19,1101$% 0.1
20,6927€% 0.31
23,5447£% 0.24
1.199,86%-0,06
1.993,00%-0,10
514780฿%-3.52223
Yozgat’ın ekilebilir tarım alanlarından özellikle Boğazlıyan ovasının hemen hemen tüm köylerinde Sarıkaya’da, Şefaatli’de, merkez köylerinde yer yer kara çadırlarda yaşayan insanlar görmek mümkün. Çocukluk yıllarımdan hatırlıyorum. Mart ayı gelince belini alan çalışabilir gençler Kırıkkale’ye aylarca giderler, bağ bellerlerdi.
Dönüşte kazandığı para ile başına bir kasket, bacağına bir pantolon bir de tırpan alıp gelirlerdi. Mayıs ayı ortalarında da Sekili’den başlamak üzere Yerköy’ün köylerinde bir de Malya Devlet Üretme Çiftliğinde ‘çöl’ diye tabir edilen yere çalışmaya giderlerdi.
Çayır biçimi, mercimek, nohut arkasından da buğday hasadı indir bindir yaparlardı. Ben iyi hatırlıyorum Divanlı’da, Topçu’da, Başınayayla ’da çalışmaya gitmeyen hemen hemen kimse yoktu. Onlarında yaşam tarzları, geçim şartları kara çadırlar da bugün yaşayan doğu ve güney doğulu insanlardan farklı değildi. Allah’a binlerce şükürler olsun şimdi bu yörenin insanlarının büyük bir bölümü işçi, memur, amir, bürokrat, esnaf, tüccar oldular da artık bu tarım işlerinde çalışmıyorlar.
Köylerimizde emekli olmayan çok az insan kaldı. Hayat standartları yükseldi. Güney doğudan gelen işçilerin kurdukları çadırların etrafında bir iki tane keçi, üç dört tane tavuk gördüğünüz de olur. Yalın ayak, çırılçıplak çocukları da görüyorsunuz. Çadırlarda 60 yaşın üstünde ya bir erkek ya da karı koca bekçilik yapıyorlar. Eli iş tutan insanlar da sabahtan akşama kadar tarlada ya pancar tekliyor ya da çapa vuruyorlar.
Ne zaman bu çadırları ve tarlada çalışan insanları görsem yüreğim yanıyor. Sizlerin de, hangi şartlarda ve nasıl çalıştıklarını 3-5 dakikalığına da olsa hayatın gerçeklerini görme bakımından oğlunuza, kızınıza, ailenize göstermekte yarar olduğuna inanıyorum. Mevsimlik tarım işçileri genç, ihtiyar, çoluk çocuk demeden tarım alanlarında gün boyunca çalışıyorlar. Akşamları da kara çadırlarda elektriksiz, susuz, mutfaksız, tuvaletsiz, banyosuz bir ortamda dünyadan tecrit edilmiş (dışlanmış) bir şekilde hayat yaşıyorlar.
1980’li yıllarda ulusal bir gazetede bir makalem yayımlanmıştı. Hiç unutmuyorum başlığı şöyleydi: Köleler çalışıyor. Kâhyalar kamçılıyor. Efendiler yiyorlar. Yazı, “Köleler çalışıyor, kâhyalar kamçılıyor, efendiler yiyorlar. Yiyin efendiler yiyin. Hapşırana, tıksırana kadar yiyin…” diye devam ediyordu. Hep bunu hatırlarım.
Bu ülkede bir eli yağda diğer eli balda, yatları, katları, hanları, hamamları olanların yanında; doğup büyüdüğü yerden uzak, tarlalarda, güneşin yakıcı sıcağı altında, gecenin zifiri karanlığında kabile hayatı gibi hayat süren milyonların yaşadığı bir ülkede sosyal adalet, adil gelir dağılımı nasıl olacak? Güzel bir söz hatırlarım, kime ait olduğunu da bilmiyorum; Dağ başına kar yağınca üşünür. Büyüklerimiz bizden iyi düşünür. Siz bizim büyüklerimizi ne zannediyorsunuz? Yer, içer, gezerler, yatlarda, katlarda, hamamlarda göbek atarlar. Ama her şeyi onlar bizden daha iyi bilirler. Öyle olmasaydı, tarlada yalın ayak, başı açık, karın tokluğuna çalışan sosyal güvenceden uzak binlerce, yüz binlerce insanımız bu vaziyette olur muydu? İşte memleket manzaraları… Hangarında uçağın, ambarında burçağın yoksa ne işe yarar?
Yüzyıl öncesinden taş üstünde taş kalmayan memleketlerini kısa sürede geliştiren, hangarlarını uçakla doldurdular, teknoloji de yarıştılar. Uzayları fetih ediyorlar. Bizimki gibi gelişmekte olan ülkelerde patinajla onlara yetişmeye çalışıyor. Halimize şükürler olsun, son yıllarda patinajdan kurtularak kesekli yolda olsa yürümeye başladı tekerleğimiz.
İstiyoruz ki hangarlarımız uçakla dolsun. Teknolojiyi yakalayalım. Sanayileşelim, milli gelirimiz artsın. Bununla birlikte ihracatımız patlasın. Daha çok üretelim. Daha çok gelirimiz olsun. İnsanların hayat standartları yükselsin. Ambarımızda buğdayımız çoğalsın. Daha çok şeker pancarı ekelim, sökelim, satalım. Daha çok patatesimiz, soğanımız, narenciyemiz olsun. Önce ülkemiz insanını ekonomik şartlarda besleyelim. İhtiyaç fazlamızı ihraç edelim. Bu güzelliğe kim ne der.
Geçen Ankara’ya giderken gördüm. Yozgat Valiliği İl Özel İdaresi tarafından (METİP) mevsimlik gezici tarım işçilerinin çalışma ve sosyal hayatlarını iyileştirme projesi kapsamında kurulan kara çadırlarda barınma, ulaşım, eğitim, tuvalet ve banyo gibi ihtiyaçlarının karşılanması yönünde yapılan çalışmaları takdirle karşılıyorum. Devamını diliyorum VESSELAM…
21 HAZİRAN 2012 PERŞEMBE
Otomatik taslak