19,0540$% 0.13
20,5095€% -0.63
23,5029£% -0.37
1.211,44%-0,66
2.004,00%-0,20
526871฿%0.15583
Köyümüzün eski muhtarlarından Keskinin Bekir lakaplı Bekir Maraş adlı bir kişi vardı. Bu kişiyi çocukluk yıllarımdan itibaren tanırım.
Gözleri görmezdi. Görmediği halde elinde bastonuyla köyün bütün sokaklarını karış karış bilirdi. Tek başına istediği yere gider, karşılaştığı herkesi de sesinden tanırdı.
Keskinin Bekir, televizyon, internet, bilgisayar ve telefonun olmadığı zamanlarda radyodan ajansların haberlerini dinlerdi. Köyden, kasabadan, şehirlerden, Türkiye’den hatta dünyadan haberler verirdi. Memleketin ithalatını ve ihracatını, kime ne sattığımızı kimden ne aldığımızı da bilirdi.
Hatta tarih ve coğrafyaya da hâkim idi.
Engin bir kültüre sahip olduğu gibi aynı zamanda hatipti. Her konu da mutlaka bildiği şeyler vardı, onu da herkesle paylaşırdı. Çok zeki bir adamdı.
İlkokulda öğretmenlerimiz öğrencilere ev ödevleri verdiklerinde herkes Bekir Amcasını ziyaret eder, sordukları soruların cevaplarını da bir bir alırlardı.
Hiç unutmam İlkokul öğretmenim Mehmet Can, bana ‘Topçu Köyü ne zaman kurulmuş, neden Topçu denmiş’ konulu ödev vermişti. Bende doğruca Bekir Amca’nın yanına gittim. Aldığım cevapları defterime not ettim.
Ertesi gün sınıfta defterime yazdıklarımı okudum. Öğretmenimin yapmış olduğum ödevi dinledikten sonra sınıfta beni ayakta alkışlattığını hatırlıyorum.
Keskinin Bekir’in muhtar olduğu1936 yılında okulun inşaat malzemelerinin temininde sıkıntı çekilir. O günün Yozgat Valisi olan Bekir Sami Baran okulun karşısındaki mezarlığı görür. Kesme taştan yapılan ne kadar mezar taşı varsa sökülüp kağnılarla okul inşaatına taşınmasını emreder.
Muhtar bu durumu kabul etmez ve Valiye karşı çıkar. Vali ise söylediğinde ısrarcıdır. Muhtarı azarlayarak, emrimi yerine getireceksin yoksa seni görevden alırım der. Bu olay karışınsa Valiye elini kaldırarak: “Sen vali isen bende bu köyün halkı tarafından seçilmiş muhtarıyım. Muhtarlıktan beni alabilirsin ama elimdeki mesesimi (öküzleri durdurmak için kullanılan sopa) alamazsın” der.
Bunun üzerine mezar taşları Valinin emri ile inşaata taşınır ve muhtarı görevden alır.
Daha sonraki yıllarda torunu Hasan ile İmam Hatip Mektebini beraber okumaya başladık ve yakın iki arkadaş olduk.
Ara tatilinde karnelerimizi alıp da köyde geldiğimiz zaman kimi görsek zayıfımızın olup almadığını sorarlardı. Bekir Amca da torunu Hasan’ın çok zayıfı olduğunu bir şekilde öğrenmiş.
Hasan ile baş başa kaldığı zaman başlamış nasihate;
”Bak oğlum baban sana masraf ediyor, oğlum okusun büyük adam olsun, kendini kurtarsın ilim, irfan sahibi olsun. Memlekete, millete, köyüne, kentine, ailesine faydalı bir evlat olsun diye bu eziyeti çekiyor. Sende buna layık bir evlat ol… Sana 9 zayıfı var diyorlar, utanmıyor musun hiç? Bir öğrencinin 9 zayıfı olur mu ?” deyince torunu Hasan” Yalancıya d…” der.
Bu galiz kelimeyi duyan Bekir Amca tebessüm eder.
Torunun Hasan sana ne dedi diyenlere sansür etmeden bu ifadeyi bir ömür boyuna kullanarak herkesi güldürürdü.
Bu Dünya’dan birde Keskinin Bekir geldi geçti. Allah gani gani rahmet eylesin diyorum.
Vesselam…
22 ŞUBAT 2022 SALI
ÜRETİCİLERE SÖZDE DESTEK PAKETİ