KARAKIZLI DURSUN PEHLİVAN

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Fazilet Partisi Yozgat il başkanlığı yapmaktayım.

Karakız beldesinde de Dursun Arslan ağabey seçimleri kazanarak belediye başkanı olmuştu.

Hoş sohbetli, cömert, kuru söğütten düdük kavlatan bir tip.

Allah hayırlı ömürler versin.

Zaman zaman bir araya gelirdik, yaptıklarını yapacaklarını anlatırdı.

Beldesine otobüs mü lazım bir şekilde Ankara, İstanbul büyük şehir belediye başkanlarını takip eder, pusuda bekler ilk fırsatta yakalarına karasakız gibi yapışır, aklına koyduğunu bir bir hayata geçirirdi.

Partimizin genel başkanı muhterem Recai Kutan ağabey’i Yozgat’ta davet ettik.

Karakız beldesinde kısa bir selamlama konuşması yaptı.

Genel başkan abdest almak için lavaboya girdi, elinde havlu (peşkir) ile Dursun Arslan dışarıda beklerken birden abdest aldığı yere girdi, genel başkana havlu uzattı kimseler duymadan beldesine de kocaman bir otobüs sözü almıştı.

Daha sonra Akdağmadeni Umutlu kasabasında sünnet şöleni ve karakucak güreşleri yaptırmıştık.

Dönüşte genel başkanımıza isteklerini bir bir ileten Dursun Arslan’a askerlikteki bir anısını anlattırarak kahkahalara boğulmuştuk.

Bunu sizlerle paylaşmak isterim;

Dursun Arslan askerde kantin işletir, bir pazar günü tabur komutanı birden kantine girer, eli kıçında kantini baştan aşağı süzer.

Bizimki esas duruşta beklerken, komutan adını sorar, not ettirir kendisine bir el ense çeker, “aradığımı buldum hım” der gider.

Bir başka zaman, davul zurna eşliğinde güreş tertip edilir meydanda.

Nöbetçiyi gönderir, bizimkini derdeste alır gelirler güreş meydanına.

Orada alayın başpehlivanı Tokatlı, sırtını yere bugüne kadar getiren olmamış rakipsiz biridir.

Komutan alayın başpehlivanıyla bizim Dursun Arslan’ı eşleştirir.

Her ne kadar ben bilmem, etmem dese de komutana bir şey diyemez.

Alt sıkletler de güreşler başlar.

Yıkan yıkana, alkışlar çalınır, tempo halinde.

Bizimki poturunu giyip başpehlivanla baş başa kalır, sırasını beklerken yalvarmaya başlar, ağabey elini ayağını öpeyim, ben pehlivan değilim bu zamana kadar hiç güreşmedim bir babanın bir oğluyum, sen benim kemiklerimi kıran. Bana acı, ben senin karşında ne yaparım diyerek yalvarır durur.

Başpehlivan “nerelisin sen” diye sorar

“Ben Yozgatlıyım”

“Hemşeri sayılırız nasıl olsa, o zaman beni dinle. Sen güreş başlayınca perdah yap. Bana el ense çek, önümden tut, arkamdan tut, bacağımdan tut, biraz cebelleş bir süre sonra ben duruma bakarım, seni usulca yere yatarım. Bu işi bitiririm sen merak etme. Sakın belli etme komutan ikimizi de mahveder.”

Meydana çıkarlar, cazgır isimleri ilan eder, salâvatlar her iki pehlivanı da.

Alayın pehlivanı gururlu bir şekilde perdah yapar, alkış alır bizimki de boş durmaz o da perdah yapar, ileri geri başlar güreş.

Birkaç dakika sonra pehlivanı yokladım baktım ki dedikleri gibi değil, oyun yaparken birden bir kafa kolda pehlivanın sırtını yere getirdim, zurnacı bitti dedi, bide baktım ki ben omuzlardayım.

Alayın pehlivanı peşime düştü bana küfür ediyor, senin gibi Yozgatlının ana, avradını… Diyor. Arkadan bağırıyor şike var komutanım şike.

Tabur komutanı elimi kaldırdı, gözlerimden öptü, ben bu çocukta bir cevher olduğunu biliyordum diyerek tebrik etti.

Omuzladılar beni, peşimize düşen alayın pehlivanını da kovdu komutan, elbiselerini de bağrına bastı gitti.

O günden sonra pehlivan peşime düştü, kaçacak delik aradım, ona o fırsatı da vermedim, diye pehlivanlığından bahsetti Recai Kutan ağabeye. Vesselam…

6 KASIM 2019 ÇARŞAMBA

KARAKIZLI DURSUN PEHLİVAN
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!