Yozgat köylerinin sicilli hırsızı Meckere. Esas adı Bekir, lakabı Kürt Bekir’dir. Türkmen Araplı köyünden evlidir. Çevre köylerde azap olarak çalıştığı gibi, ömrü çobanlıkla geçmiştir.
Yeni nesil bilmese de zamanında herkes bu kişiyi tanır, mutlaka Meckere ile ilgili bir hikâye, bir anı anlatırdı.
Genelde davar çobanı olması hasebiyle, koyun hırsızlıklarında başı oynamış, yargılanmış, değişik cezalar almış, sabıkalanmıştır. Hırsızlık adına yapmadığı bir iş kalmamış, çevreye de ün salmış.
Gençliğinde Azizlibağları köyümüzde bir vatandaşın azaplığını yapar, verilen her görevi yerine getirir. Köyde kalan Meckere çocuklara bakar, ekin tarlasına ekmek su götürür. Baktığı çocuk Coşkun da babasına, annesine gitmek ister, ayakkabısı yoktur, yalın ayak yürürken ayaklarına tırpan artıkları( kıymık) dediğimiz ekin sapları batar.
Coşkun ağlar. Meckere amcası onu sırtında taşır, ona değişik oyuncaklar temin eder, günler, aylar, yıllar böylece geçer.
Coşkun yıllar sonra üniversite okur, Yerköy ilçesinde hâkim olur.
Meckere yaşı kemale erince, bundan sonra bir daha hırsızlık yapmayacağına söz verir, tövbe eder, sakal bırakır, namaza başlar. Köyü terk eder ve Yerköy ilçesinde ikamet eder.
Öyle uslanmıştır ki, elini ağzına soksan parmağınızı ısırmaz. Halim selim bir vatandaş olur.
Bir gün mahalle sakinlerinden birinin iki tane kazı çalınır, ararlar bulamazlar. Bunu kim yapar, araştırır sorarlar, yapsa yapsa bu işi eski mesleği hırsızlık olan Meckere yapar derler.
Delilleri bunun üzerine yoğunlaştırırlar, mahkemeye verirler ismini. Duruşma günü 60 yaşındaki Meckere saçıynan sakalıynan gelir. Mahkeme salonuna girince elinden tutuğu, sırtında taşıdığı karnını doyurduğu, himaye ettiği, tarlaya götürdüğü Coşkun hâkimi görür.
Coşkun’u görünce: “Ula! Bizim Coşkun. Bekir amcan sana kurban olsun. Bizim Coşkun büyümüşte hâkim olmuş, maşeallah Barekeallah” demiş.
Oda mübaşire duruşma salonuna kimseyi alma kapıyı ört diye talimat vermiş.
Coşkun hâkim kâtibe: “Bu konuştuklarımızı yazma evladım” der.
Bekir amcasıyla eskiyi bir süre konuşurlar, muhabbet ederler.
Bekir amca sen baba dostusun. Beni sırtında taşıdın, bize hizmet ettin, bizim üzerimizde emeğin var ama ben görevimi yapmak mecburiyetindeyim.
Sana isnat edilen suçu işlemediğine bende inanıyorum. Sen kaz, culuk çalmazsın yapsan daha büyüğünü yaparsın.
Şahitler ve diğer deliller aleyhine öyle gelişti ki yapacak hiçbir şey yok. Eski sabıkalarından dolayı eviriyorum çeviriyorum, uzatıyorum, kısaltıyorum nerden baksam 6 ay sana hapis cezası gözüküyor der.
O da evladım Coşkun etme eyleme. Ben bu yaştan sonra kaz çalacak adam mıyım dediyse de cezayı alır Meckere.
Coşkun hâkim de: “Bak Bekir amca bu verdiğim ceza bu dosyayla ilgili olmasa bile eski yaptıklarının cezasını bu dosyadan çekeceksin” der vesselam…
17 EYLÜL 2020 PERŞEMBE
