YİNE SAADET

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Geçtiğimiz günlerde Saadet Partisinde olanları, arının oğul vermesine benzetmiştim. Bu benzetmeyle ilgilide onlarca olumlu tepki aldım. Saadet öncesinde Fazilet, Refah, Milli Selamet, Milli Nizam hepsinin üstünde Milli Görüş, aile ocağı, baba yurdu, ana kucağıdır” demiş, aynı sepette doğmuş, büyümüş, hayatı paylaşmış, belirli bir zaman süresi içerisinde birlikte olmuş, kardeşler topluluğu olarak gönlümden geçenleri izah etmiştim.

 Bugün müsaadelerinizle önemine binaen bu konuya devam etmek istiyorum. Ne yazık ki oğul veren sepet arısının arı beyi, keşke ağır konuşmasa… Geçtiğimiz gün bir gazetemizde yayınlanan bir yazıda güvenirliğinden emin olduğumuz Prof. Dr. Mustafa Kamalak Hoca’nın kongre süreciyle ilgili söylediklerini ibretle okudum. Noktasına virgülüne dokunmadan köşemde sizlerle paylaşmak istedim.

 Hoca aynen şunları söylüyordu: “Bu hataların düzeltilmesi için Numan Kurtulmuş ve Şeref Malkoç ile görüşüldüğünü anlatan Kamalak, “Görüşmelerimizde Numan Bey’in başkanlığında tek liste ile yeni bir kongre yapmanın uygun olacağını, Sayın Erbakan Hocanın da görüşünün bu yolda olduğunu belirttim ama ne yazık ki, bu tavsiyelere itibar edilmedi”

Daha sonra Necmettin Erbakan başkanlığında bir araya gelindiğini dile getiren Kamalak: “Numan Beyin ve arkadaşlarının bulunduğu o toplantıların ikisine ben de iştirak ettim. Yine Numan Beyin başkanlığında tek liste ile gidilmesinin uygun olacağını, hali hazırdaki GİK üyelerinden bir kısmı bakımından Milli Görüş camiasının düşüncelerini yansıtmadığını belgeleriyle ortaya koyduk”

 Cerahat boşalmıştır! Mesela mevcut GİK’te ‘Milli Görüşçü olmadığım için şükrediyorum’ diyen üyelerin olduğunu kaydeden Kamalak: “Bu düşüncede olanlar hiç şüphesiz ki, Milli Görüş  camiasının, inancını, düşüncesini ve felsefi görüşünü temsil edemezdi. Zaten bu sebeple de, Milli Görüş tabanı da rahatsızlıklarını yer yer dile getirmiştir.

Bu talepler karşısında mevcut yönetimin tutumunu anlatan Kamalak, Kurtulmuş’un bizzat Erbakan ile yapılan toplantıda her şeye rağmen 11 Temmuz’da yapılan olağanüstü kongrenin iki bakımdan faydası olduğunu söylediğine işaret etti. Kamalak, “Nedir o? Hepinizi tenzih ederim. Cerahat boşalmıştır dedi.

Bunu huzurunuzda söylerken edep ediyorum. Ama bunu söylediğinde, Şeref Malkoç, Hüsamettin Korkutata, Mehmet Karaman vardı. Hocamızın huzurunda zikredildi bu. Benim kanaatim şu. Milli Görüş’e gönül vermiş, hizmet etmiş, emeği geçmiş hiçbir arkadaşımız cerahat diye nitelendirilemez hatta hiçbir kimse bu şekilde tavsif edilemez. İkinci olarak da ‘Parti vesayet görünümünden kurtulmuştur’ dedi” diye konuştu.

Eh ne diyelim bu sözü hayretler içinde okuyan bir kardeşim çaldı kapımı. Bak başkanım senin arkadaşın neler söylemiş bu cerahat lafından daha ağır bir cümle olabilir mi? Deyiverdi. Kim ne derse desin bu camiayı kardeşler topluluğu olarak görüyoruz. Numan Beyin önceki sözlerini biliyorum. Siyasetin dışında bizim birlikteliğimiz vardır. Birbirimizin yüzüne bakamayacak derecede hata yapmamamız gerekir dediğini biliyorum.

Herkesin ayıbı yazılsa sokağa kaç kişi çıkabilir? Bir kusur gördü mü bu kusur bizim kusurumuzdur. Birbirimize saygı göstermediğimiz için başkalarına saygı gösteriyoruz. Dostum: Unutma, yolcu değişir, yol değişir ama menzil değişmez, diyorum. Vesselam… 15 Ekim 2010

YİNE SAADET
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!