Yozgat’ta evvelki gün gece saatlerinden itibaren etkili olan kar yağışı yüksek kesimleri beyaza bürüdü. Sıcaklığın 0 dereceye kadar düştüğü kent merkezinde ise yer yer karla karışık yağmur görüldü. Kar yağışının şiddetli olduğu yüksek bölgeler Nisan ayına girerken bu sürpriz yağıştan nasibini aldı. Bilhassa ilimizin yüksek kesimlerinden Nohutlu Tepesi, Esentepe mevki ve Çamlık gibi yerler kara bürünürken evlerin çatılarının üzeri de bembeyaz oldu. Adeta kış karla birlikte yeniden geldi.
Bahar ayında havanın böyle soğuk olması aklımıza bu yazın biraz geç geleceğini getiriyor. Geçtiğimiz hafta köyüme gittiğimde ağaçların çiçek açtığını baharın geldiği görmüştüm. O gün eyvah badem ve kayısı ağaçları gene erken açtı inşallah soğuk vurmaz diye içimden geçirmiştim. Bugün yağan karla birlikte etkili olan soğuk korktuğumu başıma getirecek.
Bilhassa kayısı, erik ve badem gibi meyvelerin erken tomurcuklanmasını çabuklaştırdı. Sonunda da olan oldu. Yakinen takip ettiğime göre meyve bahçeleri üçüncü kez don olayı ile karşı karşıya kaldı.
Bu yağışlar çiftçilerimiz arasında sevinçle karşılanırken meyve yetiştiricilerini üzmüşe benziyor. Kim üzülür, kim sevinir bilmem ama gökten yağanın her bir damlası bereket dolu. İster yağmur, ister kar olsun. Biraz üşümenin ötesinde fazlaca bir zararı da söz konusu değildir.
Yozgat zaten öteden beri kara, kışa ve soğuğa alışıktır. Yozgat’ın karı filmlere, türkülere, şiirlere konu edilmiştir. Yozgat’a askerlik yapmak için gelen bir vatandaşın yazı görmeden tezkeresini alınca: “Ben orada 11 ay asker olarak kaldım. Yaz gelecek diye bekledik durduk. Tezkerem geldi, yaz gelmedi” diye söylediğini anlatırlar.
İçinde yaşadığımız merkez ilçemiz saat kulesi hükümet meydanı civarında 1300 olan rakım 2km ötede Esentepe’de 1440 a kadar ulaşıyor. Merkezden Sarıhacılı, Başıbüyüklü, Saray derken 40 km mesafedeki Yerköy ilçemizde rakımı 700’lere kadar düşüyor. Güneyde de durum farklı değildir. Boğazlıyan Ovasına kadar ciddi manada rakım 1300 seviyelerinden aşağı doğru düşüyor. Sorgun yöresinde de yine rakım merkeze rağmen oldukça düşük seviyelerde seyrediyor. Yozgat’a yağan kar Saray’dan itibaren yerini yağmura bırakır. Güneybatı da böyle olurken güneyde ve doğuda da Yozgat’ta yağan kar yerini yağmura terk eder.
Yozgat’ı kuran Çapan Beylerinden Cabbar Ağa hayvanlarını rahat otlatabilmek, güvenliğini sağlamak için ilk yerleşim yeri olarak burayı seçmiş. Diyecek hiçbir şey yok. Keşke Yozgat’ın bulunduğu yerdeki çamlarımız olduğu gibi kalsaydı. Kuşlar yuva yapsa, çiftleşse, daha çok üreseler, şırıl şırıl suların aktığı yemyeşil yaylak olarak kalsaydı.
Yozgat’ın yeri ya Sorgun ya Borukluyazı olarak bildiğimiz üniversite sahamızın yeri ya da Sarayköy de olsaydı. Geçmişe mazi deniyor. Yapılacak hiçbir şey yok. Nisan başında kar yağması görmediğimiz bir şey değil. Ben 19 Mayıs’ta hatta 27 Mayıs’ta Yozgat’a kar yağdığını biliyorum. Biraz üşüsek de hayıflansak da bu memleket bizim. Başka Yozgat mı var?
Ne diyelim, biz alıştık Yozgat’ın karına, buzuna, ayazına, soğuğuna, kışına. Dışarıdan gelenler de alışmalıdırlar. Bahar ortasındaki kara kışa diyorum Vesselam…
