İKİ GENÇ KARDEŞİN ACIKLI ÖLÜMÜ

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Yıl 1985. Kara kış sonu. Yozgat kara teslim olmuştu. 30-40 cm karın yağdığı bir günün ertesinde iki kardeş avlanmaya çıkarlar. Sabah kahvaltısıyla elbiselerini giyer vira bismillah deyip akşama kadar avlanıp, avladıklarıyla da arabaşı yapıp ailecek yiyeceklerdir, niyet bu. Kardeşlerden birisi Sezai Dağıstanlıoğlu adliyede mübaşir, kardeşi Nusret ise bir gün öncesinden askerden terhis olmuş, baba ocağına gelmiştir.
İki kardeş açık bir havada öğleye kadar av peşinde gezerler. Hava aniden bozar kar yağışı başlar. İki kardeş arazide nereye gittiklerini, ne yaptıklarını bilemezler. Akşama kadar dolanırlar, bir arpa boyu yol kat edemezler. Daha sonrasını bilen yok…

Avcılardan dinlediğimize göre bu tür olaylar Yozgat’ta sıkça olurmuş. Günler günleri kovalar akşam olur sabah olur ay geçer her iki kardeşten de ne bir iz ne bir emmare bulunamaz.
Aile; gece gündüz Yozgat civarındaki arazileri didik didik arar bulamazlar. Hatta hacıya hocaya cindarlara dahi giderler. Her biri bir şey söyler ama netice alınamaz.

Bu iki kardeşin dayıları olan yakın dostum Abdullah Bora’dan dinledim. “Bize Azizli, Azizli Bağları, Salmanfakılı, Kuşçu, Topçu köyleri arazilerinde köstü deliklerini tilki deliklerini arattırdılar. Hele bir tanesi o gün ki terörü de kullanarak fal baktı ‘Kayseri’de darıca sokakta çocuklarınız eli kolu bağlı olarak rehin alındılar’ dedi de Kayseri’de böyle bir ne cadde ne böyle bir sokak bulabildik. Günlerce aradık durduk.”

Bütün beklentiler ümitli arayışlar her gün biraz daha kayboluyordu. Çocukların kaybolduğu günden otuz iki gün sonra artık karlar erimeye başladı ve köy yolları açıldı. Başınayayla köyünden bir çoban koyunlarını gezdirirken köpeğinin tepki vermesi üzerine kar altında elinde silahlarıyla donmuş vaziyette iki ceset görür.

Hemen muhtara, jandarmaya haber verilir. Sabahın ilk saatlerinden itibaren acıklı haber tüm Yozgat’ta duyulur. Cenaze yakınları, akraba, eş dost herkes Yozgat Başınayayla köyüne yaya yapıldak ulaşırlar. Cenazeler oradan alınıp hastaneye getirilir. Elbiselerini soyarlarken buzdolabındaki donma olayı gibi her iki cesedin çözülmesini beklediler. Daha sonra Cumhuriyet Savcısı kimlik tespitlerinden sonra cenazeleri ailelerine teslim etti. Cenazeler aynı gün ikindi namazından sonra Kuşçu köyünde aile mezarlığında defnedildiler.

Sabah kalktığımda ne yazacağım derken yağan kara baktım. Eski kışlardan bir kış eski karlardan da bir kar yağdığını görünce aklıma geliverdi bu olay.
Maksadım yara tazelemek değil. O gün içimizi yakan ve unutmadığımız bu hazin olayı sizlerle paylaşmak istedim.

Allah o gün hayatını kaybeden bu iki gencimize rahmet etsin, makamları ali olsun. Netice iki kardeşin bir kış gününde dağda soğuktan donarak acıklı bir şekilde ölümüdür.

Geçtiğimiz iki gündür Yozgat ve civarında eski kışlardan bir kış yaşıyoruz. Öyle kar yağıyor ki ulaşım durmuş, komşu komşuya gidemiyor şu an itibariyle yağmaya da devam ediyor.
En son aldığım bilgiye göre Yozgat’ın 300’e yakın köyüne ulaşılamıyor bütün temizlik çalışmalarına rağmen.
Birileri mütemadiyen kuraklık olacak arkasından kıtlık gelecek küresel iklim değişikliği yağmur yağmıyor kar yağmıyor diye debelenip duruyorlardı. Allah’a bin şükür olsun ki istediğimiz beklediğimiz kar yağdı yağdı yağıyor.
Evinde odunu kömürü olmayan yerli yabancı herkese Allah kolaylıklar versin. Dışarı kar olsun, ama içeri dar olmasın. Ülkemize birlik beraberlik bereket hayır nasip etsin diyorum.
Vesselam…

24 OCAK 2022 PAZARTESİ