Söyle Bakıyım Kimden Yanasın

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kel Bekir güz aylarında öküzleriyle ekin ekmek için tarlaya gider.

Besmele çeker evlek alır, tohumu saçar, kara sabanıyla tarlasını sürmeye başlar.

Bir baştan bir başa gider gelir. Etrafta kimsecikler yoktur. Aradan bir iki saat geçer bir de  ne görsün?

O dönem Cumhuriyet’in ilk yıllarıdır. Ata binmiş ayakları üzengide, fötr şapkalı papyon kravatlı, eli kamçılı bir zabit yanına gelir.

Fötr şapkasını eline alır, bel kırar selam verir. “Bana bakar mısın ey çiftçi?” der

Kel Bekir, havanın soğuk olmasına rağmen terlemiş, bir elinde kara saban, bir elinde öndere sopası, “Dovah!” der, öküzleri durdurur.

Gelen zabiti aşağıdan yukarı süzer.

“Buyur bayfendi” der.

 Zabit, ne ektiğini sorar.

“Ekin ekiyom.”

“İyi kolay gelsin. Söyle bakalım bana, Gazi’den mi yanasın, padişahtan mı yanasın?”

Kel Bekir ne diyeceğini şaşırır, bir daha Zabite bakar; “Ben bilmem ki” der.

“Sen adam değil misin, niye bilmiyorsun? Söyle bakalım kimden yanasın?”

“Gazi kim? Padişah hangisi, ben ne biliyim?”

Zabit ağzını bozar: “Ulan kerhaneci, Gazi Mustafa Kemal Paşa’dır. Padişah da Vahdeddin, sen duymadın mı bunları?”

“Ganaatın olsun ne duydum, ne de bilirim bayfendi.”

“Sen ne bilirsin?”

“Ben şu öküz gibiyim, kulağımdan kim tutar, boyunduruğa koşarsa, ben işte oyum. Ben başka heç bi şey bilmem efendi ağa” der ve bir daha konuşmaz.

Zabit: “Ulan kerhaneci kendini öküz yerine koydun, insan öküz olur mu?”

Zabit boynunu bir sağa  bir sola sallar, “Maalesef böyle insanlarda var” der oradan ayrılır yoluna devam eder.”

Kel Bekir, o günkü işini bitirmiş, ekinini ekmiş, akşam olmuştur.

Öküzleri serbest bırakır evine gelir, çarıklarını çıkartır, yemeğini yer doğru köy odasına gider, her zaman ki gibi oda sohbetleri başlar.

O gün başından geçeni anlatır bir bir.

“Aklı sıra bir zabit beni tuzağa düşürecekti. Düşündüm, Gazi’den yanayım desem, padişahçıysa anamı bellerdi. Padişahçıyım desem, o da Gaziden yanaysa gene anamı bellerdi. Bende onları bilmem ben öküzüm dedim savah zabiti gandırdım. Neme lazım, belayı üzerimden def ettim. Kendini adamdan sayıyordu, ağzı bir karış havadaydı zabit efendinin” der.

Hülasa; köylünün akıllısı, şehirlinin okumuşunu, zabitini kandırır diyorum.

Vesselam…

Söyle Bakıyım Kimden Yanasın
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!