SIĞIRCIKLARIN DANSI

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Doğayla iç içe kalmak ne kadar güzel bir şey. 

Geçtiğimiz gün çocuklarımla bahçemde otururken yeşillikler arasında tefekküre daldım.

Her bir meyvenin kendine has güzelliği var. 

Yeşilden elbiseler giyinmiş hepsi de.

İnsan seyrederken kendinden geçiyor, hayal âlemine dalıveriyor.

Bende böyle yaparken sığırcıkların ceviz ağacına inip çıktıklarını gördüm. Dikkat kesildim. 

İzlemeye koyuldum.

Birde ne göreyim! 

Kızımın birisine, tanıdığı öğretmen emeklisi, Yozgat Belediyesinin kendisine verdiği yemeklerin artıklarını çöpe atmadan “Kızım bunu bahçenizdeki kedilere, köpeklere götür” demiş.

O da getirip ceviz ağacının dibine, fırın tepsisi içinde koymuş.

Biraz sonra kediler yemiş, sıra kuşlara gelmiş.

Bir de baktım ki sığırcıklar tepside ki o artıkları bir bir yiyorlar.

 İlk bakışta gayet normal, ne var bunda diyebilirsiniz.

Bunların radarları mı var? 

Nasıl iletişim kurdular? 

Birbirlerine nasıl haber verdiler?

15-20 tane sığırcık tepsi içinde ki artıklardan alıyor ve bir kenarda onu yiyor. 

Diğer bir kafile geliyor o da alıyor başka bir kafile de ceviz ağacının tepesinde onları gözetliyor.

Saatlerce bu durumu izledim. 

Yemek artığı oldukça çoktu.

Bir o kadar da sığırcık çoktu.

Onlar beslendikçe ben de keyif aldım doğrusu.

Ben sığırcıkların haşere ve böceklerle beslendiğini bilirdim. 

Bilhassa çekirge, arı, karınca, sivrisinek gibi böceklerle beslendiğini biliyordum.

Meyve bahçem olduktan sonra gördüm ki bugünlerde kızarmaya başlayan olgunlaşmış vişne ve kirazları öyle kibarca yiyorlar ki deme gitsin.

Bazı bahçeler de teneke çalanlar, sapanla sığırcık kovalayanlar, mantar tabancası atanlar olduğu gibi meyvelerin üzerini file ile örtenleri de duymuştum. 

Ama bu hayvanlar bir yolunu bulup haklarına düşeni alıyorlar.

Bilhassa son yıllarda tarımsal ilaçların bu tür kuşlara zarar verdiklerini de biliyoruz.

Bir ara sığırcıklar ortadan kaybolunca ekinlerimiz kımıl ve süne illeti ile karşılaştılar da senelerce tarım il müdürlükleri ne yapacaklarını bilemediler.

Allah’a şükürler olsun son yıllarda sürüler halinde sığırcıklar kış-yaz havada dans ediyorlar, bazen öyle görüntüler veriyor ki hilal şeklinde yay çizerek gönlümüzü ferahlatıyorlar.

Seneler önce bir avcının gece karanlığından istifade ederek ıssız bir derede kavak ağaçlarında tüneyen çok sayıda sığırcığı tüfekle vurup yemek için avladığını duyduk. 

Birkaç gün sonra o avcının gözlerinin kör olduğunu söylediler.

Rabbim evrende olan bitenleri ister insan olsun, ister bitki olsun, ister hayvan olsun, ister karada ister denizde olsun hepsini bir denge içinde, birbirine muhtaç olarak yaratmıştır. Birinin yaşayabilmesi için birinin yok olması gerekiyor. 

İnsan koyunu kuzuyu, sebzeyi meyveyi, eti ekmeği yiyerek, havasını soluyarak, suyunu içerek hayatını devam ettirecek. 

Denizlerde büyük balık küçük balığı, karada kurt kuzuyu, aslan ceylanı, gökyüzünden yeryüzüne inerek sığırcıklar da haşereleri böcekleri yiyerek hayatlarını devam ettireceklerdir.

Kuşlar ötmeye, sığırcıklar dans etmeye, kuzular melemeye, kurtlar ulumaya, köpekler havlamaya, kediler miyavlamaya devam edeceklerdir, dünya var oldukça diyorum. 

Vesselam… 1 HAZİRAN 2021 SALI

SIĞIRCIKLARIN DANSI
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!