GARALİ’NİN HACI 2

BEĞENDİM

ABONE OL

News

İstanbul’da sokağa çıkma yasağını ihlal eden Garali’nin Hacı, Yozgat’a dönmeye karar verir. Otostop yaparak Yozgat’a gelmeyi aklına koyar. Yaya olarak aç, susuz yollara düşer.
Bir sabah Gebze’den İzmit’e yürümeye başlar.
Öğle vakti olmuştur. Bitkin bir vaziyette yoldan geçen her arabaya el kaldırır.
Takati kesilen Hacı, arkasından bir kamyonun geldiğini görür. Birden kendini yola atar.
Şoför acil fren yaparak zar zor durur. Arabasını sağa çekerek Hacı’ya “Delirdin mi be adam! Kanına mı susadın. Ölmek için beni mi buldun” Diye bağırır.
“Az kalsın kaza yapacaktım senin derdin ne?”
Hacı iki elini açarak yalvarmaya başlar:
“Şoför abi, yolda kaldım, param yok ve karnım aç.”
Halini gören şoför acıyarak ona “Yolculuk nereye?” diye sorar.
“Yozgat’ta gidiyorum.”
“Ben İzmit’e kadar gidiyorum seni oraya kadar götürüyüm atla” der.
Kamyoncu halden anlayan biridir, biraz ileride bir lokantaya sapar. Hacı’nın karnını güzelce doyurur.
Masaya gelen mercimek çorbasını iki somun ekmekle birlikte bir güzel yer. Bunu gören kamyoncu garsona bol kepçeli birde kuru fasulye söyler, onu da bir ekmekle yer, üzerine de bir bardak su içerek kendine gelir bizim Garali’nin Hacı. Tekrar yola koyulurlar. Şoför sorar:
“İzmit’te kimin var?”
“Orada bir yakınım var, o elbet beni Yozgat’ta düşürür.”
İzmit’te ikindi üzeri köylüsü ve akrabası olan Halit öğretmeni burada bulabilirim umuduyla gezinir durur.
Sora sora Bağdat bulunur diyerek her önüne gelene Halit Öğretmeni sorar.
Bir akıllı adam: “oğlum İzmit’te aramayla öğretmen bulunmaz, şurada Milli Eğitim Müdürlüğü var git oradan sor, sana hangi okulda olduğunu söylerler.” Diye akıl verir.
Hacı hemen milli eğitimin kapısına dayanır. Oradan birine “Ben Halit Kızılay öğretmeni arıyorum, Yozgatlı” der.
“Nesi olursun?”
“Emmimin oğlu.”
Görevli, listeye bakar ve Halit öğretmenin Kurtuluş İlkokulunda olduğunu söyler.
Koşar adım, gün batmadan oraya gider bakar ki okul kapalı. Okulda görevli hademe ona aradığı kişiyi tanıdığını TÖBDER’in başkanı olduğunu söyler ve yerini Hacıya tarif eder.
Tarif edilen yere gider.

Dernekte kimsin necisin kimlik sorarlar ve Halit hocayı nereden tanıdığını sorarlar.?
Amcaoğluyuz der.
Halit hoca bakar ki kendisini soran kişi köylüsü, amcaoğlu Garali’nin Hacı’dan başkası değildir.
Halit öğretmen annesini babasını akrabalarını ve köyüyle ilgili havadisleri sorarken oda hiç alakası olmayan bir şey söyler.
“Halit ağabey duydun mu Çopraşık çok karışık” der.
Çopraşık Kırşehir’de bir köy. Orada çok cinayet olur.
Bunun burası Garelinin Hacı. Her tarladan bir kesek söylemezse olmaz, bayat lafı çok sever.
Halit hoca hizmetliye 20 lira verir, “Önce bunun başında dur karnını doyur, sonra terminale götür, Yozgat’ta biletini al otobüse bindir” der.
Sağ olasın Halit ağabey; der oradan ayrılır.
Hülasa Garali’nin Hacı geçtiğimiz yıllarda meydana gelen korona virüs dolayısıyla, 65 yaş üstüne gelen yasaklardan da hiç etkilenmez. Gene bildiğini yapar. Yasakların daha ilk günü otostopla Yozgat’a gelir ve yine yakalanır. Polisler önce ikaz eder, ikincide ceza keseceklerini söyleyip bırakırlar.
Garali’nin Hacı’yı tutabilene aşk olsun, iki şeyden çok korkar; biri Jandarma, bir diğeri de Mahkeme’dir.
Şuan itibariyle yaşı 75’in üzerindedir. Bugün ki karda kışta bile otostop yaparak yaya yapıldak yine Yozgat’a gelip gidiyor.
Garali’nin Hacı’yı da böylece anlatmaya çalıştık.

Rabbim akıl fikir versin diyorum.

Vesselam…

31 OCAK 2022 PAZARTESİ