Geçtiğimiz gün Kars il kongresinde konuşan Başbakan Erdoğan, AK Parti’nin “Türkiye Partisi” olduğunu ifade ederek; “Buradan tüm teşkilatlarımıza seslenmek istiyorum. Biz, bir Türkiye partisiyiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üzerinde bir merci yoktur, millet iradesinin üzerinde bir irade de yoktur. Aziz milletimizin kararından öte bir karar ve yetki yoktur. Kim ki kendisini yasama organının yani TBMM’nin üzerinde görürse bu millete haksızlık eder. Asli olan insanımızdır, milletimizdir, vatanımızdır, ülkemizdir, anayasal düzendir. Hükümet olarak 6,5 yıl boyunca demokrasiyi güçlendirmenin gayreti içinde olduk. Türkiye’yi tüm manasıyla demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti, yapabilmenin gayreti içinde olduk. AK Parti olarak da bütün teşkilatlarımızla, Türkiye sevdamızla demokrasiyi en yüksek standartlara kavuşturmanın mücadelesi içinde olduk. Önümüze çıkarılan engeller bizi mücadelemizden yıldırmadı. Zorluklarla karşılaştığımızda yılgınlık göstermedik. Çünkü biz bir emanet taşıyoruz” diyor.
El hak doğrudur. Hiç kimsenin böyle bir izaha itirazı olamaz. Ancak Kars’ta bu böyle ise Yozgat’ta da böyle olmalıdır. Aylar, yıllar öncesinden yapılmış ilçe kongreleri ile belirlenmiş, parti organlarınca onaylanmış delegelerin vereceği karara ipotek koyma adına yapılacak il başkanlığı seçimini değişik mülahazalarla, ayak oyunlarıyla bir defa değil ikinci kez tehir etmenin anlamı nedir?
Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur mu? Diyeceğiz. Yoksa neticede sandık ortaya konacak öyle veya böyle milletin iradesi sandığa yansımayacak mı? O zaman bu tür zikzaklara ne gerek var. Yapsaydınız zamanında seçimleri, tehir etmenin, ertelemenin mantığı nedir?
Siz ne yapmak isterseniz yapın. Hani derler ya; Minare ne kadar yüksek olursa olsun imam bildiğini okur. Yine delegenin dediği olacaktır. 14 Haziran’da yapılacak seçim hiçbir sebep, hiçbir gerekçe gösterilmeden bu kez de 18 Temmuz’a ertelendi. Bu seçimi tehir eden irade; biz delege yapılanmasını biliyoruz.
Milletvekillerinin, belediye başkanlarının seçildikleri yöntemle il başkanlarını da seçmeliyiz mantığı hayata geçecek gibi gözüküyor. Oysa Sayın Başbakan Kars’ta ki konuşmasında böyle demiyor olsa gerek. Yoksa başbakana rağmen birileri, Yozgat il başkanlığı seçiminde ki kriterleri yok sayarak tek aday, o da bizim istediğimiz isim etrafında birleşsin teşkilatlar istiyor olabilirler. Uysun bizim kriterlerimize delegeler, yoksa aba altından sopamı gösterilmek isteniyor.
Tabanın, milli iradenin ne önemi var diyenlere diyorum ki; Sahi bu ne biçim seçim? Olmadı bir daha deneyelim. O da olmadı yarısı bizden, yarısı sizden. Adamına göre muamele. Oh ne ala, ne güzel.
Hayır, bu böyle gitmez. Herkes eteğinde ki taşı döksün. Herkes aklını başına alsın. Gözüken o ki bu düğünün matemi büyük olur. Benim doğrularımı paylaşmayan kim varsa eğridir anlayışı hâkimdir Yozgat siyasetinde… Ne çekiyorsak işte bu anlayıştan çekiyoruz 70’li yıllardan bu yana. Tarafgirliğimizin ve gururumuzun üstünde yürümeyi öğrenmedikçe, kucaklaşamayacağız gibi gözüküyor. Herkesin düşüncelerini açıkça ifade etmesi, siyasetin karşı tarafı yıkmak değil, uygun çözümler bulmak olduğunu bilmesi lazım gelir diyorum. Vesselam…
1 OCAK 2009 PERŞEMBE
