İYİLİK ER KİŞİNİN İŞİDİR

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bugünün insanları, günübirlik olaylarla değerlendiriliyor. Her türlü hîle, desise, alavere dalavere, bir takım ayak oyunlarıyla bazı yerlere gelebiliyorlar. Sonrasında çıkarları zedelendiğinde bir anda küplere binerek dolu testiyi kırabiliyorlar. Testinin içindeki su döküldüğü zaman birilerine tekrar toplama görevi düşüyor ama nafile. Önce testiyi kırdırmayacaksın. Testi kırıldıktan sonra bir mânâ ifade etmiyor.
Günümüz insanı maalesef her şeye maddi açıdan bakıyor. İstediği olmadığı zaman başka bir kimliğe bürünüyor da dostluklarına akıl fikir ermiyor. Dost gibi gördüğünüz bir takım insanlar menfaatleri icabı size önce yakınlaşıyorlar, hatta sağ kolunuz olabiliyorlar. Güvenilir gizli açık bütün sırlarınızı da verebiliyorsunuz. Sahip çıktığınız, dal kol olduğunuz bu zavallı insanlar, günü geldiğinde sizin aleyhinizde olabiliyorlar. Bir de bakmışsınız ki, dost bildiğiniz bu kişiler sizi sırtınızdan hançerlemişler.
İslâm orduları başkomutanı Halid Bin Velid ölüm döşeğinde şu sözleri söylemiştir: “Dostun lisan yarası, düşmanın kılıç darbesinden daha ağır geldi.” der.
Bu söz tam da günümüz insanlarını anlatıyor. Hem dil yarası hem vefasızlık hem de aymazlık bugün içimizi kanatıyor.
Alın size yine dostluğa yakışmayan bir vefasızlık örneği:
Kafadar gençler ava çıkarlar. Bir sırtlanın izini sürerler. Kaçan sırtlan bir eve sığınır. Avcılar onu öldürmek isteler. Merhametli olan ev sahibi kılıcını alır ve avcılara dönerek: “Bu sırtlan benim evime sığınmıştır, çekilin gidin” Diyerek sırtlanı sahiplenir.
Ev sahibi zayıf kalan bu sırtlana sabah, öğle ve akşamları süt vererek besler. Sırtlan kuvvetlenince ilk fırsatta ev sahibine saldırır. Onu parçalayarak kanını emer. Bu olayı işiten amcaoğlu: “Layık olmayana iyilik yapan, işte kanıyla karşılık bulur” der.
Bazen iyilikle kötülüğü ayırt etmek zorlaşabiliyor. “İyiliğe karşı iyilik her kişinin işidir. Kötülüğe karşı iyilik er kişinin işidir.” İyilikle kötülük denk değildir. Kötülüğe iyilikle giderseniz, birde bakmışsın ki seninle arasında düşmanlık olan kişi bile sıcacık bir dost oluvermiş.
Peygamber efendimiz (s.a.v.) “Layık olana da olmayana da dostluk yap.” Buyurur bizlere. Dostluk kolay elde edilebilecek bir şey değildir. Dostlukta bazen çile, bazen ızdırap, bazen gözyaşı, bazen de bedel ödemek vardır. Katlanabiliyorsan işte o zaman sen hakiki dostsun. Yoksa sende birileri gibi gelip geçen, konan göçensin.
Yeter ki dostluğun sadece menfaate dayanan bir ilişki olmasın. Bir insanı seversin veya sevmezsin. Menfaatin uğruna sevmediğin halde göklere çıkardığın insanı, menfaatin el vermediği zaman yerin dibine batırma.
Ahır kelem: “Dostun lisan yarası, düşmanın kılıç darbesinden daha ağır gelir”
Nerde kaldı ahde vefa, nerde kaldı dürüstlük. Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardı hani… İnsanımız aslına, özüne, tarihine, kültürüne ne zaman dönecek? Sevdiğini Allah için sevecek. Sevmediğine de Allah için buğuz edecek diyorum. VESSELAM…

İYİLİK ER KİŞİNİN İŞİDİR
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!