Üniversite
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” sözü toplumun tümünün benimsediği bir motto olmasına rağmen, Üniversiteler ve akademisyenler öğrenci yetiştirme haricinde gerekli itibarı görmüyor, toplum yararına bilgi üretemediği, gelişmiş ülkelere nazaran kalitelerinin düşük olduğu çeşitli basın-yayın kuruluşlarında yazılıp çiziliyor. Bu ifadeler zaman zaman halk arasında sohbetlere konu ediliyor. Akademisyenlerin hal-tavır-sözleri küçümsenip dudak bükülüyor.
Bu sözleri ve sataşmaları yapanların hemen tamamı bir üniversiteden mezun olmuştur. Mezun olduğu okuldan bahsedip “kapı gibi diplomasından” dem vuran ama söz akademisyenlerden açılınca anında küçümseyici tavra dönen çok kişi var. Ne yaparsanız yapın, ne derseniz deyin, kurtuluş ancak ve ancak üniversitelerimizdedir. Akademisyenler yaptıkları iş ve bulundukları ortamlar sebebi ile toplumda bilgi birikimi en yüksek olan kişilerdir. Hiçbir toplum üniversiteyi, bilimi ve bilgiyi ikinci plana atıp küçümseyerek kalkınamaz. Kurtuluş da, kalkınma da ancak ve ancak üniversiteler kanalıyla olur.
Kabul edin artık.
Yozgat
Uzun süredir Yozgat ile ilgili bazen küçümseyici bazen indirgeyici yazılar yazılıyor. Yozgat, Anadolu coğrafyasının tam ortasında bulunmasına, ulaşımı ve güvenliği bakımından ülkenin cazip şehirlerinden biri olmasına rağmen bu yayınlar bir türlü son bulmuyor, karikatür dergilerine, sosyal medyadaki alaycı akımlara konu ediliyor.
Kabul edin; Yozgat halkını tanıyan, beraber iş yapıp arkadaşlık kuran hiç kimse Yozgat ile ilgili olumsuz düşünmez. Yozgat halkının güvenilirliği ve iş bilirliğinin reklamı fazla yapılmaz ama yakında olup bu özelliklerini fark edenler hemen ısınıp yaklaşırlar da olumsuz fikirler uçuverir zihinlerinden. Bürokrat ve siyasetçilerin yapıcı ve güven teşkil eden üslupları halkın sempatisini çeker. Yozgat toprağı su fakiridir, verimi düşüktür ama insanlarının gözü de gönlü de zengindir. Bu fakir coğrafyada nice aşıklar yetiştirmiştir ki söyledikleri gönül tellerini titretir, nice askerler yetiştirmiştir ki söylentisi bile millet düşmanlarının dizinin bağını çözer.
Yozgat’ın irfanını, bereketini ve insanının bilgi, birikim, beceri ve insana güven veren imajını kabul edin artık.
İslam dini
Avrupa Rönesans’ı yapıp sosyal-ekonomik-sanayi alanında ileri gitmeye başladığından beri Türklerin dini İslam ile ilgili ileri geri konuşmalar başlamış ve bir “Batılılaşma” sevdası zaman zaman şiddetini arttırarak kendisini belli etmiştir.
Hapisle, idamla, çeşitli baskı ve yasaklamalarla İslam’a karşı mesafe koyma çabaları karşılık bulmamış, millet dinine ne pahasına olursa olsun sahip çıkmıştır. Tarihimize baktığımız zaman en büyük sanayileşme hamlesi de Müslüman-muhafazakâr hükümet zamanında, özellikle savunma sanayi-havacılık alanında olmuştur. İslam gelişmeye engel değil, Türk milleti samimi Müslümandır ve dininden vazgeçmez, kabul edin artık.