DELİKANLI DEĞİL, ELİ KANLI!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir kadın her ne kadar annedir, cennettir, baş üstünde taşınmalıdır diye bas bas bağırsakta maalesef bazı adamlara sesimizi duyuramadık. Birbirinden çirkin olaylarla karşı karşıya kaldık.

Kimimiz çocuktuk, kimimiz genç, kimimiz ise kadın. Bazı adamlara sesimizi duyurmak için yaşımızda farketmedi.

Bu ülkede maalesef 2 yaşındaki bir kız bebek cinsel tacize uğradı. Yıllarca nefis, tahrik diye yaptıkları pisliğin üstünü kapatmaya çalışanlara soruyorum, iki yaşındaki bir kız bebek sizi nasıl tahrik etti? Ağlayarak mı? Haliyle konuşamaz, derdini anlatamaz, kaçamazdı bile.

Biz kadınlar her gün yürüdüğümüz yolda korkarak yürüyoruz. Evimize akşam olduğunda dualarla, tedirginlikle, korkuyla varıyoruz. Bizler artık sadece sokakta ki insanlara değil, yanımızda ki amca, dayı hatta babamıza bile güvenmiyoruz. Bizler sarılıp sarmalanıp pamuklara yatırılmamız gerektiği yerde, iğrenç ellerde toprağa veriliyoruz.

Bizler ölmek istemiyoruz, bizler korkmak istemiyoruz. Bizler artık bu ülkede huzur ve güven içinde gün geçirmek istiyoruz. Hatta kimimiz giyim kuşamından dolayı dayak yememek, ağzındaki sakızdan ötürü kötü sözlerle hitap edilmemek istiyor. Kısacası bizler sadece insan olduğumuzun hatırlanmasını istiyoruz.

Evet bizler sadece insan yerine konmak istiyoruz, bu yüzden avazımız çıktığı kadar bağırıyoruz. Bazı insanlar, delikanlılar bizleri duyuyor ve anlıyor. Çünkü bizleri annesi, bacısı, eşi, çocuğu yerine koyuyor ve onlar gibi korumak istiyor. İşte bu insanlardan Allah razı olsun.

Bazı kadınlarda bu insanları, sadece bizim sesimizi duydukları için cezalandırıyor. Sadece kendisine yardım etti diye bir delikanlıyı cezaevine gönderebiliyor.

Kadir Şeker olayını hepimiz biliyoruz. Gencecik delikanlı… Üniversite sınavına hazırlanan bir evladınızdı. Bir parkta karşısında bir kadının darp edildiğini gördüğünde dayanamadığı için hayatı kayan bir genç. Belki o kadını annesi, ablası, belki de sevdiği bir kadının yerine koymuştu. O yüzden koşmuştu yardımına ama sonu ne oldu, koskoca bir hüsran…

Hani derler ya her yerin hem iyisi hem kötüsü vardır. Beş parmağın beşi bir değildir. İşte biz kadınlar içinde bu böyle. Beş parmağız ama beşimiz bir değiliz. Bizler sadece insan olduğumuzu hatırlamak, rahatça yollarda yürümek, güvende olmak istiyoruz. Evet bazıları kadınlığı çok yanlış anlamış, bir erkeğin sahipliğine kapılmış olsa da biz onlardan değiliz.

Evet bazı kadınlar var ve bu kadınlardan sizden çok biz nefret ediyoruz. Bizler o kadınlar yüzünden belki de hala rahatça, güvenli bir şekilde yollarda yürüyemiyoruz. Belki de hala o kadınlar yüzünden pis zihniyetli insanlardan kurtulamıyoruz. Fakat sizlerden bazılarının da aynı olduğunu hatırlatmak gerekir. Bazı kadınların art niyetinin arkasına saklanıp bizlere psikolojik veya fiziksel farketmeksizin saldıranlara iki çift lafım olacak;

Bizim en güzelimize sizlerin en delikanlı dedikleriniz kıydı. Onlar aslında delikanlı değil, eli kanlıydı.

Bizleri korumayın ama bizden o pis ellerinizi çekin!

DELİKANLI DEĞİL, ELİ KANLI!
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!