OKUMA AZMİ İLE ÖRNEK OLUYOR

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hülya İpek, 55 yaşında ilahiyat fakültesine girdi. 60 yaşında mezun oldu. 61 yaşında ise ikinci Üniversite olarak Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandı. Ardından Hacı Bayram Veli Üniversitesinde Yüksek Lisansını yaptı. Aynı zamanda Açık Öğretim Fakültesi Felsefe Bölümünde okumaktadır. İpek’in okuma azmi gençlere ve çevresine örnek oluyor.

Eğitim hayatını, okuma sevgisini ve başarı sırrını Merhaba Yozgat Gazetesine anlatan İpek, okuma aşkının hiç bitmediğini, Allah’ın “Oku” emrini son nefesine kadar yerine getirmeye çalışacağını belirtti. Röportajın detayları ise şöyledir:

 Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

1958 doğumluyum. Aslen Bandırmalıyım fakat 80’li yılların başından beri İstanbul’da yaşadım. Evlilik dolayısıyla liseyi yarıda bırakmak durumunda kaldım. 2010 senesinde Kur’an-ı Kerim öğrenmeye başlayınca Cenabı Allah’ı daha iyi anlamak için İlahiyat Fakültesinde okumak istedim. Fakat fakülte okumak için önce lise bitirmek gerekiyordu. O zaman bir arayışa girdim ve Akşam Liselerinin varlığını öğrendim. Avcılar’da Yahya Velioğlu Akşam Lisesi’ne yazıldım. 3 yıl boyunca lise okuduktan sonra Üniversite sınavlarına girdim ve 13. tercihim olan Yozgat Bozok Üniversitesi’ni kazandım.  30 tane seçeneğimin 30’u da İlahiyat Fakültesi idi. Bu sebeple 2013 yılında Yozgat’a geldim. O günden beri Yozgat’tayım.

 İlahiyat okumak çocukluk hayaliniz miydi? Bu bölümü okumaya nasıl karar verdiniz?

Çocukluk hayalim değildi ama içimde var olan bir şeydi. Öncesinde İslamî hayata çok fazla uygun yaşamadığım halde içimde büyük bir inanç vardı. 2010 yılında Kur’an kursuna gitmem ile birlikte yüzeye çıktı diyebilirim. Daha sonra Kur’an-ı Kerim’i daha iyi öğrenmek ve anlamak için ilahiyat fakültesi  okuma isteğim doğdu.

Çocukluk hayalimde hukuk okumak vardı ancak olmadı. Ama yılmış değilim. Hukuk Fakültesi okumak gibi bir düşüncem de yok değil. Avukatlık okumayı da istiyorum.

55 beş yaşında Üniversite kazandınız? Kendinizden yaşça küçük gençlerle aynı sınıfta okudunuz. Bu durumda hiç zorlandığınız oldu mu?

 Üniversiteyi kazandığımda  55 yaşındaydım. O yaşta üniversite okumak hiç zor gelmedi. Çünkü İnsanın sevdiği bir şey söz konusu olduğunda kendisine hiçbir şey zor gelemez. Sevdiği şey için her şeyi yapabilir. Bu da benim için öyleydi. Kur’an-ı Kerim’i çok sevmiştim ve onu okuyup anlamak istiyordum. Bu bölümü okuduğum zaman daha iyi anlayacağımı düşünüyordum. Şimdi çok mutluyum. Okumaya öğrenmeye devam ediyorum. Hacı Bayram Veli Üniversitesi İslam Bilimleri üzerinde Din Bilimi ve Felsefe bölümünde Manevî Danışmanlık ve Rehberlik üzerine yüksek lisansımı yaptım. Oradan mezun oldum. Ondan sonra daha mutlu oldum çünkü belirli bir alanda uzmanlaşmıştım. Benim bu doğrultuda önümü açan şey ise okumaya, öğrenmeye dair taşıdığım büyük aşktı oldu.

 Kazandığınızın haberini alınca neler hissettiniz ve çocuklarınızın, ailenizin tepkisi nasıl oldu?

Yozgat Bozok Üniversitesini kazandığımın müjdesini umredeyken almıştım. Çok sevindim. Cenâb-ı Allah’tan “Allah’ım bana ilmini  en iyi alacağım yeri nasip et” diye dilemiştim. Allah’ta bana Yozgat’ı seçti. Yozgat’ı ilk etapta üç dağın arasında olmasından dolayı Mekke’ye benzettim. Hâlâ da Mekke’de yaşıyor gibiyim. Çocuklarımın belli bir yaştan sonra üniversite kazanmama tepkileri iyi oldu. Çok sevindeler. Belki Ankara’daki kızıma uzak bir şehir olsa göndermek istemeyebilirlerdi ancak ben yine de giderdim. Gideceğimi de söylemiştim. Allah bana her şeyi çok güzel bir şekilde nasip etti. Artık kendi memleketime veya İstanbul’a gitmek gibi bir fikrim yok. Bundan sonrası için Mekke, Medine ve Yozgat diyorum. Hayatımı Yozgat’ta geçirmeyi düşünüyorum. Çocuklarım da artık bu durumu saygıyla karşıladılar. Yozgat’tı ve Yozgatlıları çok seviyorum.

 Sınıfa ilk girdiğinizde neler hissettiniz? Uyum sağlamakta zorlandınız mı?

İlk başta zorlanıyorsunuz ancak zorluğu da göze alıyorsunuz Mecnun Leylası için çöllere düştü, Ferhat Şirin için dağları deldi. Hayat çok kolay değil. Geceyle gündüz çok kolay ayrılmıyor birbirinden veya çok kolay birleşmiyor. O çiçek patlayıp, doğum yapıp, meyve verinceye kadar ne acılar çekiyor bizim duymadığımız. Onun için hayat çok kolay değil. Zor gözüyle bakmayacağız. Severek bakarsak ve çabalarsak Cenabı Allah sana onun meyvesini gösteriyor.  Zahmetsiz rahmet olmuyor. Seveceksin, yürüyeceksin, azmedeceksin. Gerisi kolay geliyor. Allah yanında oluyor, yollarını açıyor.

Üniversite okumadan önce nasıl bir hayatınız vardı. Üniversite okumak hayatınızı değiştirdi mi?

 2010’dan önce Kur’an-ı Kerim’e dair elif harfini dahi bilmiyordum. Öncesinde İslâmi şartlara çok fazla uygun olmayan bir yaşam tarzım vardı. Kur’an’la, tesettürle daha sonra tanıştım.  Kur’an-ı Kerim’i öğrendiğim ve ilahiyat fakültesinde okuduğum için Müthiş bir huzur ve sekînet yaşıyorum.  Allah bana bu imkânı verdiği için her günüm şükür ve teşekkürle geçiyor. Hakikaten Kur’an-ı Kerim çok önemli bir kitap. Kuranı kerimi açıp okuyup anlamak ve yaşamak yerine onu duvara asıp yanlış bir saygı göstermişiz. Esasında özünü anlamak ve ona göre yaşamak gerekiyor. Yüce Allah bizden bunu istiyor. İlk emri oku olan Allah’ın okumayan kullarıyız. Ben şimdilerde hayatımın en güzel zamanları içindeyim.

“Yeniden doğsan hayatında hangi kesitte yaşamak istersin?” deseler, bütün seçenek bu hayatın üzerine olsa, başka bir seçenek yoksa 2010 yılından bu zamana kadar yaşadığım kesitte yaşamak isterdim. Kesinlikle 52 yaşından sonraki hayatımı Kuran’la geçen dönemimi isterdim.

Hem çok huzurlusunuz hem de sizi koruyanın zırhını üzerinizde hissediyorsunuz.

 İleriye yönelik planlarınız neler? Yeni hedefleriniz var mı?

Röportajlarımda hep bakan, dekan olacağım demişimdir ancak bu işin latifesi. Olmaz mı? Neden olmasın olabilir. Ama ben Cenabı Allah’ın sıratı müstakim yolundan sabit kalmak istiyorum. Tek hedefim oydu son hedefimde o. Onun için Cenâb-ı Allah zamanla ne getirir bilmiyorum. ‘Hayır’ da demiyorum ‘evet’ de. Cenabı Allah’a son nefesime kadar beni ilimden, bilimden ayırmaması için dua ediyorum. Evet, okumak çok güzel… Allah bize boşu boşuna dememiş ‘İKRA’ (Oku)

Gençler için tavsiyeleriniz nelerdir?
Gençlere tavsiyem okulu hiç bırakmamalarıdır. Okumayı, eğitimi bırakmamaları ve bir tane şeyle yetinmemeleri. Esasında bir kaç tane üniversite bitirmek şart. Kendilerini sürekli geliştirmeliler sırf okulun verdiği ile kalmamalılar. Üzerine katabilmeler ki hayatı yakalayabilsinler. Çünkü hayat çok hızlı…

  Bu çığırı ben açmadım ancak birçok insana vesile oldum. “Teyze yapıyor biz de yapabiliriz” diye düşünerek yola çıkan pek çok insan oldu. Okumanın yaşının olmadığını gördüler.

Bu haberi okuyacaklar için bir mesajınız var mı?

 Bu haberi okuyacak olanlara şu mesajı vermeyi çok istiyorum. Okusunlar. Çok okusunlar. Çocuklar okusun, gençler okusun, kadınlar okusun ama önce Kuran’ı okusunlar. Sadece Arapçasından değil, Türkçesinden ’de anlayarak okusunlar. İlk kitapları Kur’an olsun. Ben herkese bunu tavsiye ediyorum. İlk kitabımız da son kitabımızda Kur’an olsun inşallah.  Aradaki zamanı da kendini yetiştirmeye, ilime, bilime ayırsınlar. Çünkü gerçekten de içinde bulunduğumuz hız çağında boş oturmanın bir anlamı yok. Bu dünyaya faydalı olmamız gerekiyor. Sırf kendimize değil kendimize olduğu kadar bir başkasına da faydalı olursak dünya yaşanacak. Dünya yaşanırsa ahiret yaşanacak. Asla tek başına değil. O yüzden okumak ve iyi yaşamak gerekiyor. Yaşarken de hem hayatı hem bilgileri paylaşmak, cömert davranmak gerekiyor. Allah bize çok cömert davranıyor. Biz de bunu şiar edinmeliyiz. Allah bize ne veriyorsa biz de insanlara o şekilde vermeliyiz.
 Ne diyor Allah’u Teâla: “İman edip, sâlih ameller işleyen ve Rablerine gönülden bağlananlara gelince, işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.”  Hud su.23.

Haber: Meryem Önalan

OKUMA AZMİ İLE ÖRNEK OLUYOR
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!