Kahramanmaraş merkezli depremde 10 ilde binlerce bina yıkıldı. Yıkılan binaların enkazları altında 40 binin üzerinde insanımız hayatını kaybederken, binlerce insanımız kayboldu. Yüz binlerce yaralı vatandaşımız var. Tüm bu yaşananlar ülke olarak yüreklerimizi dağladı.
Depremin meydana geldiği 6 Şubattan itibaren milyonlarca insanımız televizyonları karşısında gözyaşı döküp, elinden bir şey gelmese de dua ediyorlar. Saatler sonra enkaz altından sağ olarak çıkan bebek, çocuk, genç, ihtiyar, kadın, kız kim olursa olsun hem kurtarma ekibini hem de milyonlarca televizyon izleyicisini sevince gark etti.
Enkaz altından çıkan depremzedelerin, bilhassa çocukların nasıl beslendikleri bir tarafa 10 gün boyunca hiçbir şey yiyip içmeden çıktıklarında söyledikleri manidar sözler ömür boyu kulaklarımızda çınlayacak.
Depremden 138 saat sonra AFAD çalışanlarının omuzlarında oğluyla birlikte çıkan Emine Hanımın ‘’Seni hastaneye götürüyoruz.’’ dediklerinde ‘’ Aman yavrularım benim param yok beni özel hastaneye götürmeyin ne olur.’’ Sözleri karşısında yüreğim burkulmuştu.
Annelerimizden biliyoruz ki bir bebeğin altını birkaç saat içinde değiştirmez, mamasını yedirmezseniz feryadı basar. Verecekleri sütle, mamayla bebeklerini zor sustururlarken bu yavrular bu kadar saat içerisinde nasıl dayandı?
Her şeyi bilimle izah etmeye çalışan aklı evvellerimiz var ya şimdi hepsi suskun. Nur yüzlü bir bebek 130 saat hiçbir şey yemeden, içmeden nasıl hayata tutundu?
Bunlar olurken milletimizin 85 milyon evladı birlik, beraberlik içerisinde kanayan bu yaraların sarılması için benimde bir lokma, bir hırka katkım olsun diye hayırda yarıştığını gördük elhamdülillah.
Depremzedelerin yaralarının sarılması için tüm ülkeyi içine alan bir bağış gecesi yapıldı. Kampanya esnasında kimler yoktu ki. Profesörler, din adamları, yazarlar, aktörler, aktrisler sunucular bununla birlikte ülkemizde hatırı sayılır iş insanları gelen telefonlara bir bir yanıt verdiler.
Bu gelen telefonlar içerisinde gerçekten insanı duygulandıran anlar oldu. Gözyaşı dökenler, keşke bende bir katkıda bulunsam diye imkânsızlıklar karşısında çırpınan milyonlarca insanımız da vardır elbette. Çocuklar kumbaralarını boşalttılar. Nişan yüzüğünü verenler bile oldu. O geceye mahsus 115 milyar toplandı. Bunun yanında dünyanın her tarafından yardımlarda yapıldı.
Örneklendirecek olursak. Katar 14 milyar dolar, NATO 1000 konteyner ev, Dünya Bankası 1.78 milyar dolar, Birleşmiş Milletlerden 1 milyar dolar yardım çağrısı, küresel güçler körfez ülkelerinde depremzedeler için toplam yardım 370 milyar dolar.
Avrupa Birliği tarafından 5,5 milyar Euro yardımı, ABD uluslararası kalkınma ajansı’ nın 85 milyon doları Türkiye ve Suriye Yetkililerin verdiği bilgiye göre bu paralarla 100m2’ lik 170 bin tane daire yapılabiliyormuş. 60 bin yıkılan binanın olduğu varsayılırsa bu parayla yıkılan binaların %30’u yeniden yapılabiliyormuş. Bu günkü bayındırlık birim fiyatlarına göre yeni yapılacak bir binanın 1 m2’sinin birim fiyatı 6.850 TL. Başka bir ifadeyle 10 daireli bir apartman gibi 17 bin apartman yapılabiliyor.
Olan oldu bu günden sonra gözümüzün önüne bakarak daha sağlam, daha kaliteli binalar yapmalıyız. Bilhassa dere yataklarına, çürük zeminlere bina yapma yerine yer seçiminde de hassas olmalıyız.
Ahir Kelam. Paramız oldu bereketini kaybettik. Güzel evlerimiz oldu huzuru kaybettik. Nimetlere boğulduk şükrü kaybettik. Kalabalıklaştık kardeşliği kaybettik. Ne ölüler geri geliyor ne diriler ibret alıyor. Allah’ım sonumuzu hayır eyle diyorum. Vesselam.