Bugünlerde Türkiye genelinde dilden dile dolaşan ve gizli tutulan anket sonuçları yer alıyor. Henüz bir açıklama yapılmamasına rağmen, Ak Partinin oy kaybettiği yönünde iddialar dolaşıyor. Seçim süreci yaklaştığı her dönemde, her iktidara ve güçlü siyasi partilere yapılan müdahaleler oldu.
Kiminde oldukça başarılı olundu, kiminde ise başarısız. Tüm bu yazılan senaryolar, Türkiye’nin siyasi tarihinde büyük gelişmelere ve değişimlere yer vermiştir. Kimilerini düşürürken, kimilerini göklere çıkartacak değişimlere şahit olduk zaman zaman. Fakat yaşadığımız bu dönem içerisinde, senaryoların yaptığı prim mümkün olduğu kadar en aza indirilmiştir. Seçim startının verilmiş olduğu bu günlerde, aynı karalama politikalarına ve oy toplamak adına her türlü çirkinliğe şahit olmaya başladık.
Yozgat’ta yapılan bu tür karalama politikalarında üst seviye bir başarı gözlemleyememiş olsak da, zaman zaman etkilerinin altında kaldığımızı itiraf edebiliriz. Kamuoyunun değerlerine göre, yine bu dönemin, Ak Partinin olduğu söyleniyor. İnsanların rahatsızlık duyduğu konular olsa da, genel anlamda memnuniyetin ifadelerini rahatlıkla görebiliyoruz.
Bugün Yozgat için, yerel seçimler hakkında, Ak Partinin, Belediyede ceketini koyarak kazanacağı yönünde iddialar var. İddiaların ne kadar doğru olduğu tartışılabilir bir konu fakat bana göre yanlış bir tercih yapıldığı takdirde tüm dengelerin alt üst olabileceğini düşünüyorum. Siyasi partilerin yıllardır, Belediye Başkanı belirleme stratejilerini pek de iç açıcı bulmuyorum.
Tamamen Genel Merkezin etkisi ve yetkisi altında kalmış bir olay… Tabana yeterince önem verildiğini de düşünmüyorum. Siyasi partilere zaman zaman, tabandan ağır cevaplar da geldiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Aslında bu tamamen Ak Partinin inisiyatifine kalmış bir durum. Yapılacak yanlış bir tercih, oyları ikinci bir partinin adayına kaydırabilir. Kamuoyunun kabulü alınarak koyulacak bir tercihle yola rahatlıkla devam edilebilir.
Bu açıdan düşünüldüğünde tabanın önemi ön plana çıkıyor. Tabansız bir seçim stratejisi, bana göre yanlış bir stratejidir… Esas kayda alınması gereken değer, kamuoyu yoklamaları neticesinde alınabilecek olan kararlardır. Tüm bu etkiler, Genel Merkez yetkisinde olduğu için, müdahale şansı pek bulunmuyor. Yine de her ihtimale karşı kamuoyunun yapılacak değerlendirmelerde ön planda tutulması taraftarıyım…