Yüksek hızlı tren inşaatı devam ediyor. Hep yazıp çiziyoruz, istiyoruz ki bir an evvel inşaatı tamamlansın, işletmeye alınsın. Ankara’dan Sivas’a oradan da Erzurum, hatta Kars’a kadar uzansın. Beklentimiz budur Yozgatlılar olarak. Önemli olan bu tür yeni gelişmelerin, teknolojinin bir an evvel milletin, insanlığın hizmetine sunulmasıdır. Açıkça söyleyelim, endişemiz var.
Geçmişte bize reva görülen, elimizden alınan birçok hizmet gibi, bundan da korkuyoruz doğrusu. 2014 yerine 2019 olsun. Geç olsun ama güç olmasın. Geçenlerde bir gazetemizde Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Mayıs sonunda açılması planlanan Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren hattında bir takım sabotajlar yaşandığı gerekçesiyle hizmete alınamamış.
Nedir engel? Kim niye sabotaj yapsın? Bu hizmet amme hizmeti değil mi? Kim niye yapar bilinmez ama gerçek odur ki, son bir kaç haftada 60 farklı noktada yaklaşık 200 adet sinyalizasyon ve haberleşme kablosu ile 70 adet ray devresi bağlantı sistemi bilerek, isteyerek, kasten kesilmiştir.
Kablo ve ray bağlantı devrelerinin kesilmesi, testleri ve sertifikasyon sürecini doğrudan etkilemiş yetkililer de herhangi bir kaza bela olmasın diye açılışı ertelemişler. Bu tür projelere yapılan milyarlarca lira yatırımların bazı kesimler tarafından hiç mi hiç değeri, kıymeti harbîyesi yok. Maalesef bunların yapılmasından rahatsız olan kesimler bile var. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan bu konuyla ilgili bilgi vermişte “Sinyalizasyon kanallarımızın kapakları açılıyor, sinyal kabloları kesiliyor, o şekilde de bırakılıyor.” diyor yetkili ağız.
Dostlar, bundan 40 yıl önce merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Türkiye genelinde ağır sanayi projelerini tanıtmaya başladığı günlerde toplantılar yapıyor, yapılacak yatırımlarla ilgili bilgiler veriyordu. Hiç unutmuyorum… Diyordu ki merhum hocamız “Önce ahlak ve maneviyat” izahını da şöyle yapıyordu. “Ahlaksız bir millet ayakta duramaz. Ahlaklı bir nesil yetişmezse yarın bizim kuracağımız bu fabrikalarda çalışırken tezgâhın başında ekmek yediği iş makinasının çalışmasını engeller… Ne yapar; dönen dişliler arasına metal cisimler atar da üretimi engeller, zarar verirler” dediğini hiç unutmuyorum.
Bu yapılanlar, gerçekte 77 milyon insanımıza yapılan ihanet değil de nedir? Allahtan korkun, tüyü bitmedik yetim hakkı denilen şey budur. Bu işleri yapanlarda, başta iman zafiyeti olsa gerek. Vatanını, milletini, insanlığı seven bir Allah’ın kulu, kanı bozuk değilse bu işleri yapamaz. Bu tamamen vicdan işi ahlak zaafıdır diyoruz amma, bir gerçek var.
O da şu; Arının cibilliyeti bal yapmaktır. Sivrisineğinki de mikrop taşımaktır. Bunlar, arı olup bal yapacağı yerde, mikrop dağıtıyorlar sivrisinek gibi. Yazıklar olsun. Demek ki Ankara, Kırıkkale, Sivas yüksek hızlı tren hattı gerçekleşse, bu sefer de buna benzer, ahlaksız vicdansız işlerle karşılaşacağız. Allah korusun. Ahır kelam… Onlara diyeceğimiz tek şey şudur ki; Olmazsa edep, neylesin medrese mektep diyorum vesselam… 30 MAYIS 2014 CUMA
