FELAKET KAPIMIZI ÇALMADAN

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz günlerde meydana gelen büyük deprem sonunda binlerce konut yerle bir olurken on binlerce insanımız sakat kalmış, binlerce insanımızda yıkılan binaların altında ya donarak ya da molozlar altında sıkışarak can vermişlerdir.

Deprem bir vakadır er geç kapımızı Allah korusun çalacaktır.
Bugün Yozgat vilayetinde depremle ilgili nelerin yapıldığını nelerin yapılamadığını neler yapılması lazım geldiğini bu ilde yaşan bir vatandaş olarak irdelemek istiyorum. Bir defa Nohutlu Tepesi ile Çamlık Tepesinin ortasından geçen Sarıhacılıdan çalatlıya kadar olan dere yatağındaki yapılaşmanın yanlış olduğu kanaatindeyim. Hele bu on katlı ve daha yüksek projeler ise…

Yoğunluk olarak Yozgat yeni yapılan binalarla her gün biraz daha sıkıştırılıyor. Yeni imar alanları açılmıyor. Muslubelen’den itibaren Çalatlı’ya doğru Sarıhacılı’dan itibaren Saray a doğru. Banderli’den Borukluyazı ya doğru ne taraf uygunsa bir türlü kabuğumuzu kırarak iki dere arasından çıkamadık. Yeni mücavir alanlarının sınırlarını genişleterek imar alanları açamadık.

Yerel yönetimlerimiz eski Yozgat’ı büyütme adına yeni bir Yozgat’ta oluşturamadılar maalesef. Burada hiç kimseyi suçlamak niyetinde değilim. Sıkışık eski Yozgat’ta kentsel dönüşüm adına yeni projeler üreteceğimize açılacak imar alanlarında yeni binaların yapılmasına neden lakayt kalırız anlamıyorum doğrusu.

Buradan şöyle bir öneride bulunmak bir vatandaş olarak hakkım olsa gerek:
Yaşadığımız depremden sonra hiç vakit kaybetmeden Yozgat’ın girişi çıkışı güneyi kuzeyi hangi istikamette olursa olsun yeni imar alanları açılmalıdır.
Açılan imar alanlarının yol, su, elektrik, internet, kanalizasyon, doğalgaz hatları gibi alt yapı tesisleri yapılarak elli, yüz, beş yüz hatta bin konutluk toplu yerleşim alanları oluşturulmalıdır. Tıpkı yeni bir organize sanayi bölgesi gibi.

Alt yapısı bitirilmiş alanlarda devletin cebinden kuruş parası çıkmadan illa şehir içinde yüzde elli kat karşılığı arsa alıp bina yapacağım, bir daire mal sahibine bir daire de kendime yapacağım diye ev fiyatlarını iki katına çıkartmanın ne anlamı var. 

Şehir içindeki 150-300 hatta 500 metre karelik küçük küçük arsaları hak sahipleri ile anlaşarak yeşil alanlara dönüştürsek, hak sahiplerine de yeni imara açılacak yerlerden hissesi nispetinde yeni daireler versek olmaz mı? Böylelikle bir taraftan şehir güzelleşirken bir tarafta da yapılacak yeni projelerin şehre katma değer katmasının kime ne zararı olur.

Yeni oluşturulan arsalar düşük yüzdelerle veya cüzi paralarla müteşebbislere verilse. Onlar kendilerine verilecek bu imkân ile teşvik edilse kimsenin cebinden bir kuruş çıkmadan kısa sürede yeni yeni mahalleler oluşmaz mı? Bu sayede Yozgat büyüyüp gelişmez mi? Fırsattan istifade evi olmayan insanlar da ev sahi olmazlar mı?

Yapılan bu yerleşim yerlerine harcanacak her kuruşun harcını, damga vergisini, katma değerini, pulunu elektrik ve su aboneliklerinden büyük gelirler elde etse olmaz mı?

Devletimiz TOKİ ye sağladığı arsa vs. imkânların aynısını özel firmalara ve şirketlere de uygulasa, eşit şartlarda rekabet ortamı oluşsa bu sayede güzel güzel projelerin ortaya konulsa Yozgat’ımız adına büyük bir kazanım olmaz mı?

Maalesef Yozgat’taki yerel yönetimler bu tür hak sahiplerini mağdur etmekten geri kalmıyor. Arsalarını değerlendirerek emsal değerde, takas usulüyle yeni arsalar vermiyor, veremiyor.

Netice, devlet milleti için vardır. Milletin refahı, zenginliği devletimiz içindir. Devlette kanun ve yönetmelikler içinde milletinin huzuru, can ve mal güvenliği, sağlığı, refahı için çalışır, onlara eşit fırsatlar tanır.

Felaket kapımızı çalmadan bu tür önlemleri zamanında niye alamıyoruz diyorum vesselam.

FELAKET KAPIMIZI ÇALMADAN
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!