POYRAZLA YAŞAMAK

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Çapanoğlu’nun kurduğu Yozgat’ta rakım Muslubelen”de 1400, Cumhuriyet meydanında 1300, Yerköy’ünde 700’lere düşer. Sarıhacılı’sında başka, Saray’ında başka, Dayılı Köyünde bambaşka.

Yaz ortasında kışı yaşıyoruz bugünlerde. Bir günde 4 mevsimin yaşandığını bilir Yozgat’ta yaşayanlar. Kışın donduran poyraz, yaz aylarında da üşütüyor insanlarımızı, meyvelerimizi, sebzelerimizi. Doğrusu ceketimizi çıkartıp, kısa kollu gömlekle, tişörtle dolaşılmıyoruz Yozgat’ta.

 Son yılların en sert kışını bu yıl yaşadık. Boğazlıyan ilçemizde -40’ları gördük esen poyraz sayesinde. İlkbaharda kayısı ağaçlarımız kurudu. Üzüm bağlarımız, asmalarımız kurudu bir bir. Buna rağmen yer yer elmasıyla, armuduyla, kirazıyla bire yedi yüz veriyor Mevla’m gene de. Hazinesi geniş.

Kışın yolları kesen poyraz, yazın kuraklığında serinlik dağıtır. Yağmurların yağmadığı zamanlarda Rabbimiz, bereketini poyraz rüzgârlarıyla sağanak halinde gönderiyor. Rabbimiz buna da işaret ederek: “Mallarını Allah’ın rızasını kazanmak ve kalplerindeki (imanı) sağlamlaştırmak için harcayanların hâli, yüksek tepede bulunan bahçenin hâli gibidir. Oraya bol yağmur yağar ve meyveleri iki kat olur. Eğer bol yağmur yağmazsa çisenti olur. Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir” (Bakara süresi, ayet: 265).

İlkbaharın gelişiyle karlar eridi. Mart, Nisan aylarında yağış almadı Yozgat geneli. Mayıs’a gelince devam etti bahar yağmurları. Genele baktığımızda bu sene de her sene olduğu gibi yağmurlar az oldu. Ekinlerin tam evin bağladığı dönemde. Bazı bölgelerimizde hububatta yanmalar olurken, yüksek kesimlerde mahsule yem gibi yaradı yağan yağmurlar. Kuzey Doğu’dan esen poyraz rüzgârının serinliği, başaktaki buğday danesinden köklerine kadar sirayet eder ve susuzluğun kurutucu etkisini azaltır.

Melek ebem kıtlık yıllarını anlatırken 7 sene poyraz ekmeği yediklerinden bahsederdi. Poyraz ekmeği nedir dediğimde: “Yağmur yağmasa da o bizi üşüten, bağrımızı delen kuzeyden esen soğuk poyraz rüzgârı hububata hayat verir. Diri tutar. Ekinleri büyütür. Başaklarını olgunlaştırır. Çakmak taşı gibi buğday olur sayesinde.” derdi.

 İç Anadolu Bölgesi, Türkiye’nin buğday ambarıdır. Soframızdaki ekmek bileseniz ki buralarda ekilip biçiliyor. Türkiye’de en az yağmur alan bölgelerimizden olmasına rağmen. Bir ay öncesinden yok gibi gözüken ekinler dane tuttu bugünlerde. Biçilmeye hazır. Zamanında yağmur yağsaydı daha verimli olacaktı. Yapılacak bir şey yok, şükürler olsun. Yağmadığı günlerde de Rabbimiz, rüzgârını hep poyrazdan verdi. Üşütse de bizleri. Yağmurun az olduğu, mahsulün suya ihtiyaç duyduğu günlerde Rabbimiz, Lodosu (ters yeli) göndermez. Kıbleden esen ters yel, mahsulün özündeki suyu bile çeker çıkarır. Mahsulün çabuk kurumasını sağlar. Onun da faydalı olduğu günler ve aylar vardır. Lodos rüzgârı olmasa karlı dağlar geçit vermezdi.

Âhirkelâm her şeyin bir sebebi bir hikmeti var Yozgat’ta bugünlerde ceketli gezsek de diyorum VESSELAM… 5 TEMMUZ 2012 PERŞEMBE

POYRAZLA YAŞAMAK
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!