HİCRETİN BİZE ÖĞRETTİKLERİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hicretin tüm Müslümanlara öğrettiği esaslar vardır. Efendimiz (sav) her zaman emaneti ehline verirdi. Hicret kararı verilmeden önce Mekke-Medine arasındaki uzun ve yorucu yolculuk nasıl yapılacağının planları yapıldı.

Mekke’de yaşayan Abdullah Bin Uraykıt isimli bir müşrik vardı. Bu kişi yıldızlara bakarak yolu tayin edebilecek kadar yol rehberliği anlamında ehil birisiydi. Efendimiz (sav) onun müşrik olmasına bakmadan ehil oluşuna değer verdi. İnsanlar arası münasebette esas olan, emaneti ehline vermektir. 

Din kardeşliği önemli bir konudur. Rabbimizin emri gereği iş, din kardeşliğine değil, yalnız ehil olana verilir. Her ne iş yaparsan yap adalet, ehliyet ve doğruluk üzere yap. 

 Nasıl biz kendimiz için ev yaptıracakken en iyi mimarı, mühendisi, iyi bir ustayı, iyi bir projeyi tercih ediyorsak, aynı şekilde hareket edilmiştir. 

İşte; yol bilen kılavuz Abdullah Bin Ureykıt isimli müşrik bu işi yapabileceğini, karşılığında da Peygamberimizden 2 deve alacağını söyler. Kabul edilir. Çalışmalara başlar.

İlk çıkış Sevr Mağarasına olacaktır. 

Medine Mekke’nin kuzeyindedir ama o Mekke’nin güneyine doğru yolculuğa başlar. Güneyde duran Mekke dışındaki Sevr Mağarasına uğruyor ve 3 gün Efendimizle yol arkadaşı Hz. Ebubekir’in orada kalmasını istiyor. Kendisi tekrar Mekke’ye döner. 

Abdullah, Mekke sokaklarında bağıran tellalların Muhammed’in ölüsünü getirene 200 deve vaadini duyuyor ancak bunlara hiç itibar etmiyor. 

2 deve mi çok, 200 deve mi? Elbette 200 deve daha çok ama Abdullah Bin Uraykıt müşrik olmasına rağmen vaadinden, sözünden dönmüyor. Yolculuktan sonra alacağı 2 deveye razı oluyor. İman etmediği peygambere ihanet etmiyor.

16 günlük yorucu yolculuk başlıyor ve Küba’da bitiyor.

Yolculuk sonunda onun örnek davranışını takdir eden Peygamberimiz, kendisinden Müslüman olmasını istiyor da o kabul etmiyor. “Ben iki devemi bilirim, Medine senin olsun” deyip oradan ayrılır.

Ne diyelim hidayet Allah’tandır.

 Bir başka hususta, Hicret’ten 10 yıl sonra Mekke’nin Fethinde Kâbe’nin anahtarları o gün müşrik olan Osman Bin Talha’da idi. Kâbe’nin bakım, onarım ve temizliğini onların kabilesi üstleniyordu. 

Hz. Ali Efendimiz doğruca Osman Bin Talha’ya giderek Kâbe’nin anahtarlarını elinden aldı. 

Bu durum Peygamberimizce kabul görmedi. “Emaneti ehline veriniz” Nisa-58 ayeti gereğince, Kâbe’nin anahtarları Hz. Ali Efendimizin elinden alınarak müşrik olan Osman Bin Talha’ya tekrar verildi.

Bu durum karşısında hayrete düşen Osman Bin Talha daha sonra Müslüman oldu.

Âhir kelâm: Hicretin bize öğrettikleri:

Sevr Mağarasına müşrikler geliyor ancak örümceğin ağ örmesi, güvercinler yuva yapması neticesinde onları göremiyorlar.

Hz. Peygamberin, Hz. Ebubekir’e “Korkma,  Allah bizimledir” demesi, Sürekâ’nın atının ayağının kuma saplanası.

Küba’da Peygamberimizi karşılayan gençlerin deflerle “taleal bedru” (ay doğdu üzerimize) adlı sevinç şarkısını söylemeleri ve Hicretin her safhası, her noktası bizim için derslerle doludur, diyorum. 

Vesselam…

 12 AĞUSTOS 2021 PERŞEMBE

HİCRETİN BİZE ÖĞRETTİKLERİ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!