Bugünlerde yine seçim kazanı kaynamaya başladı. Yandaş, candaş televizyon kanallarında bildik adamlar her gün kafa beyin koymuyorlar. Akıllarına geldiği gibi konuşuyorlar.
“Kellim kellim la yenfa” (konuş konuş faydası yok) Bıktık usandık bu tür laflardan. Seçim takvimi belirlenir, ilan edilir. Süreç işler, gerekenler de yapılır.
En doğrusu da seçimin zamanında yapılmasıdır. Ülke yararı da muhakkak göz önüne alınmalıdır.
Seçimleri 5 yılda bir değil de her yıl yapsak bu ülkede değişen ne olacak? Aynı tas, aynı hamam…
Eskiden yapılan seçimleri bugün arar olduk. Her parti delegelerini tespit eder, ya merkez yoklamasıyla ya da hâkim denetiminde sandık ortaya konulur, delegeler oyunu kullanır, aday adayları arasında sıralamaya giren aday olur, listeler de böylelikle belirlenmiş olurdu. Herkes buna uyar, seçime öyle gidilirdi.
Şimdi o günleri özlüyoruz. Kimin ne yaptığı belli değil. Seçim türküsü çağırıyoruz ama ortada kriter yok. Aday tespitleri liderlerin diliyle dişinin arasında belirlenerek karar veriliyor.
Milletin tercihi adeta yok sayılıyor. Seçim olsa ne olmasa ne. Türkiye’de değişen fazla bir şey olmuyor. 600 kişilik vekilin yarısına yakını değişiyor. Durum bundan ibaret…
Her gün seçim türküsü söylenmez ki. Bu ülkenin çözülmesi gereken devasa sorunları var. Başta ekonomik sıkıntı… Enflasyon, geçim darlığı, fahiş fiyat artışları ortada.
Geçtiğimiz iki yılda ülkemizin ve dünyanın başına bela olan covid-19 un olumsuz etkileri hala devam ediyor. Küçük esnaf kirasını ödüyor vergisini veriyor ama ticaret yapamıyor. Evine de ekmek götürmede zorlanıyor. Yine de sıkıntı yok mudur?
Ülkemiz dışında cereyan eden olaylarla tehditlerin kol gezdiği, ekonomik ambargoların konduğu bir günde biz nelerle uğraşıyoruz? Horoz döğüşü devam ediyor maalesef.
Bunlar ortadayken bildik televizyonlar, yüzleri eskiyen konuşmacılar kim adına ne için konuşurlar?
Arada bir şahlanış, birbirlerine hakaretin bini bin para, ar damarları çatlamış bu insanların. Birisi ekranı terk ediyor, biri kaçıyor, biri kovalıyor ekran arkasında ise bir bardak çay içip kucaklaşıp barışıyorlarsa bu yapılan nedir?
Verilmek istenen mesaj nedir?
Artık gına geldi. Bunların ne anlattıklarının ne de söylediklerinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur millet nezdinde.
Yeni yüzlere yeni konuşmalara yeni konulara, ülke meselelerine yönelen ilim irfan sahibi, gerçekten siyaseti bilen, siyasetin halka hizmet olduğu bilincinde insanların az ve öz olarak konuşup, görüşüp ifade etmelerini bekliyor bu toplum.
Ey siyasi partiler, ey liderler, ey parti sözcüleri bilin ki ülkemizde dün olduğu gibi bugün de hem içte hem dışta çözülmesi gereken sıkıntılarımız vardır. İşi ehline vererek ayakçıları devre dışı bırakın. Bu tür laflarla milleti daha fazla yormasınlar. Kısacası horoz döğüşünü bıraksınlar diyorum vesselam…
NEDEN HOROZ DÖVÜŞÜ
