KONUŞ KONUŞ FAYDASI YOK-3-

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Birkaç gündür Yozgat’ta yapılanları ve yapılmayanları, Yozgat’ın il olma gereğini tam manasıyla yerine getiremediğinden dolayı sitayiş ile bahsedip duruyorum.
Kadışehri’nden bir dostum ismi bende mahfuz aynen şöyle diyordu : “Haklıdan yana olanı değil de güçlüden yana olanı desteklersek oda gücünü kullanır senin konuştuğunun kıymeti, harbiyesi olmaz her konuştuğun yanına kar kalır.”

Daha biz konuşacaklarımızı henüz bitiremedik. Geçtiğimiz yıllarda TMO şube şefliği Yozgat Merkezden alınarak Yerköy’e verilmedi mi? Yozgat mı büyük, Yerköy mü büyük?
Derdim ilçelerle merkezi mukayese etmek değil. Yozgat’ın il olarak kendi bünyesinde, il merkezinde güçlü olabilmesidir. Yozgat’a tayin edilen bürokratların ehliyet, liyakat bakımından tecrübeli olarak bulundukları makam ve mevkileri temsil etmeleridir.

Bendeniz âcizane bir dönem İl Genel Meclis üyesi ve bütçe plan komisyon başkanlığı yaptım. Kulakları çınlasın eski Tarım Orman ve Köy İşleri ve Maliye Bakanlıkları yapan Sayın Lütfullah Kayalar’ın 90’lı yıllarda Yozgat’a kullanılmak, Yozgat’a harcanmak üzere para yağdırdığını biliyorum.

ORKÖY bünyesinde, milli eğitime, sağlığa, hayvancılığın gelişmesine, tarıma köylere yapılabilecek ne gibi proje varsa hepsinin alt yapısını oluşturarak Yozgatlının emrine tahsis ettiğini biliyorum. Gün geçti sonradan gelen bürokratlar bu gelen paraları Yozgat halkına maalesef kullandıramadılar.

Bunun en bariz misalini il Başkanı olduğum bir dönemde eski Milletvekili Mehmet Çiçek ile Musabeyli de yaptığımız geniş katılımlı bir programda Yozgat’a gelen kaynakları ve miktarlarını duyunca dudağımız uçuklamıştı. O gün bu paraları yerli yerince kullandıramayan bürokratlar bugün de aynı türküleri söylüyorlar.

Bundan kim ne kazanıyor? ORKÖY kapsamında orman köylüsüne hibe olarak verilebilecek küçükbaş, büyükbaş hayvanlar tam anlamıyla o gün dağıtılabilseydi Yozgat bugün Türkiye de belki de koyun, keçi üretiminde bir numaralı il olacaktı. Heyhat! Heyhat! Konuş konuş faydası yok işte bu başlığı bunun için 3 gündür irdeliyorum.

Yozgat’ta öyle STK Başkanı tanıyorum ki Bozok Esnaf Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı olan zât, pandemi dolayısıyla krize giren, sıkıntı çeken esnafın teminat olarak verdiği daireyi beğenmeyen, mağdur olan esnafa devletin bağlı olduğu kooperatifin verdiği parayı Alaca dağdan kar getirir gibi, babasının parasıymış gibi Yozgat esnafına kullandırmamaktaki ısrarını bugün bile anlamış değilim.

Böyle giderse bir ömür boyuda bu Kooperatifin Başkanı olur, başkanlık koltuğunu da kimseye kaptırmaz. Devlet en üst karede vatandaşa, “Vatandaşı üzmeyin, vatandaşın hakkını koruyun. Vatandaşın memnuniyeti bizim memnuniyetimizdir.” Derken ehliyet ve liyakat sahibi olmayan sözüm ona bir takım kişiler keyfi tutum takınarak Yozgat’ta vatandaşı kucaklamasını bilmiyorlar.

Kanunlar, yönetmelikler baş tacımız, boynumuz kanunlar karşısında kıldan incedir. Hiçbir bürokrat risk alsın demiyoruz, inisiyatif kullansın diyoruz o kadar. Kimsenin devlet malını gasp etme gibi, keyfi bir tutumu olamaz.

Ceviz çekiçle kırılır. Balyozla kırılmaz. Balyozla ceviz kırmaya kalkarsanız cevizi tuzla buz edersiniz. Ey bürokrasi vurunca öldürmeyin diyoruz. Yozgat’ta ki her bir esnafın, iş adamının devlete vereceği, ödeyeceği katma değer vergisi vardır.
Benim vergimi alırken beni de eksiklerimle kabul etmeniz gerekir.

Son söz; Ey Yozgatlı vekiller, siyasiler, Sivil Toplum Örgütleri gelin birlik beraberlik içerisinde Yozgat’ı kalkındırmanın, geliştirmenin, büyütmenin, göçü önlemenin gayreti içinde olalım, hep birlikte misyon yüklenelim diyorum Vesselam…

22 TEMMUZ 2022 CUMA