İBRET ALMALIYIZ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçen hafta muhterem Erbakan hocamız hakka yürümüştü. Önceki günde yine bir Allah dostunu kaybettik Ali Ulvi Kurucu… Ömrünü İslam’a adamış, 49 sene kürsülerden yılmadan, usanmadan İslam prensiplerini anlatmış durmuştu.

Necmettin Erbakan, Tahir Büyükkörükçü, Ali Ulvi Kurucu ve daha niceleri. İyi insanlar iyi atalara binip bu dünyadan göç ettiler. Makamları ali olsun, nur içinde yatsınlar biz onları unutmayacağız. Biz onlardan razıyız. Allah’ta onlardan razı olsun. Kendilerini hep hayırla yâd edeceğiz. Arkalarından Fatiha’lar, Yasin’ler, Amme ve Tebareke’ler okuyup, ruhlarına göndereceğiz.

İsimlerini zikrettiğimiz üç güzel insanın da çıkışları Konya olmuştur. Bu insanlar 1950 sonrasında ilim, irfan, iman, akait konularında bizlere örnek oldular. Her birisi birer okul gibiydi. O okullarda binlerce, yüz binlerce insan eğitim ve öğrenim gördüler.

Hani zaman zaman bu köşeden siz kıymetli okurlarıma diyorum ya! “Âlimler gökteki yıldızlar gibidirler.” Onlar Peygamber varisleridirler. Âlimin ölümü âlemin ölümüdür. İşte âlem, işte darülbeka’ya hicret eden o büyük manevi şahsiyetler. Allah onların tümünden ebeden razı olsun.

Bu güzel insanlar bu dünyada yaşadıkları sürece fitne ve fesada körük çekmediler. Bizlere hep ışık saçtılar, yol gösterdiler, dil, din, ilim ve irfan, medeniyet öğrettiler. Şefkati, merhameti, izzet ve şerefi öğütlediler. Yaşadıkları sürece hep oğul balı verdiler. Bizlere hep yol gösterdiler. Bu uğurda mallarıyla, canlarıyla, nefisleriyle mücadele ettiler. Neticede arkalarında binlerce irfan ordusu yetiştirdiler.

 Aklıma şöyle bir şey geldi. Gazete çalışanlarına, yakınlarıma sordum. Ali Ulvi Kurucu’yu tanıyor musunuz? Tahir Büyükkörükçü hoca efendiyi tanıyor musunuz? Hey hat! Yeni nesiller bu kıymetleri maalesef bilmiyor, bilemiyor. Acı değil mi dostlar. Yazık, çok yazık. Keşke bu değerler gönlümüzde birer taht kurabilselerdi. Bu şahsiyetleri ölmeden önce tanıyabilseydi neslimiz.

Bu şahsiyetler gençliği hamur gibi yoğurmuş, olgun birer insan olmaları yönünde gayret etmiş, emek sarf etmişler. Yorulmuşlar ama durmamışlar. Sürekli gayret, mücadele ve iyiliği emretmiş, kötülüğü nehyetmişlerdir. Hayra lokomotif, şerre firen olmuşlardır.

Günlük hayatın hengâmesi içinde bazı değerlerin kıymetinin farkına bile varamıyoruz maalesef. Keşke bu olaylar ders verse de yaşayan değerlerimizin kıymetlerini bilsek, yaşarlarken. Öldükten sonra bilmişiz ne anlam ifade eder, Allah aşkına. Onların bizden ne beklentileri vardı. Hâlbuki bizim onlara çok ihtiyacımız vardı. Hattı zatında ne kendilerini yeteri kadar tanıyabildik, nede onlardan yeteri kadar ibret alabildik.

İşte bir önceki yazımda Erbakan hocadan duyduklarımın bir kısmını sizlerle paylaşmıştım. O büyük insan bir seferinde bize şöyle bir soru sordu. “Motorun hangi parçası daha kıymetlidir?” Bir kısım arkadaşlar “motorun kasası, şasesi” dediler. Devamında cevabını hemen söyleyiverdi. “Motorun her parçası birbirinden kıymetlidir. Yağmurlu bir havada cam sileceği olmaz ise nasıl gidersiniz. Hava kararınca farları yanmazsa freni, vitesi olmaz ise ne işe yarar. Bir arabanın her bir parçası birbirinden kıymetli ve lüzumludur.

İşte Müslümanın hayatında İslam da bir bütündür. “Hakiki İslam amentüye imandır”. “İslam materyalist bir düşünce için kullanılamaz.” “İnsanları doğru yola getirmek için mücadele bir cihattır.” “Onlara en güzel bir şekilde tebliğ yapacağız.” “Cenab-ı Allah yasakları bizi koruduğu için yasak etmiştir.” “Kemal nefis terbiyesi ile mümkündür.” “Bir Müslüman ya inanır ya da inanmaz başka bir yolu yoktur.” “Dinsizlik iki türlüdür: 1-Açıktan inkâr. 2-Yaşayışında İslam’ı dikkate almıyor” “Akıl iki çeşittir: 1-Nefsin emrindeki akıl 2-İmanın emrindeki akıl” “İslam, edilleyi şer-i-ye’den yapılmış bir saraydır.”

Eba Eyyub El Ensari Hazretleri, 90 yaşında altı oğlu ile birlikte hicret ederek İstanbul’u kurtarmak için gelmiş ve orada şehit düşmüştür. Bu güzellikleri bu nezaketi bu zarafeti bizlere ilmek ilmek, nakış nakış öğreten o güzel insanlardan yeteri kadar istifade edebildik mi? Onlardan ibret almalıyız. Kısaca öğrendiklerimizin bazılarını sizlerle paylaşmak istedim. Allah makamlarını âli, kabirlerini cennet bahçelerinden bir bahçe eylesin diyorum. Vesselam…

7 MART 2011 PAZARTESİ

İBRET ALMALIYIZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!