GURBET KUŞLARI-2

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz günlerde ‘Gurbet Kuşları’ başlığıyla yazdığım yazım oldukça ses getirdi. Tanıdığım birkaç gurbetçi, “Abi ne güzel bir analiz yapmışsın” dedi “Başkanım bizi tarif etmişsin” diyenlerde oldu.

Zaman ne kadar geçerse geçsin acı tatlı hatıralar insanın gözünün önüne bir sinema perdesi gibi seriliyor.
Bu yazı vesilesiyle bir dostumla yetmişli yıllardan bugüne Avrupa’da çalışan işçilerin dününü ve bugününü hoş bir sohbet edasıyla tartıştık.

Hiç unutmuyorum Avrupa’ya işçi olarak giden bir büyüğümüz birkaç sene sonra köyden arkadaşım olan oğlunu Almanya’ya götürdü.
Onun izne gelmesini dört gözle bekler olduk.
Gün geldi arkadaşımız böyle bir yaz ortasında bir ay izine geldi.
O dönemin modası izne gelen gurbetçiler yakın akraba ve arkadaşlarına  birer gömlek hediye getirirlerdi. Hikmeti nedir bilinmez. Niye gömlekte başka bir şey değil?
İzne gelen kişi, kendisine önce bir telekli fötr şapka, bir takım elbise, birde şimdiki el çantalarına benzer boyna takılan Sony marka pille çalışan teyp getirirlerdi.
Köy odalarında, tarlada, bağda, bahçede 3-5 kişilik gruplar halinde gurbetçinin peşine düşülür, sabahtan akşama kadar gezilirdi.
Gülcan Opel,  Yüksel Özkasap, Neşet Ertaş, Mahzunî Şerif türküleri banttan defalarca dinlenir,  büyük keyif alınırdı.
Daha sonraki yıllarda araba kullanmayı öğrenenler arabayla izne gelip gitmeye başladılar.
Arabalarının göğsünde önce plak daha sonraki yıllarda teyp çalarlardı. Herkes gıptayla onlara bakarken yakınlarını arabasına bindirip pencerelerini açar,  gezdirirlerdi. Bundan da büyük zevk alınırdı.
Yaşlarına göre birinci nesilden bir kısmı  yurtlarına yuvalarına  tekrar döndüler. Aileli olanlar orada ikamet edip kaldılar.
 Çoluk çocukları oldu. İş, aş sahibi oldular. Hatta orada iş yeri kuranlar bile oldu.
Yurtlarına, köylerine dönenler önce kendilerine birer ev, araba, traktör, koyun, kuzu aldılar.

O zamanda bugün olduğu gibi döviz karşısında paramız değer kaybediyordu. Cebine 2-3 bin mark para koyan zengin, lüks bir hayat yaşıyordu. Varsa 20-30 bin markıyla, dolarıyla arsa, ev, tarla, bağ, bahçede alabiliyorlardı.
Dolayısıyla ekonomi canlanıyor herkes bundan istifade ediyordu.

Yeme-içme bol, gezip-tozma meccanen.
Bir ara yurtdışındakiler sıkıntı çekiyor gibi gözükseler de son yıllarda gene aynı duruma geldiler.
Cebine bin Euro koyan  kişi iyi bir tatil yapma imkânı yakalıyordu. İstediğini alıyor, istediğini satıyor, istediği gibi seyahat ediyor, istediği lokantalarda bol kepçe yemeklerle harcadıkları parayı gözleri görmüyordu.
Eh ne diyelim!
Olunca para harcanır. Türk Lirası değer kaybederse, onlar da bayram eder.
İşte böyle, indir bindir dünyası ile birinci kuşak gitti, ikinci, üçüncü kuşak iş, aş sahibi oldu. Bereket versin.
Çok şükür büyük ölçüde manevi değerlerini korudular.
 Dini bütün sağlam düşünceye sahip olarak vatan ve millet sevgisini kaybetmediler.
Gurbet kuşlarını seviyoruz. Vesselam…  

GURBET KUŞLARI-2
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!