ÇOCUKLARIMIZ VE NAMAZ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Anne ve babalar olarak çocuklarımız, Allah’ın bize verdiği bir nimet olduğu gibi birer de imtihandır.
Hiç bir çocuğun ‘sahibi’ anne ve babası olmadığı gibi yetiştirilmesi ve sorumluluğu da anne, babasıyla sınırlı değildir. İslam fıtratı üzerine yaratılıp, hiç bir şekle girmemiş tertemiz bir toprak gibidir çocuklar. Toprağa hangi tohum ekilirse mahsulü de o olacaktır.
Günümüz de cami ve çocuk birbirine yakınlaştırılmalıdır!
Şu fani dünya da cami ve çocuk birbirine en çok yakışan bir kaç şeyden biridir. Camiler ihtiyarlardan bile belki daha çok çocukların merkezi olmalıdır. Cami bahçeleri, çocuklar için oyun sahası, şadırvanlar bir avuç su içmek için uygun yerler olmalıdır.
Cami görevlilerinin, kirlenmesin diye çocukları şadırvandan ve avludan uzaklaştırıldığını, hepimiz çocukluğumuzdan çok iyi biliyoruz.
Cami görevlilerinin bu hususta uyarılması gerekiyor. Cami dernekleri, futbol ve masa tenisi turnuvaları gibi sportif etkinlikleri bizzat kendisi organize etmesi gerekirken, çocuklara çıkarılan engeller anlaşılır gibi değil.
Mekke ve Medine’ye giden insanlarımız oradaki gördükleri manzarayı hatırlayacaklardır elbette. Orada çocuklar için her türlü hizmetlerin yanında hoşgörü ortamı mevcuttur. Çocuklar istediği şekilde kendi aralarında oyun kurarlar hoplayıp, zıplayarak saflar arasında koşar da koşarlar. Kimse de bu durumdan rahatsız olmaz.
Camileri bugün, yalnızca ihtiyarlara has yerler olarak görüyor ve gösteriyor olmamız fazlasıyla üzücüdür. Hiç düşünmez miyiz küçükken içeriye girmesi yasaklanan çocuklar, büyüyünce camiye nasıl girecekler?
Efendimiz (sav), “ Çocuklarımız yedi yaşına girince onlara namazı emredin “ buyurmuşlardır.
Çocuklarımızı, hangi gerekçeyle olursa olsun, camiden uzaklaştırma ve onları camiden soğutma hareketini kim yaparsa yapsın, onların ne insanlıktan ne de peygamberi ahlaktan bir haberdirler.
Hz. Peygamber (sav) yakın çevresinde ki çocuklara ve torunlarına o kadar ilgi ve sevgi göstermiş ki; camide namaz kıldırıyorken bile çocuklar efendimizin omzuna ve sırtına çıkabilmişlerdir.
Hz. Peygamber secdeye gidince Hz. Hasan ve Hüseyin gelip Efendimizin sırtına binerlerdi. Hz. Peygamber secdeden kalkarken onları yumuşak bir şekilde alıp yere koyardı. Secdeye gidince onlar yine sırtına binerlerdi, bu durum namaz bitene kadar devam ederdi.
Efendimiz (sav), bir gün hutbe okuyorken Hz. Hasan ile Hüseyin camiye girmişlerdi, onları görünce sözüne ara verip aşağı inmiş ve onları kucağına almıştı.
Peygamber (sav), cemaate namaz kıldırırken rükûdan doğruldu. Semiallahülimenhamide dedi. Yeni Müslüman olmuş bir bedevi Arapça biliyordu. Yüksek sesle, Allah’a o kadar hamd ediyordu ki konuşuyor konuşuyordu.
Namaz sonunda soruyor efendimiz; bu konuşan kimdi diye? Adam kalkarak benim diyor. Peygamber efendimiz “vallahi bütün melekler o adamla birlikte o an dua ettiler”, buyurmuştur.
İslam “ Aile halkına namazı emret! “diyor.
Cumamız mübarek olsun diyorum Vesselam…

ÇOCUKLARIMIZ VE NAMAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Merhaba Yozgat Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!