19,0540$% 0.13
20,5095€% -0.63
23,5029£% -0.37
1.211,44%-0,66
2.004,00%-0,20
526689฿%0.09696
Başbakan Erdoğan, Yozgat’taki Musabeyli Barajı’nın adını değiştirerek TBMM Başkanı hemşerimiz Sayın Cemil Çiçek’in ismini verdi. Kim itiraz edebilir buna? Hangi Yozgatlı itiraz edebilir? Sivil toplum örgütleriyle, bürokratlarıyla, yazılı ve görsel medyasıyla topyekûn halkıyla sayın başbakanımızın yerinde ve zamanında Musabeyli Barajı gibi Yozgat’ın içme suyunu da karşılayacak olan bir baraja Sayın Çiçek’in ismini vermesi tüm Yozgatlıları ziyadesiyle memnun etti.
Adı kendine kutlu olsun. Hayırlı uğurlu olsun. Bildiğim kadarıyla Yozgat’ta yayın yapan bütün gazetelerimiz bu haberi duyunca ertesi gün memnuniyetle manşetlerine, yazarlar ise köşelerine taşıdılar. Onlarda Cemil Çiçek isminden duydukları hoşnutluğu ifade ettiler. Karşı bir görüşte söz konusu olmadı. İktidarıyla, muhalefetiyle, karşıt görüşleriyle bilinen herkes sevindi bu habere.
Geçmişte toplumun önde giden insanlarını, liderlerini, paşalarını göklere çıkartarak yapılan okullara, yurtlara, yuvalara, cadde ve sokaklara isimler verildi. Gün geldi aynı mihraklar bu verilen isimleri o kişilere çok gördüler. Şimdide verdikleri isimleri almak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bizimki daim olur inşallah.
Cemil Çiçek’i bunlarla kıyas yapma gibi bir düşünce içinde değilim. Ama bu işin istismarcıları ve yağcıları gene iş başındalar. Yağcılık yeni bir meslek de değil. İnsanlık tarihiyle başlamış ve kıyamete kadar da devam edecektir.
Sevgili Peygamberimiz, yağcılara karşı Rabbimiz tarafından uyarılmıştır. “İnsanlardan öyleleri vardır ki, onun dünya hayatı hakkındaki sözü senin hoşuna gider ve kalbinde olana Allah’ı şahit tutar. Hâlbuki o düşmanların en azılısıdır.” (Bakara 204)”
“Yağcılar, övücülerle karşılaştığınızda yüzüne toprak saçın” hadisiyle de sevgili Peygamberimiz bizi uyarmıştır. Buna rağmen ben yağcılara kanmam, bu yağları ben yutmam demeyin. Sizin yutacağınız hale getiremiyorsa o zaten yağcı da değildir.
Padişah ve dalkavuğun hikâyesini bilirsiniz: Padişahlardan biri bir akşam ziyafetinde patlıcan oturtmayı pek beğenmiş. Başlamış patlıcanı övmeye. Övmüş, övmüş ve yine övmüş. Padişahın ardından sözü dalkavuk almış. Önce efendisinin sözlerini onaylamış, ardından da patlıcanın hem gerekli, hem sağlıklı, hem de bin bir türlü faydalarını anlatmış bir bir… Padişah meğerse akşam, yemeği fazla kaçırmış ve patlıcan midesine oturmuş. Sabaha kadar kıvranmış. Sabah kalkar kalkmaz da başlamış patlıcanı kötülemeye. Padişahın ardından sözü yine dalkavuk almış. Vermiş, veriştirmiş patlıcana. Hem gereksiz, hem sağlığa zararlı, hem de zehir zemberekmiş patlıcan. Padişaha derhal yasaklanması teklifinde bile bulunmuş. Padişah bu duruma şaşırmış. “Akşam patlıcanı övüyordun, bin türlü faydalarından bahsediyordun. Akşamdan sabaha ne değişti” diye sormuş. Dalkavuk cevap vermiş; “Haşmetlim, ben sizin dalkavuğunuzum, patlıcanın değil ki.”
Efendim, bu hikâyeyi niye anlattınız diyeceksiniz. Yozgat’ta dernek kurmakla öne çıkan bildik bir iş adamımız ikinci, üçüncü derneğini de kurdu. O derneklerinde başındaki kişi Musabeyli Barajı’nın Cemil Çiçek Barajı olarak isminin değiştirilmesiyle ilgili bir gazetemize tam sayfa ilan vererek şunları söylüyordu. “Yozgat’ın gururu Türkiye’nin ve siyasetçilerin umudu, büyük devlet adamı TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek’in ilimize yapılan Musabeyli Barajının isminin Cemil Çiçek barajı olarak değiştirilmesinden dolayı Başbakan Sayın Recep Tayip Erdoğan’a teşekkür ediyoruz.” Diyerek aşk-ı ilan etti.
Ne diyelim kendisine. La teşbih ve la temsil… Ne de olsa bu sözü sarf eden Yozgatlı bir iş adamımız. Yeri gelince helva, yeri gelince halva deyiveriyor. Bizde kendisini tanıdığımız için patlıcan hikâyesini kendisine yakıştırdık kusurumuza da kalmasın.
Buna ne gerek var. Başbakan laik görmüş Türkiye’de birçok kişiye verdiği gibi doğup büyüdüğü köyüne yapılan bir baraja Cemil Çiçek ismini vermiş. Bundan daha doğal ne var. Bize düşen hayırlı uğurlu olsun demektir. Daha fazlasına gerek yok. Ne diyelim. Patlıcana akşam tatlı, sabah acı diyenler var günümüzde, Vesselam… 18 ARALIK 2012 SALI
HAYALLERİMİZ HAYAT BULSUN – 2