TAYİP’İN TINGIRDAK SESİ DUYULMUYOR ARTIK

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2012 yılında yakinen tanıdığım İl Sağlık Müdürlüğü’nden emekli bir dostum ziyaretime geldi.

Bana hitaben: “Hoca emekli oldum, köyüme dönüyorum, damızlık koyun alacağım, etinden sütünden, yününden istifade edeceğim” dedi.

Bende kendisine: “Hayırlı olsun” dedim.

Arapça da koyuna zenginlik anlamına gelen “Ganem” derler.

Hatta bizde bir atasözü var köpek bir batında 7-9 yavru yapar sürü oluşturmaz. Fakat koyuna gelince yılda bir kez kuzular” ( şimdi iki kuzuluyor) sürü teşkil ediyor.

Atalarımız ne güzelde söylemiş “Koyunun yayılır hatırın sayılır.”

Zaman içinde köyüme gidip gelirken, sabah erken saatlerde koyunların tıngırdak sesleri geliyor. Belli ki o dostumuzun aldığı koyunların sesleri.

Birkaç kez kendisini gördüm, tebrik ettim, hayırlı bereketli olmasını söyledim.

O da bana: “Şehirde bunalmıştım, benim açımdan iyi oldu zaten bu bizim ailede baba, dede mesleği, bu işin yabancısı değilim” dediğini biliyorum.

O gün o dostumuz koyun alana kadar köyümüzde bir tek koyun bile yoktu.

8-10 sene içerisinde aldığı bu koyunları üretti çoğalttı.

Sonra baktı gördü ki hayvancılığın önünde maalesef engeller var.

Bir türlü para etmiyordu.

Kış yaz derken, oda usandı ölüm pahasına koyunlarını satı verdi.

O günden bu güne, iki yüz haneli bir köyde tek bir tane adaklık için kurbanlık arasanız bulamazsınız.

Hâlbuki ki geçmişte köyümüzün koyunlarını anlı şanlı 7-8 tane çoban bir ömür boyu meralarda sürülerini otlattılar.

Binlerce koyun varlığımız vardı.

Bugün nafile.

Etkili ve yetkili olanlar zaman zaman bu konuları dile getiriyorlar, hayvancılığımızın gelişmesi konusunda beyanda bulunuyorlar, onlar söylüyor bizde inanıyoruz. Buradan yetkililere sesleniyorum.

 Bir köyde sabahtan akşama kadar kalın ne duyacak, ne göreceksiniz.

Köylerimiz ölüm sessizliğine bürünmüş köpekler havlamıyor, koyunlar melemiyor, affedersiniz atlar kişnemiyor, eşekler anırmıyor, horozlarda ötmüyor.

Bizim gördüğümüz bu.

Sorduğumuzda bize söylenen geçim kaygısı, özenti, insanları göçe zorlamış.

Bağını, tarlasını, bahçesini, traktörünü köyde koymuş şehirde bir apartman kapıcılığına bütün malını mülkünü ailesini tercih eder duruma gelmiş.

Eğer anne baba yaşıyorsa onlarda 60 yaşının üzerinde belleri bükülmüş oturduğu yerden kalkamayan eli bastonlu topal aksak ya tek başına ya da karı koca ömürlerinin son demini yaşıyorlar.

Gençler köyünü terk edip edip gitmiş köyler kalmış ihtiyarlara.

Yukarıda örnek verdiğim kişi Tayip Ünal isminde bir dostumuzdu, geçtiğimiz aylarda hakkın rahmetine kavuştu. Allah gani gani rahmet eylesin.

Ne Tayip gibi iyi niyetli düşünen müteşebbis ruhlu insanlarımız kaldı ne de koyunların tıngırdak sesleri duyulmuyor artık.

Oğlan kapıcı, Hanım temizlikçi olmuş, şehirde yaşamak adına.

Hani derler ya; “sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa” hayvancılıkta sözde kalmış diyorum.

Vesselam… 19 AĞUSTOS 2020 ÇARŞAMBA

TAYİP’İN TINGIRDAK SESİ DUYULMUYOR ARTIK
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!