2008’i geride bıraktığımız şu günlerde piyasalarda yaşanan büyük sıkıntıların etkileri yeni yıla karamsar bir bakış açısı doğurmaktadır. Ciddi bir küresel krizin içerisinde bulunduğumuz şu günlerde, piyasada yaşanan durgunluğun ve işsizliğin etkileri vatandaşı derinden yaralamış durumdadır.
Geçim şartlarının çok ağır bir hal içerisinde olduğunu biliyoruz. Vatandaşın geleceğe karamsar bakması bu şartlar altında gayet normal bir gelişme olarak kaydedilebilir. Ülke geneline büyük ölçüde yansıyan bu gelişmelerin üzerine, yapılan çeşitli fiyat artışlarıyla da insanların nasıl bir durum içerisine bırakıldıklarının etkisini bugünlerde yaşıyoruz.
Özellikle işletmeleri vuran krizin etkileri hız kesmeden devam ediyor. Krizin etkileri devam etmekle birlikte, her gün daha da büyüyerek piyasalara yansıması günden güne vatandaşı korkutmaya devam ediyor.
Bu çelişkili durum karşısında adeta tutunacak dalı kalmayan vatandaş, soluğu bankalarda alıyor. Bankalara çeşitli kredilendirmeler için akın eden vatandaşa bankanın tepkisi genel anlamda olumsuz yönde oluyor. Kredi desteğini de alamayan vatandaş, 2009 yılında nasıl bir finansal ortam içerisinde bulunacağı yönünde çeşitli endişelere kapılmış durumdadır.
Bu endişelerin çözümü noktasında büyük bir öneri sunmayan hükümetten de güven alamayan esnaf, tüccar tamamen gelecek kaygısı içerisindedir. Sadece esnaf ve tüccarla bağlantılı değil. Bugün 7’den 70’e her bireyin geçim kaygısı içerisinde ve gelecek kaygısı altında yaşamını devam ettirdiği gözlerden kaçmıyor.
Birçok gelişmiş ülkede faizler indirilerek çözüm yolları aranırken, bizim ülkemizde kredilerde zorunlu artış ve kredi çağırımları gibi olaylarla karşı karşıya kalıyoruz. Piyasada finansal bir döngünün en alt seviyede yaşanmasının işletmecilerin önünü ciddi anlamda kapatmaktadır. İnişli çıkışlı bir seyir içerisinde olan döviz kurları alım ve satım noktasında büyük bir sorun teşkil etmektedir.
Bu açıdan kriz ortamında hükümetin almış olduğu önlemler yeterli olabilecek düzeyde değildir. Kan ağlayan işletme sahiplerinin bu yetersiz önlemler karşısında, işletmelerinde kepenk kapatmaları zorunlu olacaktır. Dünyanın çeşitli ülkelerinde ki büyük şirketler gerekli önlemler niteliğinde, çalıştırdıkları işçi sayılarını yarı yarıya çekmiş durumdalar. Ülkemizde işsizlik sorununun yüksek derecede olduğu bir dönem içerisinde böyle bir izlenim ve davranış içerisinde olmanın da getireceği olumsuz etkileri yeterince tahmin edebiliyoruz.
Bu etkilerin sık yaşandığı bu günlerde alınabilecek önlemlerin daha da artırılması ve acilen uygulamaya konulması gerekliliği tartışırken, hükümetin 29 Mart yerel seçim süreci içerisinde çeşitli çalışmalar içerisinde bulunması sebebiyle, gelişmelerin daha sakin bir tutum içerisinde takip edilmesine yol açmaktadır.
Olumsuzluklar içerisinde ayakta kalmaya çalışan vatandaşların, esnafın, tüccarın sıkıntılarının yeni yılda nasıl bir hal içerisinde olacağı şimdiden belirgin bir durumdadır. Bu olumsuz gelişmeleri en az zararla karşılama ümidi ve bir an önce acil önlemlerin artırılması ümidiyle…