Bugün Türkiye genelinde krizin etkilerinden nasıl kurtuluruz hesapları yapılıyor. Ülke genelinde büyük bir etkiyle büyümeye devam eden küresel krizin etkileri, kimine göre azalacakken, kimilerine göre de büyüyeceği şeklinde çeşitli görüşler ortaya atılıyor.
Bu çelişkili görüşlerin arka planında, krizin etkisinin kesin hatlarla son bulacağına inanan düşünürlere göre, yaz sezonuyla birlikte piyasalarda büyük bir rahatlama olacak. İşe biraz daha gerçek ölçülerde yaklaşan kesim ise 2009 yılı içerisinde istenilen hareketliliğin yaşanamayacağı yönünde bir beklenti içerisinde.
Geniş bir anlamla tüm Türkiye’nin gündeminde yer alan önemli bir konu, yaşanan kriz ortamı içerisinden nasıl kurtulabileceğinin hesaplarının iyi yapılması. Krizin yansımaları 2009 yılı içerisinde de aynı ölçüde devam eder ise çok kişi işsiz kalacak ve birçok istihdam alanı son bulacak. İşsizlik sıkıntılarının hat safhada olduğu bir dönem içerisinde, gelişmelerin daha üst seviyede yaşanması karşısında nasıl bir sonuç ortaya çıkacak açıkçası merak ediyorum.
Bugün birçok istihdam alanında en çok beklenilen ve ümit edilen yaz sezonuyla birlikte piyasaların hareketlenmesi. Eğer bu beklenti büyük ölçüde gerçekleşmezse ki, birçok araştırmacı tarafından çözülme sezonu 2010 olarak değerlendiriliyor, bu bağlamda yaşanan sıkıntılar kat kat artacak ve içerisinden çıkılmaz bir hal alacak. Bu şekilde piyasaların rahatlaması için hem faiz oranlarının indirilmesi hem de 2009 yılı içerisinde piyasalarda nakit para dönüşümü olması gerekiyor. Geçtiğimiz gün bu çıkış için Yozgat’ta da bir girişim içerisinde bulunuldu.
Aktif Sanayiciler ve İşadamları Derneği tarafından “Küresel krizden çıkmada tecrübe paylaşımı” konulu bir konferans düzenlendi. İş adamlarının katıldığı toplantının içeriği kriz ortamında nasıl bir yol izlemek gerekliliğiydi. Toplantının ana temasında kriz ortamında bulunan esnafın, tüccarın, vatandaşların kriz eşliğine yaşamaya alışmaları konuşurken, işadamlarından yapılan en büyük tavsiyelerin başlıcaları şu şekildeydi; En çok dikkat edilmesi gereken, kriz ortamında iş yok diyerek, karsız ve kazançsız mal satımı düşüncesi idi.
Bu düşüncenin uzun zaman içerisinde kazanç sağlanmadığı sebebiyle, işletmecinin daha ağır koşullarla karşıya kalması mümkün olabiliyor. Bu sebeple kriz ortamında yapılması gereken, en önemli etken az da olsa kar etmek mantığı içerisinde olunması…
Ucuza mal satmanın da uzun vadede zararı var…
Bu bağlamda yapılan ticari faaliyetler içerisinde, çözülme olarak hedef, gerek 2009 olsun, gerekse 2010 olsun, yaşanan olumsuzlukların ve krizin etkisini hafifletmek adına ciddi ve mantıklı adımlar atılması gerekiyor. Özellikle lüks tavırlardan ve gereksiz alım ve satımlardan uzaklaşılması olmazsa olmazlardan…
Bir başka dikkat edilecek husus ise, ticareti önceki dönemlerden daha dikkatli yapmak. Bu ne anlama geliyor, amaç sadece herkese satış olmamalı. Batak alışverişlerden uzak durulması gerekliliği…
Yerli ve zamanlı alışverişlerle, gerekirse az kazançla, kriz ortamından en az etki ile sıyrılmak hedefi içerisinde olmamız gerekiyor.
Bugün çoğu iş yerinde, işlerin yolunda olmasına rağmen, yeterli tahsilatın yapılamaması nedeniyle, maddi sıkıntılar yaşanmaktadır.
Alacakların olmasına rağmen, tahsilatların yerinde yapılamaması da büyük etken oluşturuyor. Bu düşünceler içerisinde, göstermiş olduğumuz ticari faaliyetleri içerisinde daha temkinli ve daha dikkatli olmamız gerekiyor. Krizin etkisinin azalmasında elimizden en iyi gelecek, başlıca dikkat ve tasarruf yöntemi olmalıdır…