Bu sene ki kışta eski kışlar gibi sert geçti. Karlı, buzlu ve soğuk geçen bir kışı nihayetinde geride bırakıyoruz.
Yozgatlı bu tür soğuk geçen kışlara alışıktır. Dışarıdan ilimize gelenler bu yıl epeyce üşüdüler.
Büyüklerimiz derler ki: “Aradığımız zaman seni nerede buluruz” diye soğuğa mekânını sormuşlar da o da hemen cevabı yapıştırmış ” Erzurum’a bakın şayet orada yoksam Sivas’a bakın. Orada da beni bulamazsanız muhakkak Yozgat’tayım” demiş.
Ben çocukluğumda 19 Mayıs günü bayram yapacakken karla uyandığımızı hatırlıyorum. Yine bir başka tarihte 27 Mayıs sabahına karla uyandığımızı bilirim.
Bu konu ile ilgili ebem Melek Hanım; sayılı kışları sayardı da yazı göstermeden sizi tekrar kışa sokarım derdi. Onun hesabına göre:
14 Ocak Zemheri başlangıcı
14 Şubat Gücük
14 Mart, Mart Kapıdan Baktırır Kazma Kürek Yaktırır
14 Nisan Abrul 5’i
14 Mayıs Kiraz
14 Temmuz Yaz, Orak
14 Ağustos Yaz
14 Eylül İlk Güz
14 Ekim Orta Güz
14 Kasım Son Güz
14 Aralık Kara Kış
Erbain 40 gün, Hamsin 50 gün böylece yılı bitirirdi.
Sonra da cemreleri sayarken de
Gücük ayının 20’si birinci cemre havaya
Rumi Gücük ayının 27’sinde ikinci cemre suya
Rumi Gücük ayının 6 Martında üçüncü cemre toprağa düşer.
Sıkı durun daha kışımız bitmedi. Koca karı soğukları, gün dönüm fırtınası, Abrulun 5’i, Mayıs ayı başlarında da Mercan soğukları insanımızı üşütürdü Yozgat’ta.
Her ne ise son 2 gündür beklediğimiz güneş kendini gösterdi. Çiğdemler çiçek açtı, leylekler geldi, güneşi gören çocuklar kendini parklara, bahçelere attı.
Eskiden bizde doğaya koşar, bugünleri tekerleme söyleyerek karşılardık.
‘Leylek leylek havada
Yumurtası tavada
Gel bizim hayata
Hayat kapısı kitli
Döndü’ nün başı bitli’ derdik.
Yeter ki leyleği havada görelim.
Yozgat’ta ilkbaharın gelmesi çiğdem çiçeği ve leyleğin gelmesiyle olur. Bu günlerden sonra toprak ısınır, kuşlar cıvıldar, cırcır böcekleri ötüşür, kurbağalar vıraklar. Ekim dikim mevsimi böylelikle başlar.
Eriyen karlar, yağan yağmurlarla ıslanan toprak doğayı yeni bir hayata başlatır. Her taraf yemyeşil, şırıl şırıl billur gibi akan sular, patlayan çeşmeler. Meleyen koyunlar, anasını arayan kuzular doğayla, çimenle buluşurlar.
Eh ne diyelim. Ömrü olanlar daha nice soğuklar görür, kışlar geçirir, sonunda gelen ilkbahara kavuşurlar. Arkasından da yaz gelir diyorum. Vesselam