İLYAS ARSLAN’IN KERVANCI HİKÂYESİ
Yozgat’ta siyasetin nabzı Tonusluoğlu Çarşısı içinde bulunan Aynalı Kahvede atardı eskiden.
Yozgat’a siyaset yapmak için her gelenin ilk uğrak yeri Aynalı Kahve olur. Önce oraya çay içme bahanesiyle gelerek kendini orada gösterir. Çok geçmeden Çapanoğlu Camiine sabah namazına gider. Arkasında Aynalı Kahvede parmak çörek, çökelek, ekmek, bal kaymak ile kahvaltısını yapar. Bu sayede kısa sürede 3-5 kişide olsa yandaş toplamaya başlar. Mensup olduğu partinin durumuna göre gün geçtikçe halkayı genişletir. Böylece siyaset Yozgat’a buradan yayılır.
AK Parti iktidarı öncesine kadar bu böyleydi. Şimdi ne Aynalı Kahve kaldı ne de siyasetin nabzını tutulmak. Şimdilerde diyebiliriz ki minare ne kadar yüksek olursa olsun, imam bildiğini okuyor.
Bize de geçmiş dönemdeki Aynalı da olan zihinlerde iz bırakmış olayları, hikâyeleri, yapılan kulisleri, dönen dolapları hatırladığımız kadarıyla anlatmak kaldı.
Yozgat’ta siyasetin nabzını en iyi tutanlardan biri rahmetli Bahri Kapusuzoğlu’ydu. Bir diğeri Muhlis Adıbelli. Bir başkası da halk tabiriyle önceden Hamamcı şimdi Demirci denen Bekir Beydi.
Bu kişiler siyaseti analiz eder iyide tahminde bulunurlardı. Seçim ilan edildi mi bunlardan hangisine sorarsanız sorun bir yere gelirsiniz.
Yozgat’ı bildikleri gibi genel siyaseti de bilirler. Hele Hamamcı Bekir’e sordu mu 10 veya daha fazla aday adayından kimin kazanıp kimin kaybedeceğini eliyle koymuş gibi, cebinden çıkartır size kestirmeden neticeyi söylerdi.
Belki de bu söylediğimizi mübalağa olarak kabul edenler olabilir. Türkiye’nin herhangi bir ilinde Rize de, Trabzon’da, Afyonda, Ağrıda, Karsta, Karamanda Belediye Başkanlığını hangi partinin alacağını yüzdesiyle söylediklerine çok defa şahit oldum.
Önce söyler, güler, yererdik. Hatta aba altından sopa gösterirdik söylediklerine. Ancak sonuçta gerçek yine onun dediği çıkar bizimkiler lafta kalırdı.
Hamamcı Bekir’inde şahit olduğu anekdotlardan birini anlatmak isterim.
Rahmetli İlyas Arslan Refah Partisinden milletvekili aday adaylığını açıkladı. Beni bir seferliğine milletvekili seçin ikinci kez aday olursam şu yemin üzerime olsun diye yemin edip ant içti.
Erbakan döneminde üst üste 3 dönem Yozgat milletvekilliği yapan rahmetli Hüseyin Erdal kim ne yaparsa yapsın listelerde seçilebilecek yerde yerini alıyordu. Kimsenin de onun önüne geçmeye gücü kuvveti yetmiyordu.
İlyas Arslan gittiği her yerde Hüseyin Erdal’ı geçebilmek adına bir hikâye anlatır dururdu. Bir gün Aynalı Kahvede bu hikâyeyi bize de anlattı. Böylelikle hikâyeyi bütün Yozgat’a bir şekilde duyurdu. Hatta Ankara’ya bile iletenler oldu.
Hikâye şu:
Uzun seneler kervancılık yapan kervancı başı yaş 65 olunca, yorulmuş, usanmış kendi kendine “Bundan böyle bu işi yapmayacağım, tövbe edip hacca da gideceğim” diye karar alır.
Helallik istemeye ilk önce develerden başlar.
Devenin biri ayağa kalkar ve kervancı başına “Hacca gideceğini öğrendik. Bize bir ömür boyu tuz yükledin, gaz yükledin, çuval çuval zahireler yükledin. Düz ova, iniş bayır demedik, dere tepe emrinde çölleri aştık. Bundan dolayı sana bir şey demiyoruz. Ancak bir ömür boyu önümüze bir eşek kattın, arkasından bizi takip ettirdin. Hiçbir şey zorumuza gitmiyor ama eşeğin arkasından gitmek bize çok ağır geldi. Bundan dolayı sana hakkımızı helal etmiyoruz.”
Velhasıl İlyas Arslan kervancı hikâyesini anlata anlata bir şekilde emeline ulaştı. Hüseyin Erdal’dan boşalan koltuğa bir oturdu da bir daha kalkmadı. Bir, iki, olmadı üç, rahmetli ölmeseydi dört, beş hatta bugüne kadarda vekil olurdu. Allah u Âlem.
Kaderin cilvesi odur ki İlyas Arslan’ın Aynalı Kahvede “Bir seferliğine beni vekil seçin bir daha aday olmayacağım” diye ettiği yemin de yanına kaldı.
Hikâyeden herkes dersini alsın diyorum. Vesselam…
2 TEMMUZ 2021 CUMA