DOST…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Günümüz insanı, günübirlik olayları değerlendiriyor. Her türlü hile, desise, alavere, dalavere bir takım tezgâhlar içinde olarak bazı yerlere gelebiliyorlar.

Geldikten sonra da, orada çıkarları zedelendiğinde bir anda, küplere binerek dolu testiyi kırabiliyorlar. Testinin içindeki su döküldüğü zaman birilerine tekrar toplamak düşüyor. Ama nafile… Önce testiyi kırdırmayacaksın. Testi kırıldıktan sonra bir mana ifade etmiyor.

Günümüz insanı maalesef her şeye maddi açıdan bakıp, neticesini de hemen şimdi beklediği için dostluklarına, akıl fikir ermiyor. Dost gibi gördüğünüz bir takım insanlar menfaatleri icabı size damardan girebiliyorlar.

Yönetim kurullarınızı, denetim kurullarınızı oluşturabiliyorlar. Hatta sağ kolunuz olabiliyorlar. O insanlara, gizli açık sırlarınızı verebiliyorsunuz. Bir başkasının görmesini, duymasını arzu etmediğiniz, size ait sırlarınızda olabiliyor.

Bu sırları günü geldiğinde besleyip, büyüttüğünüz, giymeyip giydirdiğiniz, iş aş sahibi yaptığınız bir takım zavallı insanlar sizin aleyhinizde kullanabiliyorlar.

Bir de bakmışsınız ki, arkadan hançer yemişsiniz. Bu hançerde dostluk adına, arkadaşlık adına, dava adına ciğerinize saplanmış olabiliyor.

İslam orduları başkomutanı Halit Bin Velit: Ölüm döşeğinde demişti ya: “Dostun kılıç yarası, düşmanın kılıç darbesinden daha ağır geldi.” Gene hikâyedir, anlatılır. Kafadar gençler ava çıkarlar. Bir sırtlanın izini sürerler. Sırtlan bir eve sığınınca ev sahibi kılıcını alır ve avcılara “bu sırtlan benim evime sığınmıştır. Çekilin gidin” der. Ev sahibi zayıf kalan bu sırtlana sabah, öğle ve akşamları süt vererek besler. Sırtlan kuvvetlenince bir gün ansızın ev sahibine saldırır, onu parçalayıp kanını emer. Bunu işiten amcaoğlu “layık olmayana iyilik yapan işte kanıyla karşılık bulur” der.

Bazen iyilikle kötülüğü ayırt etme zorlaşabilir. “İyiliğe karşı iyilik her kişinin işidir. Kötülüğe karşı iyilik er kişinin işidir.” İyilikle kötülük denk değildir. Kötülüğü en güzel olanla gider.

 O zaman birde bakmışsın ki seninle arasında düşmanlık olan kişi sanki sıcacık bir dost oluvermiş.

 Peygamber efendimiz (SAV) “Layık olana da olmayana da dostluk yap.” Dostluk kolay elde edilebilecek bir şey değildir. Dostlukta bazen çile, bazen ızdırap, bazen gözyaşı, bazen de bedel ödemek vardır. Katlanabiliyorsan işte o zaman sen hakiki dostsun. Yoksa sende birileri gibi gelip geçen konan göçensin.

Dostluğun sadece menfaate dayanan yalancı dostluk olmasın. Bir insanı seversin veya sevmezsin. Menfaatin elverdiği zaman sevmediğin insanları göklere çıkartarak aleyhinde tek cümle sarf ettirmeyen bazı menfaatperestler, menfaatlerine helal geldiği zaman aynı insanı yerin dibine batırabiliyorlar. Nerde kaldı ahde vefa… Nerde kaldı dürüstlük. Nerde kaldı bir kahvenin kırk yıl hatırı vardı hani… İnsanımız aslına, özüne, tarihine, kültürüne ne zaman dönecek? Sevdiğini Allah için sevecek. Sevmediğine de Allah için buğuz edecek diyorum  Vesselam…

DOST…
Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!