SP ‘de 11Temmuz olağanüstü büyük kongrede gelişen olaylardan sonra partideki kopuşlar tabiri caizse arı oğluna benziyor. Milli Nizam, Milli Selamet, Refah, Fazilet, Saadet Partileri 41 yıllık geçmişinde ya kapatıldı ya da bölünmeyle karşı karşıya bırakıldı. Milli Selamet zamanında; Hüsamettin Akmumcu’nun başını çektiği 22 kişinin istifasıyla başladı ilk bölünme. Korkut Özal’la devam etti.
Fazilet Partisi kapatılınca gelenekçiler ve yenilikçiler olarak bir kez daha parti bölünmüştü. Şimdide Milli Görüş içinde Numan Kurtulmuş ekibiyle birlikte geçtiğimiz günlerde partiden istifa ederek ayrıldılar. Yeni bir parti kuracaklarını da kamuoyuna açıkladılar.
Bu bölünmeleri teşbihte hata olmaz, arı oğluna benzetiyorum ben. Rahmetli annemin 15 sepet kadar arıları vardı. İlkbahar sonları yaz ortalarında havalar ısındı mı arılar oğul verirlerdi. Arılar bulunduğu sepetten zaman zaman oğul verirler. Arı oğul verecekken bir telaşedir sepet önünde yığılmalar olur. Hiç unutmuyorum, çocukların eline taş verirler iki taşı birbirine vurdurarak ses çıkartması sağlanırdı. Arılar bulunduğu sepet ortamını terk ederek öfkeli bir biçimde bir ağaç gölgeliğine, gürültülü bir şekilde birkaç saatliğine konarlardı.
Annemler bir teneke içerisine birazcık bal, tatlı, pekmez veya şekerden şerbet yaparak çatal bir ağaç üzerinde arılara yaklaştırırlar belirli bir süre bekletirlerdi. Daha sonra kızgınlıkla aile ocağını terk eden bu arılar teneke içerisine girerlerdi. Şayet girmezlerse kondukları dalı silkeleyerek teneke içerisine girmesini sağlarlardı ve ağzı kapatılırdı. Sabahın erken bir saatinde daha önceden hazırlanan bir başka sepete arılar uyuşukken koyuverilirlerdi. Artık çıktıkları sepetten bir daha dönmemek üzere ayrılırlardı.
Onlar için yeni bir hayat başlamış olurdu. Milli Görüş partileri de tıpkı bu bal arılarına benziyor. Bu görüş üzerinden kimse elini çekmiyor bir türlü. Balının kıymetli olduğu için olsa gerek. Milli Görüş verdiği bir oğulda Abdullah Gül Cumhurbaşkanı, Recep Tayip Erdoğan Başbakan, Bülent Arınç Meclis Başkanı oldular. Bir başka sepette. Bugün itibariyle hayatlarını devam ettiriyorlar. Şimdi Numan Kurtulmuş oğul verdi telaşlı bir şekilde. Bakalım hayırlısı. Oğul verdi vermesine ama birincideki gibi sükûnet içinde olmuyor. Kızgınlığı, dargınlığı çabuk geçeceğe benzemiyor.
Yaklaşık yirmi günden bu tarafa, her gün televizyon ekranlarında, gazete sütunlarında söylenenler ve yazılanlardan anladığımıza göre ana sepeti tamamen bitirip yok etmek için hoş olmayan beyanatlar, ithamlar da yapılıyor maalesef. Madem ana sepet oğul verdi, sizde kendi evinize, yuvanıza dönerken ana sepeti ve sepetteki diğer arı kardeşlerinizi üzmeden, incitmeden, muaheze etmeden yurdunuzu yuvanızı bulsanız çok daha iyi olur kanaatindeyim. Her gün gazetelerde kenger sakızı çiğner gibi, filan ilin il başkanı ilçe başkanı, kadın kolları, gençlik teşkilatları ile birlikte topyekûn istifa ettiler, çağrılarının propagandalarının fayda yerine zarar getirdiği kanaatindeyim. Bir parti bir üyesini bile kaybetmişse o parti için bir eksikliktir.
Bir elin beş parmağı gibi tek bir yumrukken bir parmağı kaybetmenin hem acısı duyulur, hem de eksikliğini hissedilir. Hal böyle olunca, ana sepeti daha fazla hırpalamadan gitmeli, ayrı bir sepet olurken de usul hataları yapılmamalıdır. Basına yansıdığı kadarıyla dün SP’ deki istifalar konuşuldu gün boyu. Ofisime gelen eski dostlarımızla Erbakan hocanın rahle-i tedrisinde bulunmuş kişilerin yanında, Numan beyin safında olduğunu söyleyen bir-iki arkadaşımızda vardı.
Dünü ve bugünü tartıştılar, bende kulak misafiri oldum. Benim Âcizane tavsiyem ve telkinim tahriklere kapılmadan birileri horoz dövüştürürken, koç vuruştururken seyirci oldukları gibi, hele de olup bitenlere tırnak sürtenlere fırsat verilmemesi kanaatini taşıyorum. Numan Bey’in safında gözüken arkadaşımızın birisinin “Yarın levhaları indirecekler” dediğinde, âcizane bu durumun küçük hesap olduğunu, yanlış olacağını, usul hatası yapılacağının söylenmesine rağmen, maalesef dün Saadet Partisinin levhaları ana sepetten oğul veren birileri tarafından indirilmiştir. Bu emri veren şahıs kim olursa olsun, bilmelidir ki, yanlış yapmıştır.
VESSELAM 12 EKİM 2010 SALI
