19,1082$% 0.1
20,7115€% 0.39
23,5759£% 0.37
1.201,08%0,04
1.995,00%0,00
514780฿%-3.52223
İnsan doğar, yaşar ve ölür. İnancı, ırkı, yaşadığı coğrafya ve maddi durumu ne olursa olsun ölüm bir gerçektir. İnsan çoğu zaman yüzleşmek istemez, ölümden korkar ve hatırına dahi getirmekten kaçınır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurmuştur ki:
“Aslında sizler ölümü çok sık hatırlamış olsaydınız şu gördüğüm vaziyette olmazdınız. Öyleyse lezzetleri yok edeni (yani ölümü) çok hatırlayın.” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 26)
Bu Hadis-i Şerif’i bizler daha çok “Ağızların tadını kaçıran ölümü çokça hatırlayın” olarak biliyoruz. Evet ölüm, insanın ağzının tadını kaçıran, dünyalık heva ve isteklerinden arındıran, nefsin arzularını unutturan, insanı tefekküre sevk eden bir hakikattir.
Elhamdülillah bizler Müslümanız. Ölümün bir son değil bir başlangıç olduğuna inanıyoruz. Öldükten sonra yeniden dirileceğimize, ahirete, hesap gününe, Mahkeme-i Kübra’ya iman ediyoruz. Salih amel işleyip, hayrı ve sabrı tavsiye edenlerin cennetle müjdelendiğini, kötülerin, zulüm ve haksızlık edenlerin hüsrana uğrayacağını biliyoruz.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek der ki:
“Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber…
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?
Öleceğiz müjdeler olsun, müjdeler olsun!
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!”
Ölüm, sonsuzluğun başlangıcıdır. Bir Müslüman için korku vesilesi değil, tefekkür kapısıdır, hakikate açılan bir penceredir, Rabbine ulaşmanın, peygamberine kavuşmanın adıdır ölüm.
Ölüm gerçeğini bilen ve hatırında tutan insan, kötülüklerden uzaklaşıp, iyilik için mücadele edecektir. Elbette ki ölümden sonra ki ahiret hayatına inanıyorsa. Aksi halde sadece bir korku olacak ve bu korkusunu unutmak ve yenmek için daha çok nefsin arzuları peşinde koşacaktır.
O halde ölümü çokça hatırlayalım ve hatırlatalım. Bırakalım ağzımızın tadı kaçsın biraz.Azıcıkta olsa yalan dünyanın sahte güzelliklerinden, heva ve heveslerimizden soyutlanalım. Ahiret dağarcığımıza bizde fayda verecek sermaye birikimi yapalım.
Zira ölümü hatırlamak öldükten sonra ki ahiret yurdu için hazırlıklarımızı arttırmaya vesiledir. Ölüm hakikatini unuttuğumuz ve yüzleşmekten korktuğumuz için olmalı ki dünya menfaatlerine ve nefsin arzularına yenik düştük. Dünyaya ve dünyalıklara hiç ölmeyecek gibi sarıldık. Ölümü ne hatırladık, ne de hatırlattık. Birimiz ölümden bahsedecek olsa “Sus! ağzından yel alsın” tepkisine maruz kaldık. Halbuki, ağızların tadını kaçıran ölümü çokça hatırlamalı ve hatırlatmalıydık.
Peygamber Efendimiz’in (S.a.v) buyurduğu gibi ölümü çok sık hatırlamış olsaydık bu vaziyette olur muyduk?
Kul ve kamu hakkına riayet etmeyen, dedikodu ve gıybet bataklığına düşen, kendi şahsi menfaatlerini önceleyen, dünyada yaşanan zulüm ve haksızlıkları göz ardı eden, iftira ve yalan söylemeyi marifet zanneden, din kardeşini aldatınca kendini kârda sayan hâsılı inancımıza ters her ne varsa hayatımızın içerisinde görebilir miydik?
Okunan selalar, toprağa gömüp geldiğimiz yakınlarımız, bayramlarda ziyaret ettiğimiz kabristanlar bize ölümü tefekkür ettirmeye ve hayatımızı değiştirmeye yetmiyor. Mezarlık sınırlarını çıkıncaya kadar süren bir tefekkür bize tesir etmiyor. O halde daha sık hatırlamak ve hatırlatmak Müslüman kardeşler olarak birbirimize karşı sorumluluklarımızdandır.
Hz. Ömer (r.a.) halifelik görevini aldıktan sonra kendi parasıyla bir adam tutmuştu. Bu adamın görevi her gün, Hz.ömer’in yanına gelerek ona;
-Ya Ömer Allah’tan kork, ölüm var! demekti.
Bu durum günlerce, aylarca, hatta yıllarca devam etti.
Bir gün Hz.Ömer aynaya bakarken saç ve sakalının ağardığını gördü. Hz.Ömer artık kendisine ölümü hatırlatan adamın görevine son vereceğini söyleyince adam Hz.Ömer’e:
-Ya Ömer bu güzel adetinden vaz mı geçtin? diye sordu.
Hz.Ömer(r.a.) , bu soru karşısında adama şu manidar cevabı verdi:
“Şimdiye kadar gençtim, saç ve sakalım ağarmamıştı. Doğru yoldan ayrılmamak için her gün bana ölümü hatırlatacak, Allah’tan korkmamı tavsiye edecek birine ihtiyacım vardı. Ancak, bugün aynaya baktığımda saç ve sakalımın ağardığını gördüm.
İşte ağaran saç ve sakalım bana ölümün habercisi olarak yeter.Sen bana ölümü günün muayyen saatlerinde hatırlatıyordun, bunlar ise her zaman hatırlatıyor.”
Bu vesile bizde buradan hatırlatmış olalım.
Unutmayalım ÖLÜM VAR!
SIĞIRCIK