktada ben demek durumunda değiliz. Eğer Türkiye bu sistemden kurtulmuyorsa bu seçimleri kazanamıyorsak benim Milletvekili olmam ya da başka arkadaşımızın milletvekili olmasının hiçbir anlamı yok. Önemli olan ülkemiz, Türkiye’miz ilimizdir.
Önce bu kötü gidişata dur dememiz gerekiyor. Ondan sonra bunların hepsi olur. Bu kötü gidişe dur diyemezsek milletvekili olsanız ne, bakan olsanız ne. Bakanlar var iradesi yok. Milletvekili seçilmiş televizyona çıkmış utanmadan arlanmadan ayakkabısını yalayalım diyor. Bu diyen kişi kişi bir Milletvekili… Siz söyleyin nereye gidiyoruz böyle.
Bu yüzden birilerinin milletvekili olması hiç önemli değil. Benim milletvekili olup olmamam hiç önemli değil. Önemli olan ülkemiz. Biz kiminle başarabileceksek kiminle daha çok oy alabileceksek onunla yola çıkacağız. Sayın kurucu liderimizin bir sözü var söz konusu vatansa gerisi teferruattır…
“FARKLILIKLARIMIZ BİZİ ZENGİNLEŞTİRİR”
Şimdi Yozgat’ta bir söz vardır “Hoca kabahat ederse cemaat kirletir.” Türkiye’deki siyaset nasıl yürüyorsa Yozgat’taki siyasette öyle yürüyor. Bana göre bir siyaset falan yok ortada. Ortada bir dayatma, bir baskı, bir zulüm var. Benim gibi düşünmüyorsan hainsin. Benim gibi düşünmüyorsan teröristsin. Hâlbuki farklılıklarımız bizi zenginleştirir.
Ben İl Başkanı olduğum zaman hayırlı olsun dememelerine rağmen ilk ziyaretimi Ak Parti İl Başkanlığına yapmıştım. Ben bu kapıları hep açık tutacağım. Bu ülke, bu il bizim. Yozgat’a yapılan her iyi şeyin biz her zaman yanında oluruz. Alkışlar destek oluruz. Ama yanlışı gördüğümüz zamanda bir ana muhalefet partisi olgunluğu içinde eleştiririz. Bu herkesin faydasınadır.
“BİZ DÜŞMAN DEĞİL SİYASİ RAKİBİZ”
Ben Yozgat siyasetinde özellikle yerelde diyalogdan yanayım. Güçlü bir il olmanın birlik olmaktan geçtiğine inanıyorum. O konuda da elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Hiçbir siyasi partiyle düşman değiliz. Biz sadece siyasi rakibiz.
Tek kişilik hükümetin kabine toplantısına bakıyorum. Sağ tarafında oturan kişi de Yozgatlı sol tarafında oturan kişi de Yozgatlı. Bunu dışardan gören iller de diyor ki ya Yozgat’a bak kardeşim. Nasıl bir Yozgat, Yozgat nasıl bir yer ama gel gör ki Yozgat büyük köy.
Yapılan yok mu? Var ama yeterli değil. Planlı değil. Ben yaptım oldu kafası hakim. Türkiye genelinde uygulanan bu kafa maalesef Yozgat’ı vurdu. Dolayısıyla Yozgat her seçimde Türkiye ortalamasının on on beş puan üzerinde Ak partiye oy vermiş ama dön bak karşılığına en çok göç veren illerin başında geliyor. Bu muydu Yozgat’ın hak ettiği.
“YOZGAT HAKETTİĞİ DEĞERİ BULACAK”
İnşallah bizim iktidarımızda, millet ittifakında Yozgat hak ettiği değeri bulacak. Ben arkadaşlarıma her fırsatta söylerim. Benim partim iktidar olursa Yozgatlı bir Bakanın, Yozgatlı bir Milletvekilinin yakasını bir saniye bırakmam. Bunu Yozgat için yaparım. Onların kâbusu olurum. Görüyoruz ki bu fırsatlar çoktan kaçırıldı. Biz o makamları mevkileri değerlendiremedik. Aklımıza ipotek koydurduk. Kiraya verdik. Ustam bilir dedik. Patron ne söylüyorsa doğru dedik. Geldiğimiz nokta budur. İnşallah bizim iktidarımızda Yozgat kesinlikle hak ettiği yerde olacak. Özellikle Genel Başkanımızın Yozgat’a ayrı bir sevgisi, saygısı var. Ben beş yıldır İl Başkanıyım Sayın Genel Başkan Yozgat’a 6 kez geldi. Bir yılda iki sefer Yozgat’a geldiği oldu. Türkiye’nin her köşesinde Yozgat’ın kokulu mercimeğinden bahsetti.
“TERCİH SİSTEMİ GETİRİLMELİ”
12 Eylül Anayasasından her şeyi değiştirdiler ancak siyasi partiler yasasını değiştirmediler. Söylediler ama yapmadılar. Neden? Çünkü işlerine gelmedi. Ordu Milletvekili listeye girmek için ayakkabısını yalarım diyor. Böyle bir Milletvekilinden Orduya ne fayda gelir, millete ne fayda gelir. Biz mümkün olduğu kadar Yozgat’a, Yozgatlının kabul edeceği, Yozgatlının destek vereceği ve Yozgat’a sahip çıkacak insanı aday göstermeye çalışacağız. Kesinlikle siyasi partiler yasası değişmeli. Tercih sistemi getirilmeli.
“PARTİLİ CUMHURBAŞKANI OLMAZ”
Partili Cumhurbaşkanı olmaz. Cumhurbaşkanı devletin başıdır, Babadır. Cumhurbaşkanı taraf olursa biz kimden babalık bekleyeceğiz. Kimden ne bekleyeceğiz. Geldiğimiz nokta da devlet çürüdü. Cumhurbaşkanı taraf olursa, günün on iki saati her fırsatta kendi gibi düşünmeyen siyasi partilere ana muhalefet partisine hakaret ederse bu ülkede huzur olur mu? Bu ülke de güven olur mu? Ne yapıp yapıp biz sembolik, saygın, herkese aynı mesafede olan, herkesi kucaklayan bir Cumhurbaşkanı ve ortak aklı seçmek zorundayız. İnşallah Millet İttifakı bunu hep birlikte başaracak.
Ben sadece şunu söylüyorum bu bir CHP, AK Parti, MHP, İYİ Parti meselesi değil, bu bir ülke meselesi. Ben bugün vicdan sahibi, aklıselim yurttaşlarımıza elini vicdanına koyarak oy kullanmasını öneriyorum. Geçmişte hangi partiye oy vermiş olursa olsunlar. Anasının ak sütü gibi helaldir. Gittiler, inandılar, güvendiler, oy verdiler. Bize sorsalardı biz her seçimde anlatmaya çalıştık. Belki anlatamadık belki itibar etmediler. Ama yaşıyorlar. Bana bir yıl önce mazot on lira olacak deselerdi olur mu diye düşünürdüm. Dolar on lira olur diyenleri mahkemeye verirlerdi. Bu tahmini yapamaz, inanmazdık. Bunu şimdi yurttaşlarımız iliklerine kadar yaşıyorlar. Bu bir dış güç sistemi değil. Bu her şeyi bilirim diyen tek adam sisteminin Türkiye’yi getirdiği durumdur. Diyen Abdullah yaşar:
“Benim yurttaşlarımdan talebim ellerini vicdanlarına koyarak çocuklarının, torunlarının, geleceğini düşünerek oylarını kullanmalarıdır. Bizde onların sandıktaki oylarını namusumuz gibi koruyacağız. Kime oy kullandılarsa, tercihleri neyse onun çıkmasını sağlayacağız. Tüm hemşerilerimize teşekkür ederim.” Sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Haber Merkezi

“YOZGAT HAKETTİĞİ DEĞERİ BULACAK”
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!