Tüm dünyada süre gelen ticari yapılanma gelişmeleri gün geçtikçe değişime maruz kalıyor. Bu etkenlerden payını bizlerde en iyi şekilde alıyoruz. Geçtiğimiz dönemler içerisinde uygulanan ticari politika ile bugünlerdeki politika oldukça farklı bir biçimde seyrediyor.
Eski dönemlerde ticari işlerin çoğunluğu ahlaki boyut ve ailevi yapılanmalar üzerinde seyrediyordu. Bankalar bugünkü gibi rağbet görmüyordu. Güvenilir insanlarla işbirliği içerisine girerek rahatlıkla para alışverişi yapılabiliyordu. Bugün bu durum oldukça farklı bir biçimde seyrediyor. Ne ahlaki boyut bütünlüğünü taşıyor. Ne de ailevi ilişkiler içerisinde yürütebiliyor.
Abi, kardeş ortaklıkları dahi çok zor bir biçimde yürütülüyor. İki kişinin bir araya gelerek ticaret yapması oldukça zor bir duruma gelmiş görünüyor. Eski dönemlerde yapılan ticaret, İslami boyutlar üzerinden yapılamaya çalışıyordu.
Bugün ise tüm dünyada seyrettiği şekilde günümüze yansımalarda bulunuyor. Ticaretteki güven oldukça sarsılmış durumda. Kimsenin kimseye verecek bir kuruşu yok. Gemisini kurtaran Kaptan oluyor… Bu devirin ticari anlayışının özeti bu şekilde… Artık bankalarla çalışıyor. Kimseden yardım, destek almadan bankalar aracılığı ile çeşitli kredilendirmeler eşliğinde ayakta kalmaya çalışılıyor.
Kredileri ödeyemeyince arkanızda destek olabilecek kimseniz yok. Sizden başka sizi düşünecek kimse yok. Ticaret, bu seyir içerisinde devam ederken, bizim toplumumuz içerisinde bu gelişimlere ayak uyduramayanlar mevcut durumda. Ticari sıkıntıların ana sebeplerinden bir tanesi de bu gelişmelerdir.
Eski ticari dönemler artık yok. Bunun farkındalığı içerisinde olamayan firmalar sıkıntılı dönemlerden geçmeye devam ediyor. Tüm dünyada yaşanan küresel krizin etkisi görünmüyor dense de, bu denli firmaların krizlerin etkisi altında kalmamaları mümkün görünmüyor.
Bugün ki Ticari politikalar, güven ve samimiyetten daha çok, ürün kalitesi ve ikna kabiliyeti eşliğinde gerçekleşiyor. Ürünün kaliteli olması yeterli olmuyor. Bunun, alıcı tarafından en iyi şekilde gözlemlenmesi gerekiyor. Yani burada devreye giren işin şatafatı ve en iyi şekilde sergilenmesi oluyor.
Ticari anlayış bu şekilde seyrederken, Yozgat’ta bunun farkındalığı içerisinde yükselmeye devam eden kurum ve kuruluşlar bulunuyor. Bu etkenler, gelişmeler açısından iyi olsa da, genel anlamda ticari yapılanmaların düzen dışı hareket etmelerini tetiklemiş bulunuyor. Gelişime ve yeniliğe inananlar ayakta kalacak gibi görünüyor. Bu etkiler arasında direnebilecek en iyi yapılanmalar ise köklü ticari şirketler olacaktır.
Kriz dönemlerinde çeşitli fırsatlar doğar. Daha önceki köşe yazılarımda bunu zaman zaman dile getirmiştim. Fırsatlardan yararlananlar ve yararlanamayanlar. Ticari politikanın değişimine önem verenler, bu etkilerden en iyi şekilde yararlananlar olmaktadır. Bu açılardan düşünecek olursak, ticareti, gelişim çerçevesi içerisinde yapmamız gerekmektedir ki, bu fırsatlarla gücümüze güç katan bizler olalım.