Yozgat’ta kaybettiklerimizi sıralamaya çalışsak sayfalarla ifade edemeyiz. Köseyusuflu köyümüzde medreseden bahsediliyor, binlerce öğrencinin bulunduğu, yüzlerce insanın icazet aldığı söyleniyor.
Yine Çandır’da başka bir medresenin varlığından bahsediliyor, ortada yine bir şey gözükmüyor. Şimdi ki Hal binasının yerinde 7 tane sarı kesme taştan yapılı Mümtaz çarşıdan ve 22 çeşmeden bahsediliyor, ortada yine bir şey yok, Camızlık çeşmesi de hiç yok.
Tarihi yok etmekte maşallah üzerimize gelen başka bir vilayet de yok. Ne büyük iş becermişiz! Yıkıp yok etmişiz bir bir… Nerede hanlarımız, hamamlarımız, çarşı-pazarlarımız? Bunları konuşmak bile yok sayılıyor.
Yeni nesil bunlara hiç ilgi duymuyor. Tarihi tahrif edenleri, yıkıp yakanları, yıkılan yok olan şeylerin ne anlam ifade ettiğini bilmiyor, öğrenmek de istemiyor maalesef. Acı çok acı… Yozgat’ta yıkılan yok edilen kıymetli eserlerden birisi de Tol (Tul = Uzun) Çarşı’dır.
Tol Çarşı, Çapanoğlu Büyük Camii’nin yanı, doğu tarafında caddenin iki tarafında yer alır. Çarşı, Kapıcıbaşı Çapanoğlu Mustafa, Süleyman ve Abdülfettah Bey’ler tarafından M.1780 – 1798 tarihleri arasında yaptırılmıştır.
Çapanoğlu Camii’nin; Kapıcıbaşı Mustafa Bey, Kapıcıbaşı Süleyman Bey Oğlu Müderris Abdülfettah Bey olmak üzere üç vakfiyesi vardır. Hicri 1195, Miladi 1780 tarihlerinde yapılan Mustafa Bey ‘in vakfiyesinde, Yozgat çarşı içinde, camii yanında 80 dükkân, dükkânlara bitişik 1 Han, Hicri 1208 / Miladi 1793 tarihli Süleyman Bey’in vakfiyesinde, Yozgat’ta 1 Mektep, Mektebin yanında ve Eski Hamam Caddesi üzerinde 12 dükkân, Camiinin karşısında 13 dükkân, Camiinin batısındaki tuvaletlerin yanında camiye bitişik 6 dükkân, Konağın yanında 10 dükkân, Halit Ağa konağı yakınında 10 dükkân, olmak üzere toplam olarak 51 dükkân.
Hicri 1212 / Miladi 1798 Tarihli Abdülfettah Bey’e ait olan üçüncü vakfiyede ise, Yozgat’ta 32 dükkân ve diğer gayrimenkuller vakfetmiştir. Toplam 163 dükkân sayısından da anlaşılacağı gibi caminin vakıf gelirleri son derece zengindi yıkılıp yok edilene kadar. Tol Çarşıdaki 200’e yakın dükkândan bugün yalnız 40 – 50 kadarı ayakta kalabilmiştir. Bunlar da Tol Çarşı ve Tenekeciler Sokağında bulunmaktadır. Dükkânlar sarı kesme taştan yapılmış, kareye yakın dikdörtgen veya dikdörtgen planlı beşik tonoz örtülüdür. Dışarıya ya dikdörtgen kapı ile veya yuvarlak kemerle açılırlar. Bugün yok olan bazı dükkânlar ise üçgen alınlıklı idi.
1984 yerel seçimlerinde büyük oy çokluğu ile belediye başkanlığına seçilen belediye reisi Cemil Çiçek zamanına kadar, Tol Çarşı ayaktaydı. Çocukluğumuz ve gençliğimizde sırası üzerine dizili bu dükkânlarda yaptığımız alışverişleri unutmak mümkün mü?
Kimler yoktu ki. Leblebici Cengizler ve Gültekin Ulaş’ın dedesi nohudu leblebi yapıyorlar o günlerde kendi fırınlarında. Hatta nohut eken köylü nohudun leblebi olduğunu görünce; Ektiğim nohut, diktiğim nohut, gözünü sevdiğim nohut derlerdi. Tatar Ahmet yumurta topuk iskarpin ayakkabı yapardı. Karabacaklar, Kara Yusuf, Başıbüyüklü Yufus, Hasan Tuygun, Hacı Şükrü, Mevlut Ağa tüm Yozgat’ın ayakkabı ihtiyacı bu dükkânlardan karşılanırdı. Nevşehirli Muhtat Ağa üzüm, incir satar bin bir çeşit. Berber Ahmet Avşar, berber Özger. Berber Cemal ise hem traş eder hem de kolonya imal edip satardı. Kasap Sadi et satar, İsmail Ağa’nın hanında ise garibanlar yatardı. Kırık sokulu davul ve zurnacıların dernekleri de buradaydı. Kuyumcu Peri, altın inci gümüş yapar, ziynet eşyaları satardı.
Şimdi ki Çelikkayaların iş hanlarının yanında bıçakçı Münip Erbay, Mehmet Yozgat en güzel bıçakları yapar satarlardı. Daha ismini sayamadığım terziler, bakkallar, şapkacılar, ara sokaklarda bu işleri yapanlar… Ana caddeye bakan kısımlarda meşhur şekerci Mustafa, İpek’in İhsan, Neşet ve Yusuf Uğur, her biri birbirinden değerli irili ufaklı esnaf ve tüccarlar. Saatçi Hakkı İsmail Külekçi. Tuzcu Hasan Ağa.
Meşhur tandır kebapçısı Hacı ve Ali Ozan. Lütfik, Baran, Solak ve Kirop Kalaslıoğlu ermeni vatandaşları demircilik yaparlardı. Üzüm pazarına kağnılarla getirilen yiyecek içecek köylüsü kentlisi… Elvan’ın kahvesi meşhurlarıydı. Bugün bunların yerine yeller esti. Daha güzel daha geniş imkânlarla dükkân sahibi yapılacakları vaadi ile o güzelim tarihi doku Tol Çarşımız yıkıldı, yok edildi bir bir. Yerlerine işte bugün ki dükkânlar yapıldı. Neye benziyor Allah aşkına…
Çarşı desen olmuyor, iş hanına yakışmıyor. İnsan içine girmiyor. Mezbelelik bir halde çarşının göbeğinde sözüm ona adı çarşı. Ahir kelam; yapan yapmış, yıkan da yıkmıştır. Günahıyla sevabıyla yapacak bir şeyimiz yok. 30 Mart 2014 de yapılacak belediye seçimlerinde kolları sıvayıp bu yarışta bende varım diyen belediye başkan adaylarına, onların belediye meclis üyelerine, Yozgat bürokrasisine duyurulur. Eğer belediye başkanı olursanız Tol Çarşıya ne yapacaksınız, yitik malımızı bize geri verecek misiniz? Birçok vilayet de bu tür tarihi eserler aslına uygun bir şekilde tekrar yapılıyor. Siz ne diyorsunuz Sayın Arslan, Sayın Bektaş, Sayın Canbolat, Sayın Korkmaz, Sayın Koştan diyorum vesselam…
12 ŞUBAT 2014 ÇARŞAMBA