Geçtiğimiz Salı günü gazetemizde “Devlet Hastanesi’ne bir birim daha” başlığı ile manşetten verdiğimiz haberde, Yozgat Devlet Hastanesi bünyesinde oluşturulan uyku hastalıkları tanı laboratuvarı açılışa hazırlanıyor demiştik.
Haberin içeriğinde, Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Muharrem Yahşi, bu birimin, içinde bulunduğumuz Haziran ayı içerisinde tamamlanarak hizmete açılacağını belirtmişti. Haberi okuyunca derinden bir oh çekerek oh ne güzel, ne ala dedim.
12 yıl önce İstanbul’da Vatan Caddesi üzerinde bulunan özel bir polikliniğe gitmiştim. O günün parasıyla 25 bin lira muayene ücreti vererek kulak-burun-boğaz servisine muayene oldum. Hemen arkasından ‘Bu gece sizi misafir edecek, apne uyku testine tabi tutacağız, hemen 625 bin lira yatırın, makbuzunu getirin’ dediler. Ne yapacaksınız diye sordum. ‘Sizi bu gece makinaya bağlı olarak uyutacak, bir dizi teste tabi tutacağız’ dediler. Kabul etmedim.
O günden sonra zaman zaman Yozgat’taki özel ve devlet hastanelerinde tanıdığımız bütün yöneticilere bu cihazın neden Yozgat’ta olmadığını sorduk. Acaba pahalı bir cihaz da onun için mi alınmıyor diye düşündük. Aldığımız cevap fazla bir maliyetinin olmadığını, kısa sürede Yozgat’ta da bu ünitenin hizmete geçeceğini söylediler.
Bunun üzerinden tamı tamına 12 yıl geçti. Varsın olsun, demek ki kısmet bu güne imiş. Ne olacak? Deveye demişler ki, ‘Boynun neden eğri?’, kafasını kaldırıp demiş ki ‘Nerem doğru ki’. Adı üzerinde Yozgat burası. Avrupa’da, Amerika’da kullanılmaya başlanan bir alet edevat, cihaz, önce İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlere, daha sonra da hatırlı nüfuzlu şehirlere, bize de yıllar sonra geliyor her ne hikmetse.
Bu cihazın Yozgat’ta faaliyete geçecek olması doğrusu bizleri fazlasıyla mutlu edecektir. Bu ve bunun gibi daha başka yenilikler ümit edelim. Bir an önce Yozgat halkının hizmetine sunulabilsin. Kırgınlığımız, kızgınlığımız hakkımız olanı zamanında alamadığımız içindir. Kaç yıl önce üniversite hastanesine anjiyo alet ve edevatları getirildiği halde, hayata geçirilemedi bir türlü. Zaman zaman yetkililerle görüştük.
Malzeme sıkıntısı olmadığını, sadece teknik olarak kalifiye elemanların teknik kurslara gönderildiğini ve en kısa sürede anjiyo yapılabileceğini söylemelerine karşın o da yallar aldı. Hep diyoruz ya, geç olsun da güç olmasın. Tek teselli kaynağımız da bu olsa gerek. ‘Kamu-Özel İşbirliği Modeliyle yapılacak şehir hastanelerinin kurulmasına imkân tanıyan yasanın yürürlüğe girmesinden 4 ay sonra Yozgat Şehir hastanesi için ilk kazma vuruldu. Mevcut bütçe imkânları ile 10 yılda tamamlanması mümkün olmadığı belirtilen hastane, özel sektör finansmanı kullanılarak iki yılda bitirileceği söylendi.
Yozgat Şehir Hastanesi’nin temeli 20 Ağustos 2013 tarihinde Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek, dönemin Başbakan Yardımcısı Sayın Bekir Bozdağ ve Sağlık Bakanı Sayın Mehmet Müezzinoğlu tarafından görkemli bir törenle atıldı, Tüm Türkiye de izlendi. Biz de ayakta alkışladık. O gün aldığımız notlara göre 275 milyon liraya mal olacak hastane 75 bin metrekare arsa üzerine inşa edilecekti. 475 yataklı olacak hastane bünyesinde, 132 poliklinik, 15 ameliyathane, 200 adet tek kişilik, 100 adet çift kişilik, 8 adet tek kişilik VIP odalar bulunacak, 9 tane asansörü olacaktı vs. Yüklenici firma olan Rönesans Holding yönetim Kurulu Başkanı, tören alanında beylik laf da etti, büyük konuştu. Dedi ki “Normalde, bu hastaneler 10 yılda yapılıyor, biz 2 yılda yapacağız”. Sağlık Bakanı da gün, ay ve tarih istedi. ‘Yozgatlılar adına bu hastanenin en kısa zamanda bitirilmesini istiyorum’ dedi de holding yöneticisi açılış tarihini bile verdi. Açılış tarihi neydi dostlar biliyor musunuz? 29 Mayıs 2015 günü hastane bitirilecek, yine böyle bir törenle kurdelesi kesilecek, Yozgat ve çevre illerin hizmetine sunulacaktı.
Ne diyelim de ne koyalım? Hastanemiz ne oldu? Diye kime soralım. Önce Genel Sekreter Muharrem Yahşi beye soracağım ama farz edelim ki ‘Ben daha yeniyim. Bekleyin görün en kısa zamanda çalışmalar başlayacak’ dedi. Bu söz ne bizi, ne de Yozgatlıyı tatmin edecektir.
O halde gelin sağlıkçı, doktor milletvekilimiz Sayın Ertuğrul Soysal’a soralım. O da topu hep taca atıyor, ne diyeceğini bilemiyorum. Merkez milletvekilimiz Sayın Yusuf Başer’e bu tür soruları yönelttiğimizde o da ‘Ben etmem, bilmem, karışmam kardeşim’ diyor.
İl Başkanının hastaneden haberi yok, bu hususta görüş serdetmiyor. Geriye kaldı, Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ. Buradan soruyoruz, sahi Bekir bey, ne oldu bu hastanemiz? 29 Mayıs 2015 tarihinde tamamlanacak mı? Bugün, inşaat sahasında hiç bir faaliyet görünmüyor, taş üstüne taş konmuyor. Sebebi hikmeti nedir? Diye soruyoruz.
Ahir kelam… Korkumuz ve endişemiz var, sayın yetkililer. Kusurumuza kalmayın. Cumhuriyet tarihinde bütün kazanımlarımız topal-aksak yapılmıştır. Örnekleri mevcut. Kaybettiklerimiz var, elimizden alınan yatırımlarımız var. Acele edelim de burada da aynı sıkıntıyı çekmeyelim diyorum vesselam…
5 HAZİRAN 2014 PERŞEMBE