“Tahliye nedeniyle zararına satışlar” gibi çeşitli ibareler ile hemen her gün karşılaşmamız mümkün.
Bu etkilerle krizin tabana vurduğu, maliyetine hatta kimi zaman nakit döngü beklentisiyle zararına yapılan satışlar karşısında yapılan çırpınışlar ve krizin etkilerinden kurtulma politikası gibi birçok etkenler…
Esnafın, tüccarın, işletmecinin, sanayicinin, işçinin, çalışanın durumunu her fırsatta dile getiriyorum. Fakat sıkıntılar kolaylıkla aşılabilecek düzeyde değil.
Yaşananların etkileri çok büyük…..
Bu gidişatla önümüzdeki günler hatta aylar içerisinde de zararına satışlar gibi ibarelerle sık karşılaşmak mümkün olacağa benziyor. Yaraya merhem olabilecek hiçbir girişim içerisinde bulunulmuyor. Bulunulsa dahi yeterli düzeyde olmuyor.
Aslında krize rağmen, her türlü olumsuzluğa rağmen, önlem niteliği taşıyan ya da sıkıntıları en az düzeyde yaşamak için yapılan fedakârlıklarla karşılaşmamız mümkün. Şöyle bir baktığımızda bu etkilerden kurtulmak için yapılan girişimler var.
Çoğu zaman bir girişim içerisinde bulunmakta da fayda var. Bu etkilerle atağa geçmek isteyenler; ortaya güzel bir karışım yapıyor, yapmasına da…..
Düşünce sistemini genişletiyoruz, daha iyisi nasıl olur edasıyla…
Projeler üreterek yeniliklere, yeni iş alanlarına yöneliyoruz…
Ortak akıl kullanarak, hata payını en aza indirme girişimi içerisinde oluyoruz…
Yetenek kullanarak, emeklerimizi esirgenmeden harcıyoruz…
İş hacminin sınırlı olmasına rağmen, neticede belirli bir potansiyele sahip olmamızdan dolayı, iş alanlarında da açılım ve gelişimi mümkün görüyoruz…
Kazanç sağlayacak etkiler en ince detayına kadar inceleniyor. Bu bağlamda getiriye göre projeler hazırlanıyor.
Gerektiğinde yeni iş alanlarında bir takım açılımlara gidiliyor. Yetenekli, vasıflı insanlarla daha akılcı bir işletme politikasıyla yola çıkılıyor.
Verilen onca emeğe rağmen, hedefe ulaşmak mümkün olmuyor.
Her türlü düşünce, organizasyon ve emeklerin bütününe rağmen, dönüşüm noktasında büyük sıkıntılar yaşanıyor.
Daha açık bir ifadeyle piyasalarda para dönmüyor.
Sıkıntıların etkileri gün geçtikçe artıyor…
Yaşanan sıkıntılar arasında ilk sıralarda değerlendirecek bir etken de alacakların ve tahsilatların zamanında yapılamaması oluyor. Sürekli kar yapan, kazanç sağlayan bir işletme sahibi olsanız dahi, alacaklarınızın gecikmesi hatta takılması neticesinde ödemelerinizi yerinde ve zamanında yapmanız mümkün olmuyor. Kendi içimizde yaşadığımız sıkıntıları en ince detayına kadar istemeden de olsa karşımızdakilere de yansıtmış oluyoruz.
Bir diğer etki bankalar…
Bankalarda paranın çok olmasına rağmen, piyasaya bir katkısı olmuyor. Sadece toplayıcı bir konumda oluyor. Kazanılan üç, beş kuruş aynı gün içerisinde bankalara yatırılıyor. Piyasada nakit sıkıntısının diğer bir göstergesi para yerine kullanılan evrakların durumu oluyor. Özellikle işletmelerin toptan işlemleri ve diğer harcamaları ödemede kullandıkları araç olan çek ve senetlerin durumu da pek iç açıcı değil. Çekler yazılıyor, senetler protesto oluyor… Çek, senet, fatura derken işletmecilerin, çalışanların, işçilerin, vatandaşların hali günden güne perperişan oluyor.
Yaşanan kısır döngü gün geçtikçe de kan kaybetmeye devam ediyor. Kolay kolayda çözülemeyecek derecede yükseliş içerisinde seyrediyor…