Son birkaç yılda televizyon ekranlarında arz-ı endam edenler, her gün değişik bir kanalda program yapanlar… Kamera önlerinde tartışıp, ekran arkasında kucaklaşanlar. Ne konuşup, ne anlatıyorlar?
Geçmişten günümüze hiç hız kesmeden horoz dövüşü devam ediyor.
Şahsen ben bu tür programlara rağbet etmiyorum, söyledikleri çekirdeğin kabuğunu bile doldurmuyor.
Hele bir tanesi son 10 ayda değişik kanallarda 50 kez konuşma yapmış. Türkiye siyasetine yön veriyor, yol gösteriyor ama aldığı oy Türkiye genelinde bir hiç.
Bu adam kim?
Bu adam bu gücü nerden alıyor?
Bu adamın adı Doğu Perinçek olsa gerek.
Perinçek ve konuşma arkadaşları ahkâm kesiyorlar da, kimseye hayat hakkı tanımıyorlar.
Elbette sözüm sadece bu zata değil. Bunun gibi birkaç günü birlik kamera sever kişi daha var.
Sizler kimseyi konuşturmuyorsunuz ama bilin ki bu memlekette eğitimde, kültürde, siyasette, dış ilişkilerde daha donanımlı, sözü sohbeti belli nice doktorlar, nice doçentler, nice profesörler, nice siyaset bilimcileri ve nice ilim erbabı olanlar var.
Sizin gibiler:
“Kellim kellim lâ yenfa” Arapça bir deyimdir. “Konuş konuş, faydasız” anlamına gelir.
Millet sizden bıktı usandı, prim yaptığınızı zannediyorsanız yanılıyorsunuz.
Hiç kimse bir başkasını yargılayacak kadar kusursuz değildir ama bazıları bu hakkı kendinde görebilecek kadar hadsizdirler.
Son yıllarda ramazan boyunca TRT ekranlarında ‘Kur’an-ı Güzel Okuma Yarışması’ yapılıyor. Birinciler ilan ediliyor ve ödüller veriliyor, dinleyenler de kendinden geçiyor.
Hatta “hay” çekenler bile oluyor.
Kur’an-ı güzel okuyan aynı kişi, okuduğu ayetlerin manasını verince, ya deli ya da suçlu oluyor. Çünkü nameler insanları uyutuyor, manalar ise belli kesimleri, belli kişileri rahatsız ediyor.
Tıpkı bir zamanlar Ayasofya Camii’ne İmam Hatip olarak atanan Prof. Mehmet Boynukalın gibi. Hiç kimse onun okuduğu Kur’an tilavetine ve kıraatına bir şey demiyor ama okuduğu ayetlerin anlamını söylediği zaman yer yerinden oynuyordu.
O zamanlar bir Hanım milletvekilimiz olan Özlem Zengin; ” Herkese yaranmak zorundayız, yükümüzü artırıyor bu tür konuşmalar” diyordu.
Özlem Zengin ile aynı fikirde olan kişilere göre imam sadece namaz kıldırırsa, Kur’an ve mevlit okursa güzel olur. Ama Erkan Yolaç’ın geçmişte yapmış olduğu “Evet-Hayır” programındaki gibi asla evet demesinler, isteniyor.
Hoca Efendi faiz helal mi, deseydi.
İstanbul sözleşmesi doğru mu, deseydi.
Zina haram değil mi, deseydi.
Ey hoca efendilerden rahatsız olanlar! Boşuna uğraş vermeyin. Herkes doğruyu görüyor ve yapılanları biliyor. Cumamız mübarek olsun diyorum, Vesselam…
