KİRMENİN ADINI BİLEN VAR MI?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Günümüzde birçok değerleri kaybettik. Bunlardan bir tanesi de koyun ve keçi idi.
Koyun ve keçinin değerli olan sadece eti değildi. Keçi denince ilk akla gelen tiftik olurdu.
Keçinin tüylerine tiftik denir. Devenin tüyleri de bir o kadar kıymetlidir. Koyun, keçi, devetüylerine genel olarak yün ismi verilir. Bunlardan hakiki yün, koyun yünüdür. Keçinin
boynuzlarından bıçak sapı da yapılır.

Koyun derken de dişi davar anlaşılır. Erkek koyun yünleri ile dişi koyun yünleri arasında bile fark vardır.

Biz biliriz ki koyuna Arapça da ‘ganem’ denir. Yani zenginlik metağı olarak geçer. Hatta büyüklerimiz “buğday ile koyun gerisi oyun” derken bile koyunculuğa teşvik ederlerdi.

Koyunların üzerine güneş doğmaz. Sabah şafak sökmeden, tan yeri ağarmadan uyanırlar. Koyun besleyip, büyütmek manevi bir uğurdur, berekettir. Koyunun olduğu yerde rızıkta bol olur.

Durup dururken neden koyundan bahsediyorum. Sonbaharı geçirip kışa yaklaştığımız günlerde kışa hazırlık babında annelerimiz, ninelerimiz bir çaba içerisine girerlerdi.
Evin reisine yün çorap, çifter çifter gömlek, yün eldiven, yün  fanilalar, gençlere yünden kazaklar örerlerdi.
Şimdiki gibi kaban yoktu. Tiftik kazaklar, bel kuşakları, hanımlar için ehram ve atkı da yapılırdı.
İhtiyarlar için yün pantolonlar, kıl şalvarlar hazırlanır, kış gelince soğuklardan korunmak amacıyla bu giysiler özenle giyilirdi. Bunu giyen her kim varsa ne beli, ne sırtı, ne de omuzları ağrırdı. Kış boyunca ayaklarına, sırtına giydikleri hep yünden yapılan giysilerden oluşurdu.

Kış-yaz demeden yorgan, yatak ve yastıklarımızda yünlerden yapılırdı. Ne zaman yün yorganları bıraktık işte hasta olmaya başladık.

Şimdilerde giydiklerimizde yünden eser kalmadı. Yünün yerini sentetik bir takım kumaşlar ve pamuklu giysiler aldı.
Artık nineler ne yün eğiriyor, ne iplik yapıyor, ne iği ne de çıkrık çeviriyorlar.
Kirmenin adını bilen bile kalmadı.

Yün yatak ve yorganlarımız varken insanlar daha rahat uyku uyuyorlardı.
Namaz seccadeleri koyun derisinden yapılır, üzerinde namaz kılınır, buna da post denilirdi.

Koyun yününün bir başka özelliği yağmuru, suyu çekmez ve uzun ömürlüdür.
Yün terlemez, teri emer, ter yapmaz. Çobanlar, koyun derisinde yapılan aba ve kürklerle dağda kalır soğuktan korunurlardı.
Bit, pire, karınca, akrep, yılan ve birçok haşerat yün kokusuna ulaşamaz.
Bunu söyleyen çobanlar bir şey daha söylerlerdi ki, bu kürklere şimşek çakmaz, yıldırım bile isabet etmez. Hatta koyunların olduğu yere cinliler bile ulaşamaz derler.

Son söz; zenginlik metağı olan koyunun yünlerinden yapılan yatağın, yorganın, battaniyen, kıl şalvarın, yün kazağın varsa ne belin ne de bacağın ağrır diyor, yünün önemini bilmeyenlere hatırlatıyorum Vesselam…

KİRMENİN ADINI BİLEN VAR MI?
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!